Tüm saygımla Çeviri Portekizce
512 parallel translation
Efendim, tüm saygımla ben değişen olayları düşünmek için biraz zaman rica edecektim.
- Dr. Juiz, com o maior respeito, peço algum tempo para considerar esta mudança nos acontecimentos.
Ama tüm saygımla sormak...
Não, senhor, mas, com todo respeito...
Tüm saygımla efendim, bu konuda kayıtsız şartsız sorumluluğu üstlenmeden bana kendi adamlarımı vurmayı emretmeye hakkınız yok.
O senhor não tem o direito de me mandar abater meus homens... a menos que assuma total responsabilidade por isso.
Cevap vermeyi reddediyorum, efendim, tüm saygımla.
Recuso-me a responder, senhor, respeitosamente.
Efendim, tüm saygımla beni Nassau'ya görevlendirmenizi öneriyorum.
Chefe, sugiro-lhe com todo o respeito que me envie para Nassau.
Kaptan, efendim, eğer yerinizde olsaydım, tüm saygımla inancımı kişisel dualara bırakırdım.
Capitão, sir, se fosse a si, com todo o respeito deixaria o evangelho para ser rezado em privado.
Tüm saygımla Bakanım. Siz.. Onlar yanılıyorlar.
Com o devido respeito Sr. Ministro, o senhor está as pessoas estão enganadas.
Tüm saygımla, efendim, söyleyebilirim ki bu benim ilk teşhisimdi.
Com todo o respeito, esse foi o meu diagnóstico inicial.
Yo hayır tüm saygımla, red ediyorum.
Meu ajudante, com o devido respeito, recuso-me terminantemente -
Pekala Kitt. Tüm saygımla ; herhalde üstünden atlamayı...
Com todo o respeito, não estás sequer a pensar em...
Sayın Yargıç, tüm saygımla, davamı siz yönetecekseniz, umarım kaybetmezsiniz.
Senhor Juiz, com o devido respeito, se vai defender o meu caso por mim, espero que não o perca.
Sana tüm saygımla söylüyorum ki, François burada o kadar uzun kalmayı düşünmüyorum.
Com o devido respeito, François, não tenciono ficar aqui muito tempo.
Tüm saygımla, nedir o?
Com todo o respeito, qual é então?
Tüm saygımla, Komisyon üyesi Daniels.
Com todo respeito, Comissária.
Biliyorum sen aptal olduğunu düşünüyorsun, ama tüm saygımla ben senden çok daha büyük bir aptalım.
Podes achar-te um idiota, mas, com todo o respeito, eu sou pior.
Efendim, tüm saygımla belirtiyorum, kayıtlarıma bakın.
Sr., Com todo o devido respeito, Veja o meu cadastro.
Tüm saygımla Sir Henry, durum şu ki, General Wellesley Teğmen Sharpe ve adamlarını benim emrime verdi.
Com todo o respeito, Senhor Henry, a situação é que... o General Wellesley pôs o Tenente Sharpe e os homens dele à minha disposição.
Benden daha tecrübeli olabilirsin, fakat tüm saygımla bu bir Ulusal Güvenlik Konseyi'nin görevi..
Podes ter mais experiência, mas quero respeito. Esta missão é do Conselho Nacional de Segurança.
Tüm saygımla, Binbaşı, sınırlarınızın korunması Federasyonu'nun burada oluşunun birincil sebebi değil ve benim de burada olma nedenim değil.
Proteger as vossas fronteiras não é a razão principal para cá estarmos e para eu cá estar.
Prosedürlere olan tüm saygımla, aldım.
Com o devido respeito pelos procedimentos, eu já estou farto. Isto é o máximo a que o dever obriga.
Tüm saygımla, Bay O'Shea, Ben Miss Regent in talimatlarını uyguladım.
Com todo respeito, senhor, eu sigo instruções da Srta. Regent.
Tüm saygımla, başkomiser, kendimi görüş bildirmekte özgür hissetmiyorum.
Com o devido respeito, Inspector Chefe, eu não me sinto à vontade para comentar neste momento.
Tüm saygımla sanmıyorum Binbaşı.
- Discordo respeitosamente, Major.
Tüm saygımla.
- Theodore, - Tenho humildemente... - Humildenentemente...
Tüm saygımla.
- Humildemente! Humildemente! - Humildenentemente.
Tüm saygımla efendim, fakat tek bir nükleer denizaltı birden çok dizel denizaltıyı yenebilir.
Um ataque com um submarino nuclear conseguia inutilizar vários a diesel.
Efendim, tüm saygımla, bu kadar çabuk teslim olma kararında sizinle aynı fikirde değilim.
Senhor, com respeito, não concordo em nos rendermos assim tão rapidamente.
- Amiral, tüm saygımla, bu benim gemim.
- Com todo respeito, o posto é meu. - Agora não.
