English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Zengin

Zengin Çeviri Portekizce

11,316 parallel translation
Joe, beni büyük ve zengin sporcularla iş bağlamam paralarını korumam ve affınıza sığınarak söylüyorum ki dev ekranınızı açıp Red Zone izlemeniz dışında hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir dünyadaki adamların başarılarını kendi menfaatimize çevirmemiz için işe aldı.
Contratou-me para trazer jogadores importantes, proteger os valores e rentabilizar o sucesso de homens num mundo do qual, com todo o respeito, o senhor não sabe nada. Exceto quando vê o resumo da jornada no seu ecrã plano.
Mesaj Eras Ilguaskas isimli birine gönderilmiş ve hızlı bir aramayla adamın zengin bir ağır silah üreticisi ve satıcısı olduğu bilgisine ulaşılıyor.
O texto foi enviado para alguém chamado Eras Ilgauskas, e uma busca rápida mostra que é um rico fabricante e distribuidor de artilharia.
Şöyle diyordu, "ah bir zengin olsam, tapınakta oturur bütün gün bilginlere ders verirdim ve doğru da söylesem, yanlış da söylesem zenginsem hiçbir önemi olmazdı".
"Se eu fosse rico, passava o tempo a leccionar os sábios. Não importa ter razão ou não. Quando se é rico, parece-se sábio."
Zengin ve ünlüler arasında, Jobs zorlu bir karakterdi.
Entre os ricos e famosos, Jobs era uma figura fascinante.
Steve Jobs'u zengin etmek için sahte bir kurul toplantısı yapmaya yalnız mı karar vermişti?
Teria sido só ela a decidir falsificar uma reunião do conselho para enriquecer Steve Jobs?
Neden heyecanlıyım bilmiyorum. Sanki daha önce hiç zengin olmadım.
E não sei o motivo de estar tão animado porque não é como se já não fosse rico antes.
İlk defa kendi yaptığın bir şey sayesinde zengin oluyorsun.
É a primeira vez que estás rico por uma coisa que fizeste sozinho.
Belki senin kadar zengin değilim. Sadece dördüncü sınıftan ayrılan bir cahilim. Bir karım ve iki kızım var.
Gostava de ser tão generoso como vocês, mas sou só um analfabeto com a 4.ª classe.
Dünyanın en zengin prensine uygun bir yer. - Para. - Aman Tanrım.
Algo digno do príncipe mais rico do mundo. E então?
Neredeyse senin kadar zengin ama çok garip biri.
É quase tão rico como o Bruce, mas muito estranho
Hepsinin eski kampanyalarına olan katkılarını inceledim ve... - Umarım bütün bu zengin adamlar Carolyn'nın saf su projesi için bolca para vermek için hazırdırlar. -... tarafımıza çekmeye değer.
Tenho analisado todas as suas contribuições para campanhas passadas e as suas fortunas.
- Çünkü o da bütün o zengin şerefsizler gibi bu işten paçayı yırtacağını sanıyordu da ondan.
Porque ele é como todos os outros filhos da mãe que pensam que podem safar-se de qualquer coisa.
Okumuş. Üstelik zengin.
É formado e ainda por cima é rico.
Damadım diye demiyorum, hem çok romantik hem de çok zengin.
Ele é muito romântico e muito rico.
Madeline, yıllar geçtikçe çok zengin düşmanlar edindi kendine bunların çoğu da, kafası için çok iyi para ödeyecek insanlar.
A Madeline fez muitos inimigos ricos ao longo dos anos, muitos dos quais pagariam bem pela cabeça dela.
Oda görevlisi, zengin misafirler için şoför ayarlıyor. Şoför onları bırakıp mazeretini kuruyor. Ortağı da misafirleri soyuyor.
A recepcionista reservava o motorista para os hóspedes ricos, ele levava-os, montava o álibi, e o parceiro dele roubava-os.
- Onların kariyerlerini yerle bir eden. Kendi bencilce kazanımların için aileleri yok eden. Böylece zengin ve ünlü olmak isteyen.
- Você destruía carreiras, destruía famílias em benefício próprio, só para ser rica e famosa, ganhar um artigo na Vanity Fair?
Benim senin gibi zengin bir kocam yok.
Ao contrário de ti, eu não tenho um marido rico.
Oğlumu şımarık, nankör ve kasabanın en zengin ve en haylaz çocuğu olarak görmek benim için paha biçilemez.
Valeu a pena ver o meu filho a ser mimado e ingrato como o pirralho mais rico da cidade.
Şimdi sevinin tabii sizi zengin züppeler.
Celebrem agora, seus snobs graxistas.
O okul çok zengin!
Aquela escola é tão rica!
Siz zengin ve daha eli ayağı düzgün olabilirsiniz ama yarışmayı biz kazandık ve seriyi eşitledik!
