Yazdım Çeviri Portekizce
7,235 parallel translation
Kayıtları düzgün bir şekilde açıklamak için kitap yazdım ve Cynthia ya da başka herhangi biri ne derse desin benim kitabım kelimesi kelimesine doğruları içeriyor.
Queria esclarecer as coisas, então, escrevi o livro. Não interessa o que a Cynthia, ou mais alguém diga o meu livro é a verdade, em cada palavra nele.
- Kendim yazdım demenize rağmen.
- Contratei um escritor.
Hayır, yalnızca Grace'i güldürmek için yazdım.
Escrevi isso para a Grace se rir.
- Bana ne. Listeye yazdım bak.
- Não quero saber, está na lista!
Ben de ona bir mektup yazdım.
Por isso escrevi-lhe uma carta.
Bütün hikâyeleri, Smith Corona'da yazdım.
Escrevi todas as minhas histórias naquela Smith Corona.
Onu, gerçek olduğunu sanacak ama bana gerçek gelecek şekilde yazdım Zach.
Escrevi-a de forma a que ela pense que é real. E ela para mim é real, Zach!
10 dakika önce arabada yazdım bunu.
Escrevi isto no carro há 10 minutos.
Bu ritim için bir şeyler yazdım.
Tenho letra para esta batida.
Bu albüm için çok şarkı sözü yazdım.
Escrevi muitas letras para este disco.
Hit olan çok şarkıya söz yazdım.
Escrevi muitos êxitos.
Bir şey yazdım, senin fikrini almak istiyorum.
Eu tenho algo que te quero mostrar.
Onları yazdım Biraz ilham notlar kendi gününde onları başlatın.
E escrevi bilhetinhos motivadores.
Bu da beni sitede daha egzotik kılıyor. Yazdım bir kenara.
Mas isso faz de mim uma presença mais exótica no sítio.
Adama yazdım sonra da telefonda konuştum.
Escrevi-lhe e depois falei com ele ao telefone.
202 tane yazdım.
Sabes, escrevi-lhe 202.
Hayır, sadece "Cevap gönderdin mi?" diye yazdım.
- Não. Não, apenas disse : "Mandou uma resposta?".
Üzgünüm, onu ben yazdım.
Desculpa ter escrito isso.
- Benim şapkam, ben yazdım.
- Não, eu é que escrevi.
"Daima başka bir fırsat" yazdım.
Eu escrevi : "Sempre outra oportunidade."
Sadece hikayeyi baştan yazdım ve...
Reescrevi a história e...
Hikayeyi baştan yazdım da ne demek?
Como assim, reescreveste a história?
- Çünkü onu ben yazdım.
- Porque eu escrevi-a.
Şu, çocuğun Lawrence Brooks için yazdığı taslak mı? Evet.
É o manuscrito do Lawrence Brooks?
" Sevgili Koç Linklater,... dün de yazdığım gibi, Grace'in koşmadan muaf tutulması gerekiyor,... çünkü soğuk algınlığı var.
" Querido Treinador Linklater, como lhe escrevi ontem, a Grace deverá ser dispensada de correr na aula de Educação Física, porque está gripada.
- Muhabire benim yazdığım şeyin bir şaka olduğunu bildiğini bunu metinden almakla hata yaptıklarını söyle.
- Diga ao "Correpondent" que sabia que o escrevi como uma brincadeira e erraram em tirá-lo do contexto.
Seni piyano derslerine yazdıralım diye düşünüyordum.
Estava a pensar que podias ter aulas de piano.
Bildiklerimi anlattım. O kadına yazdığı canım cicimli şeyleri ve ona söylemek istediğim bütün kaba sözcükleri döktüm.
Disse-lhe tudo o que sabia e todas as coisas amorosas que ele lhe escreveu... todas as coisas más que lhe queria dizer.
Ücreti odaya yazdıracaktım.
O que podemos pagar? Vou cobrar ao quarto.
Anlaşmamızı senin intihar mektubunun arkasına mı yazdık?
Acabámos de escrever o nosso pacto nas costas da sua nota de suicídio?
Her türde meslek erbabı bireyin zamanın kültürel deyimlerini öğrenebilmesi için yazdığım kaynak niteliğinde bir kitap.
É uma obra de referência para profissionais de todas as áreas aprenderem a comunicar com as subculturas dos nossos tempos.
Dev bir peygamber devesi yazdığımı hatırlamıyorum!
Não me lembro de escrever sobre um louva-a-deus gigante!
- Yazdığım hikâye, şu anda olanlar.
É a história que tenho escrito. É o que se está a passar!
Yazdığınız yeni bir şey var mı?
Está escrevendo algo novo?
" Yazdığın için teşekkür ederim, hayatım.
Obrigada pela carta, querida.
Yazdıklarımın hepsi sağlam, Dre.
Só escrevo coisa da pesada, Dre.
Bana şu yanıtı yazdı, "Tam aradığım kişisin."
Ela respondeu : "És exactamente o que procurava".
Aslında bu bana birkaç hafta önce yazdığım bir şarkıyı hatırlatıyor.
Isto faz-me lembrar-me de uma canção que escrevi há duas semanas.
- Sen ne yazdın, bakayım.
- Deixa-me ver o que escreveste.
Batı takımlarından yalnızca yarım puan geride 6-5 öne geçerek sekizinciliğe adını yazdırıyor.
Apenas uma metade de um jogo atrás a oeste, com um 6-5 de avanço no fundo do oitavo período.
Bir yerel gazete editörüne atların arasında salgın hastalık olduğunu yazdırdım.
Paguei ao editor de um jornal local, para escrever sobre uma doença a espalhar-se entre os cavalos.
Kardinallerin bildiğini kanıtlarım, diyen bir avukat ve geçtiğimiz 6 ay içinde yazdığımız 2 hikaye var.
Temos um advogado que diz poder provar que o Law sabia e escrevemos no total... dois artigos nos últimos seis meses.
Avie Tevanian yazılım tasarım şefimiz, .. demo bir program yazdı.
O Avie Tevanian é o nosso principal designer de software e ele criou um programa de demonstração.
Bu 14 yıl içinde senin hakkında yazdığım üçüncü yazı.
Esta é a terceira vez em 14 anos que escrevo sobre si.
Peki yazdın mı?
Mas será que terias?
New York Times için, Isabelle ile ilgili bir makale yazdığımı mı söylediler?
Soubeste que vou fazer um artigo sobre a Isabelle para o New York Times?
Nöbetçi listesine ismini çoktan yazdın mı?
Já meteste o teu nome na lista?
O Afrika hikâyesini yazdığımda notlarımı karıştırmadım.
Quando escrevi aquela história de África, Não baralhei os meus apontamentos.
- Cevap yazdın mı?
Respondeu ás cartas?
Daha önce hiç biyografi yazdın mı?
Você já escreveu uma biografia?
Hannah kitap mı yazdı?
Hannah escreveu um livro?