English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Virgil

Virgil Çeviri Portekizce

930 parallel translation
Görüşürüz Virgil.
Até logo, Virgil.
Buraya seni ve oğullarını götürmeye geldim. James ve Virgil Earp cinayetlerinden yargılanacaksınız.
Tenho uma ordem de prisão para si e seus filhos... são acusados dos assassinatos de James e Virgil Earp.
Virgil, birkaç silah daha.
Virgil, aqui tens mais umas armas.
Tamam. Aletlerini al ve ofise git. Virgil silahını verecektir.
Reúna as suas coisas, passe pelo escritório e o Virgil dá-lhe os revólveres.
Virgil, Dutch Henry silahını aldı mı?
O Dutch Henry veio buscar a arma dele?
- Haydi Virgil.
- Anda daí', Virgil!
- İyiler. - Virgil ve Morgan evlendi.
- O Virgil e o Morgan casaram-se.
- Virgil ve Morgan evlendi mi?
- Eles casaram-se?
Kardeşin Virgil Tombstone'da şerif değil mi?
O teu irmão Virgil não é xerife em Tombstone?
Virgil benim kardeşim.
O Virgil é meu irmão.
Betty, seni Virgil'in elinden alacağım.
Betty, vou roubar-te ao Virgil.
Virgil, oğlun yatmadan önce seni öpmek istiyor.
Virgil, o teu filho quer dar-te as boas noites.
Morgan ve Virgil bekliyor.
O Morgan e o Virgil estão à espera.
Hey, Virgil, dışarı gelsene.
Virgil, vamos.
Verdiği ifadeye göre, siz 194 7'de New York'lu bir polis yüzbaşısının ve Virgil Sollozzo'nun öldürülmesinden sorumluymuşsunuz.
A testemunha testemunhou que é pessoalmente responsável pelo assassínio de um capitão da polícia de Nova lorque em 1947, e com ele um homem chamado Virgil Sollozzo.
Hey, Virgil.
Hei, Virgil.
Seninki Virgil, değil mi?
E o seu é Virgil, não é?
- İşte kurtarma platformu yolda.
Pronto. Aí vai a plataforma de socorro. - Virgil, como é que vai isso?
- Hadi
Vá lá, Virgil.
- Ağabeyini al, bana hasar raporu verin.
Virgil, ocupa-te do teu irmão. Gordon, avalia os danos.
Bize sorun çıkaracağını sanmıyorum, öyle değil mi Virgil?
Virgil?
Pekâla, Virgil.
Muito bem.
Yardıma ihtiyacımız olacağını sanmıyorum. Ama yine de Virgil Tibbs gibi etkili bir insan gücü önerdiğiniz için, teşekkür etmek isterim. Bu işi kendimiz de paketleyebiliriz.
Nós resolvemos isto sozinhos.
Evet efendim! Peki efendim!
Obrigado por me oferecer esta grande especialidade que é o Virgil Tibbs.
Virgil, ne sana ne de mikroskoplarına artık ihtiyacımız yok!
Não precisamos de ti nem dos teus microscópios.
Ve Wood, sen de Virgil'i istasyona götür. Şef!
leva o Virgil à estação.
Dostumuz Virgil, Harvey'in masum olduğunu düşünüyor.
Ele acha que o Harvey está inocente.
Eminsin değil mi, Virgil.
Tu estás muito seguro.
Philadelphia'lı bir zenci için ne komik bir isim bu!
Virgil é um nome estranho para um preto de Philadelphia.
Eh, Virgil! Kafanın içinde çalışan bir beyin olduğu muhakkak!
lá isso é verdade.
Bu kasabanın bir fabrikaya ihtiyacı var, Virgil.
Esta cidade precisa de uma fábrica.
Seni kamçılamak, bu dünyadaki en büyük tatmin olurdu, Virgil!
ficava feliz.
Birşeyi bilmek ister misin, Virgil?
Queres saber uma coisa?
Senin için birşey ifade etmiyor değil mi, Virgil?
Não ias querer fazer disto.
Bu da Virgil.
Este aqui é o Virgil.
- Virgil'i istasyona götürdünüz mü? - Hayır efendim.
- Levaste o Virgil à estação?
Eh, sonunda mesajı almışsın ha, Virgil?
Agora já percebeste?
Hareket başlasın bakalım, Virgil!
Toca a andar.
Pekâla, Virgil. Tam olarak istediğin nedir?
Mas o que é que tu queres?
Virgil, eğer kendini öldürtürsen bu kasabada herşey arap saçına döner bunu biliyor musun?
vamos ter montes de problemas nesta cidade. Sabes isso?
- Tamam, sen ne alacaksın, Virgil?
- O que é que queres?
Şimdi artık trenine yetişebilirsin, Virgil.
Podes apanhar agora o comboio.
Biraz dikkatsizsin, öyle değil mi Virgil?
Estás a ficar descuidado.
Hâlâ anlamıyor musun, Virgil? Kimseyi almadı o!
Ele não trouxe ninguém.
Ne yapacağım biliyor musun, Virgil? Seni Brownsville'e götürüp otobüse kendim bindireceğim.
Eu vou-te levar a Brownsville e pôr-te no autocarro.
Biliyor musun bak Virgil, sen seçilmişlerden birisin.
tu estás entre os poucos eleitos.
Babam da onun babasıyla. Virgil Smith'in hukuk bürosu.
O escritório de advocacia do Virgil Smith.
Hey! - Canın mı acıdı, Virgil?
Doeu, Virgil?
Virgil Tibbs.
- Virgil Tibbs.
Jess, bu bu Virgil!
Este é o Virgil. Está a trabalhar para mim.
- Evet? - Şef? - Evet?
Sabe onde está o Virgil?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]