Você até podem ser mais ricos e com melhor aparência, mas nós ganhámos um concurso para equilibrar as coisas!
Varlığıyla hava atan bir zengin adam hariç.
Excepto um ricaço a exibir a sua riqueza.
March, petrol ve kömür işiyle sıfırdan zengin olmuş bir adamdı.
March era um empreendedor. Petróleo, carvão...
Tüm zengin arkadaşlarım daha da zengin oldu her yıl % 20 daha da zenginleşiyorlardı.
Todos os meus amigos ricos ficaram mais ricos, 20 % de retorno todos os anos.
Onun sadece zengin değil, bekâr ve çok yakışıklı olduğunu da duydum.
Ouvi dizer que ele não só é rico, mas também é solteiro e bonito, se é que isso é possível.
Hem de zengin bir dul.
Uma viúva rica.
Senin için uygun olan zengin imkanları ben ancak hayal edebilirim.
E por mais rico que seja, tu tens oportunidades com as quais eu apenas posso sonhar.
Kendimi girişimci olarak tanıtıyor ama daha çok zengin insanları kafalayıp onların parasını- -
Ele... Ele diz-se empreendedor, mas é mais um headhunter de gente rica para...
Pekâlâ, Tibetli dadıların hepsi zengin New Yorklulara karşı çok sinirlilerdir ama federal bir görevli için de oldukça pahalılardır.
Babysitters tibetanas estão na moda na elite nova-iorquina. Mas são bastante caras para uma funcionária federal.
Adamın New York'un en zengin ailelerinin birinden olduğu öğreniyoruz.
Cazalas : Você descobre que ele pertence a uma das mais ricas famílias da cidade de Nova Iorque.
Zavallı küçük zengin bir çocuktan bahsediyoruz.
Fala-se do pobre menino rico.
Babası zengin ve güçlüydü, tek çocuğunun üstüne titriyordu.
O seu pai era rico e poderoso e adorava a sua única filha.
"Manhattan'lı zengin emlak müteahhidinin... güzel karısı ortadan kayboldu."
"A bela esposa de um rico investidor de Manhattan desapareceu."
Sadece ilk haftanın kirasına yetecek kadar kira param var, ama kasabaya zengin tüccarlar geliyor, ve eğer onları bu akşam düzenleyeceğim partiye getirebilirsem, çok kazanırım, ve işler rayına oturur.
Só tenho dinheiro suficiente para a renda da primeira semana, mas está um grupo de mercadores a chegar à cidade, e, se os conseguir levar lá para uma festa que vou dar esta noite, farei muito sucesso, e o negócio descolará de vez.
Hapishanede çok fazla zengin insan göremiyorsunuz.
Na prisão, você não vai ver muitas pessoas ricas por lá.
Hayatta ne yaparsam yapayım, zengin doğmuş birisi olacağım.
Não importa o que eu faça na minha vida, comecei sempre rico.
Yaz mevsiminin herhangi bir döneminde Morris Black zengin olduğunuzu öğrendi mi?
Morris Black apercebeu-se em algum momento, durante o verão, que o sr. tinha muito dinheiro?
Bende Durst'ün kim olduğunu ailesinin geçmişini ve zengin olduklarını keşfetti.
Eu acho que ele descobriu quem era Durst e quem era a sua família e do seu dinheiro.
Seni daha önce olduğundan çok daha zengin ve mutlu yapacağım.
" Vou deixá-lo mais rico e feliz como nunca esteve antes.
Millet lütfen bir dakika bana odaklanabilirseniz Vernon bugün genç ve zengin bir oyuncu olmanı tebrik ediyorum.
A vossa atenção, por favor. Vernon, parabéns por te tornares um homem rico.
"Gey ol zengin ol" ne demek?
Ah, e já agora, o que significa "gay paga"?
"Gey ol zengin ol" yapmaya çalışıyordu.
Ele preocupa-se contigo. Queria fazer "gay paga".
Nash "Gey ol zengin ol" mu yapacak?
Ouvi dizer que o Nash faz "gay paga"?
İçimdeki zengin kız..
Foram os meus dedos, foi um reflexo dos dias de riqueza.
Şu zengin sürtükler ne kadar şanslı!
Essas vadias ricas têm tanta sorte!
Zengin oldun bizi görmez oldun.
Macacos me mordam. Pensei que agora era rico e famoso.
ZAVALLI KÜÇÜK ZENGİN ÇOCUK.
Pobre menino rico.
Zengin baba size rüşvet mi verdi?
Aquele pai rico subornou-o?
İşte zengin, kendini beğenmiş Mellie.
Que maravilha, Mellie.
Zengin, gücü var, başını beladan...
- têm um problema...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]