Yatıyor Çeviri Portekizce
3,790 parallel translation
Orada oturan bir insan var. Ömür hapis yatıyor. Ofisinizin doğruluğunu kabul etmediği bir ifadeye dayanarak.
Há um ser humano aqui sentado a cumprir uma pena de prisão perpétua... com base no testemunho que o seu gabinete contestou.
hala demokrasimizin gücünü sorgulayan varsa, cevapları bu akşamda yatıyor.
que ainda questiona a força da nossa democracia, esta noite é a resposta.
Cehennem'in ötesinde, Beatrice'in seni beklediği Araf yatıyor.
Finalmente, vou reclamar o meu lugar no céu. Observa, Dante. Por trás do Inferno esconde-se o Purgatório, onde te espera a tua preciosa Beatriz.
Yani bana kafayı bulma diyor ama seninle yatıyor?
Ela faz com que parasse de fumar, mas tu tens direito a sexo?
Kaderimiz onlarla yatıyor.
Nosso destino está neles.
Tanrım, onunla yatıyor musun?
Céus, andas a comê-la?
Yeteneği başka bir yerde yatıyor.
O talento dela encontra-se noutro lado.
Onunla yatıyor.
Ele anda a dormir com ela.
# Küçük tatlı Gorgo, yatıyor ağacın önünde,...
Lindo Gorgozinho no topo da árvore
Dünyanın yükü omuzlarında çaresizce yerde yatıyor.
Deitado indefeso com o peso do mundo sobre os ombros.
Helheim'ın kapısında büyük bir köpek yatıyor.. ... Garm adında bir köpek.
No portão de Helheim está um cão enorme um cão chamado, Garim.
Sanırım bunun altında bir anlam yatıyor.
Há um significado nisso, eu acho.
Bu fikir aklıma çok yatıyor.
Estou muito aberto acerca disso.
Hatırlıyor musun, hastanede yatıyorken bana,
Lembras-te de estares no hospital e perguntares :
Aslında, bu hikayenin, herhangi bir hikayenin ötesine bakmak için gereken güç sizin yapma isteğinizin altında yatıyor.
Na verdade, é aí que está o verdadeiro poder, na sua vontade de olhar para além desta história. De qualquer história.
Ama Chloe oldukça erken yatıyor.
Mas a Chloe vai para a cama muito cedo.
Şu an toprağın altında yatıyor.
Ela está num buraco no chão.
Onunla yatıyor musun?
Anda a fodê-lo?
Evet, yerde yatıyor.
- Sim, ela está caída. 911. Onde é a emergência?
- Yerde mi yatıyor?
- O seu pai está caído?
Benim bilgeliğim içinde ne manyaklık yatıyor asla anlamayacaksınız.
Nunca vão perceber a sabedoria que está dentro da minha loucura.
Her gece farklı bir kadınla yatıyor, yedinci gece dinleniyordum.
Tinha uma rapariga para cada noite da semana e à sétima noite, descansava.
Del Mar Hastanesi'nde yatıyor.
Ele é paciente no Hospital Del Mar.
Siseram çadırda sessizce yatıyor, uyuyor.
Nem miserável. O meu Sícera descansava na tenda, dormitando.
Hamakta yatıyor gibisin. Ne düşünüyorsun?
Parece que estás deitada numa rede.
Welikadassa'da müebbet yatıyor.
Cumpre prisão perpetua em Welikadassa.
Welikadassa'da müebbet yatıyor.
Cumpre pena de 20 anos em Welikadassa
- Orada kan içinde yatıyor.
- Está desmaiado e a sangrar.
Şimdi onu öğrendiler ve sırtında bir bıçakla morgda yatıyor.
Ele foi encontrado e está deitado na morgue com uma faca nas costas.
İnsanların en iyisi ise ölmüş yatıyor.
E o melhor dos homens está morto.
Çünkü senin acıklı durumun işte burada yatıyor, Bay Darrell.
É aí que reside a sua tragédia, Monsieur Darrell.
Üstüne çivi çakamadığımız parsel yüzünden 12 milyonumuz yedieminde yatıyor.
Temos 12 milhões empatados num lote onde não podemos construir.
Lola şu anda kafalar çok karışık ve yerde parçalanmış bir ceset yatıyor.
Lola, agora é só confusão e um corpo desfeito.
Filosu Karasu Koyu'nun derinlerinde yatıyor.
A frota dele jaz no fundo da Baía da Água Negra.
Kiminle yatıyor?
Com quem ela anda a dormir?
Zavallı adam, yatağında, öylece yatıyor.
Coitado, está ali, na cama.
Ordumuzun gücünde yenilenmenin gücü yatıyor.
O poder dos nossos exércitos, reside no seu poder de regeneração.
Dün gece aradığımda gerçekten yatıyor muydun?
Tu estavas mesmo na cama quando te liguei ontem à noite?
Belli ki bu, gizli gizli bununla yatıyor... ama bu adam onunla çıkıyor.
Certo, aparentemente ela anda a dar umas com ele em segredo, - mas ele é o namorado dela.
Yatıyor musun?
Estás?
Bu görevin başarısı sürpriz ve hız unsurlarında yatıyor.
O êxito desta missão depende do efeito surpresa e da rapidez.
Çocuklar okula gittikten sonra hala yatıyor olmanı ummuştum.
Eu estava à espera... que ainda estivesses na cama... quando as crianças fossem para a escola.
Kardeşlerinizin çoğu ölü yatıyor.
Muitos dos seus irmãos estão mortos.
Bunu yapmış olsaydın, onun yanında yatıyor olurdun.
Se o tivesses tentado, estarias no chão ao lado dele.
- Yatıyor musunuz?
- Vai dormir?
Onu akıl hastaneye yatırdığımız zaman yaptığı numarayı hatırlıyor musun?
Lembras-te do que ela fez quando a internámos no hospício?
Bankacılar yalnızca kar edecekleri işe para yatırıyor.
Os banqueiros só metem dinheiro em jogo quando podem sacar lucros gigantescos.
Bebeğim, içerideyken tanıştığım şu yatırım uzmanını hatırlıyor musun?
Amor, lembraste daquele gestor de fundos de cobertura que conheci lá dentro?
Çünkü bunu her kim yapıyorsa işini çok ciddiye alıyor ve sana yaptığımız yatırımların güvende olmadığını bilmemizi istiyor.
Porque quem está a fazer isso está a levar a sério o suficiente... Que os nossos empréstimos não estão garantidos.
Ama ne yazık ki pastanın içinde yatıştırıcı var ve o nedenle küçük kızlar derin bir uykuya dalıyor.
Mas tal não é espanto... Os bolos contém sedativos e as pobres raparigas acabam por cair num sono profundo.
Parti sana yatırım yapıyor.
O partido está a investir em ti.