- Şu anda değil. Tüm saygımla.
Com todo respeito.
- Bay Flanders tüm saygımla... Bart yanlış bir şey yapmadı.
Sr. Flanders, com o devido respeito, o Bart não fez nada!
Tüm saygımla, efendim, biz, biz kavga etmiyorduk.
Com o devido respeito, não lutámos.
Tüm saygımla, Bajor sadece bir gezegen.
Com todo o respeito, Bajor é só um planeta.
Komutan, tüm saygımla aklını mı kaçırdın?
Comandante, com o devido respeito, perdeu o juízo?
Tüm saygımla Binbaşı, Juilan'ın ona bakmasını tercih ederim.
Com todo o respeito, Major, preferia ver o Julian a tratar dele.
Tüm saygımla, Sayın Başkan, Bitirmeyi tercih ederim.
Com o devido respeito, gostaria de concluir.
Tüm saygımla, bu soruyu yanıtlamayı reddediyorum, efendim, çünkü -
Abstenho-me de responder a essa pergunta.
Tüm saygımla, Sayın Başkan, Bitirmeyi tercih ederim.
Com o devido respeito, eu gostaria de concluir.
- Tüm saygımla, bu soruyu yanıtlamayı reddediyorum, efendim.
Abstenho-me de responder a essa pergunta.
Tüm saygımla söylüyorum, giysi renklerimizin sanmam ki bizi dövmelere veya canavar kamyon yarışlarına götürsün.
Com o devido respeito, dificilmente acho que usar roupa de cor possa conduzir ao uso de tatuagens ou corridas de camiões.
Tüm saygımla, efendim, sorabilir miyim, siz kimsiniz?
Com todo o respeito, senhor, posso perguntar-lhe quem é?
Haydi ama, Randy. Tüm saygımla söylüyorum ki katilin, filmlerle ölümsüzleştirilen iki seri katili örnek aldığı apaçık ortada. - Teşekkür ederim.
Com todo o respeito, é óbvio que o criminoso se inspirou em dois assassinos sériais já imortalizados no cinema.
Tüm saygımla Dr. Frazier, Masum kültürleri acımasızca asimile eden
Com todo o respeito, Doutora Frazier, vocês eram uma "família em harmonia"
Tüm saygımla, eğer daha büyük torpidolarınız yoksa, geriye dönmüyorum, fakat bu meseleyi sizinle tatışmaya razıyım.
Com o devido respeito, a não ser que tenha algo mais em seus tubos de torpedo, eu não vou retornar. Estou disposta a conversar com vocês. Nenhuma discussão!
Tüm saygımla, efendim, riskleri belirledik.
Com todo o respeito, meu General, já estudámos os riscos.
Tüm saygımla, Sayın Şansölye, Narim Triad'ı pek ayrıntılı açıklamadı.
Com todo o respeito, Chanceler, o Narim nao explicou a Tríade muito bem.
Efendim, tüm saygımla,... görünüyor ki bu kadın sizleri bir çeşit büyünün etkisi altına almış.
Bem, meu General, com respeito,... parece que esta mulher tem-vos a todos sob, uma espécie de feitiço ou qualquer coisa.
Tüm saygımla, efendim, bence o Birleşik Devletler Askeri İstihbarat'ına bir kobay olmak için bizim tarafımıza geçip ekibimin hayatını kurtarmadı.
Com todo o respeito, General, não acho que ele tenha salvado a minha equipa ou que tenha passado para o nosso lado para que se possa tornar a cobaia dos serviços secretos dos US. Atenção, Coronel.
Tüm saygımla, General, sanırım bunu üstlerime iletmem gerekecek.
Com todo o respeito, General, acho que devo levar este assunto aos meus superiores.
Efendim, tüm saygımla,... bu program muhtemelen insanlığın en büyük girişimi.
Senhor, com respeito,... este programa é provavelmente a maior tarefa da humanidade.
- Mahkemenin bilgilenmesi açısından, sözcüklere dökülmesi edebe aykırı suçlamalar için tüm saygılarımla... tanıklığı gereken bu genç hanımefendiyi tanık olarak çağırırken, mahkemenizin suçlamaları okuduğunu bilmekle birlikte onları hariç tutup, sanığa yüklenen suçlamalarda dikkatinizi çeken Savaş suçları ile ilgili 92.ci maddenin dikkate alınmasını talep ediyorum.
Desde que a corte reconhece a natureza delicada das acusações. Gostava de sugerir que em referência à jovem senhora... de quem a presença é necessária como uma testemunha, que a corte omita a leitura das acusações e de especificações em detalhe... e cite simplesmente o acusado como culpado... por violação do 92º artigo de guerra em ambas as acusações.
Tüm saygılarımla gitmeyi reddediyorum.
Com todo o respeito, mas recuso-me a partir.