English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yaralanmış

Yaralanmış Çeviri Portekizce

1,251 parallel translation
Annen yaralanmış. - Ne olmuş?
A tua mãe pediu para te avisar.
Uyanın Dr. Carter. Araba kazasında birkaç kişi yaralanmış.
Várias vítimas de acidente rodoviário a chegar.
Noel kutlamasına giden on iki çocuk yaralanmış.
Cerca de 12 crianças feridas a caminho de uma festa de Natal.
- Nöbette yaralanmış.
- Porquê? - Estava de serviço, ficou ferido.
Yaralanmış gibi gözüküyorsun.
Vocês são colírio para os olhos.
- Mac'i oynayacak olan aktör yaralanmış.
- O actor que fazia de Mac não pôde ir.
Kazada vücudun kötü yaralanmış.
Lamento, mas o teu corpo ficou gravemente ferido na colisão.
- Bir Morgul bıçağıyla yaralanmış.
Foi ferido por uma lâmina Morgul.
Guarnere ağır yaralanmış, Hoobler kaza ile ölmüştü.
O Guarnere estava gravemente ferido e o Hoobler morreu acidentalmente.
Hey, dostum. O kötü yaralanmış.
Ela está muito mal ;
Anladığım kadarıyla ortağınız Leon Jackson yaralanmış.
O seu colega está ferido.
Nasıl yaralanmış?
Como é que se feriu?
Asoka, Ujjaini'de, feci yaralanmış.
O Asoka está em Ujjaini, gravemente ferido.
Evet. Ayala yaralanmış.
Ayala vem ferido.
Yaralanmış ve bunu ona senin yaptığını söyledi.
Ele está ferido e disse que foste tu.
İki pilot ölmüş, iki mürettebat yaralı. - Kötü yaralanmış.
Dois pilotos mortos, dois soldados feridos!
İlk önce yaralanmış, sonra mı ölmüş?
- Onde é que ele trabalhava? - Num sitio onde matam vacas.
Başka birisi yaralanmış, Bir bakmak isterim.
Outra pessoa aleijou-se, eu quero dar uma espreitadela!
Çarptılar birileri yaralanmış olabilir.
Vão espatifar-se. Alguém pode estar ferido.
İki kurban da iki ayrı bıçakla yaralanmış.
Feridas de duas facas distintas em cada uma das vítimas.
Savaşta görev almış, çatışmada yaralanmış. Adamı toparladıktan sonra evine göndermişler.
Lutou na guerra, foi ferido em combate, tratado e enviado para casa.
- Piper yaralanmış.
- Ela está magoada.
Kafasından yaralanmış.
Há lacerações até a galea.
Jill, şimdi seni yukarı götürecekler. Başka bir yerinden yaralanmış mısın diye vücudunu tarayacaklar.
Irá acima para te fazer um exploratório completo se por acaso há mais lesões.
Araba hırsızlığından yaralanmış. - Peki.
Estamos a sufocar com isto.
Kötü yaralanmış. Biliyorum.
- A ferida era grave.
Bonnie, Jim çok kötü yaralanmış.
Bonnie, o Jim estava muito ferido.
Ama yaralanmış olabilir
- Mas ela pode estar ferida.
Çok ağır yaralanmış.
Ele foi atingido seriamente.
- Yardım etmeye çalışırken yaralanmışlar.
Tentaram impedi-lo e levaram por tabela. - Obrigado.
Rus göçmen kırılan camdan yaralanmış.
O emigrante russo também sofreu ferimentos com vidros partidos.
Yaralanmış gözüküyor.
Parece estar ferido.
Odadan baktığım zaman, Yaralanmış bir adam gördüm - karanlıkta oturmuş, ışığın tekrar onu bulmasını isteyen bir adam.
Quando olhei pela sala, vi um rapaz ferido... Um rapaz que fica no escuro à espera que a luz venha ter com ele.
Ben yaralanmış bir... adamım.
Sou um rapaz que está... ferido.
Yaralanmış.
Ele está ferido.
Kötü yaralanmış. Ama bedeni arabanın ön camından dışarı çekilirken hâlâ hayattaymış.
Estava gravemente ferido, mas ainda estava vivo quando o corpo dele foi puxado pelo pára-brisas do carro.
- Biri yaralanmış.
- Alguém foi atingido.
Kötü mü? Kötü mü yaralanmış? !
- Está muito ferido?
O yaralanmış.
Ele está ferido.
Beyaz balinalar çok zayıflar ve çoğu çok kötü şekilde yaralanmış.
As belugas estão muito magras e a maioria tem cicatrizes horríveis.
- Yaralanmış ama ciddi bir şeyi yok.
Ficou ferido mas sem gravidade.
- Biri yaralanmış.
- Feriram alguém.
Silahla yaralanmış acil bir hastamız var.
Abram, este senhor foi baleado.
Yaralanmış.
Está a sangrar.
- Şimdiye kadar görülmüş en cazibeli yaralanmış kadın.
- A pessoa mais encantadora e ferida.
buz patencisiymiş, kayarken düşüp fena yaralanmış.
Ela estava a fazer patinagem e caiu no gelo.
Emmiyet kemeri yüzünden yaralanmış.
Magoada com o cinto.
Bunu aldım, çünkü sanırım butun üst tarafından yaralanmış.
Comprei este, porque parece que ele se magoou na anca.
Kuş yaralanmış. Kanadında sorun var.
- Tem um problema na asa.
Yemek borusundan yaralanmış.
Parece ser um problema no esófago.
Kafasından yaralanmış.Çok yaramaz bir şey
É uma fera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]