English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Z ] / Ziyarete

Ziyarete Çeviri Portekizce

3,218 parallel translation
Yaptıktan sonra sizi ziyarete gelsek nasıl olur?
Que tal irmos visitar a sua família depois de acabarmos?
Kelvin ve Elaine'in bugün buraya ziyarete geleceğini başka kim biliyordu? Sadece ben.
Quem sabia mais que o Kevin e a Elaine vinham visitá-la, hoje?
General Cavanaugh, bizi ziyarete geleceğine dair haber verdi.
Ficámos a saber que o General Cavanaugh... vem fazer-nos uma visita.
Evlat edindiğimiz küçük kız kardeşimi ziyarete geldim.
Vim prestar homenagem à minha irmã mais nova, adotada. - Ela está?
Eminim Raylan Givens seni ziyarete geldi ve sen de korktun.
O Raylan Givens visitou-te e ficaste com medo.
Bayan. Montgomery, bakın sizi ziyarete kim geldi.
Sra. Montgomery, veja só quem apareceu para uma visita.
- New York'ta mı yaşıyorsun, yoksa ziyarete mi geldiniz?
Mora em Nova York, ou está de visita?
- Ziyarete geldim.
Apenas de visita.
Birkaç ay önce hani, beni hastanede ziyarete geldiğin zaman vermiştim.
Há uns meses quando me foste ver ao hospital.
Beni ziyarete gelmeni istiyorum.
Preciso que me venhas visitar.
Belki hastayı ziyarete gelmiştir?
Talvez ele tenha visitado a paciente.
Onu büyükannemin mezarını ziyarete götürüyoruz.
Vamos levá-lo a visitar o túmulo de minha avó.
St. Claire'deyken Belly beni ziyarete geldi.
Quanto eu estava em St. Claire, o Belly veio visitar-me.
Doktor. Ziyarete mi geldin yoksa bir süre misafir mi olacaksın?
Doutor, está de visita ou voltou para ficar uns tempos?
- Hayır, sadece ziyarete geldim.
Não, é só uma visita.
Marshall'ın annesi bizi her ziyarete geldiğinde bize yıllardır aldığı adi Minnesota hediyelerini ortaya çıkarmamız gerekir.
sempre que a mãe do Marshall nos vem visitar, nós temos que repôr todos os presentes foleiros de Minnesota que ela nos comprou ao longo dos anos. - Olá, Mãe!
Kayınlarım ziyarete geldi.
Os meus sogros estão na cidade.
Aileni ziyarete gittiğini söylemiştin.
Disseste que ias visitar os teus pais.
New York'a hastanemizi ziyarete gelmelisiniz.
Devia ir a Nova Iorque.
Ne ziyarete geldi ne de aradı.
Ele não me veio visitar nem telefonou.
Senin yaşlarındayken Betsy halanı ziyarete gitmiştim. Orada genç bir adamla tanıştım ve ona aşık oldum.
Eu tinha a tua idade e estava a visitar a tua tia Betsy, e conheci um jovem pelo qual me apaixonei.
Sonra tekrar seni ziyarete gelirim.
depois venho visitar-te.
- Kız arkadaşını ziyarete gitmiş.
Foi visitar a namorada.
Agnes Walker birazdan seni ziyarete gelecek.
Agnes Walker vai falar contigo.
Belki ara sıra beni ziyarete gelirsin.
Se calhar podias visitar-me a qualquer hora.
Bilinen bir törerist ziyarete gelse güzel olurdu.
A visita de um terrorista conhecido era fixe.
Birini ziyarete gelen bir tek o vardı.
E ele só veio fazer uma visita.
Ziyarete mi geldin yoksa yine benim bilmediğim bir şeyi mi biliyorsun?
Estás apenas de visita ou já sabes alguma coisa que eu não sei?
Kız onu ziyarete geldi ve tüm sorunlar başladı.
Ela veio visitá-la. Foi aí que começaram os problemas.
Her pazartesi akşamı ziyarete gelirdi.
Toda segunda à noite vinha visitá-la.
Katherine ziyarete gelmiş.
- A Katherine está de visita.
Anlarsınız ya, torunlarımızın ziyarete gelmesini, benim güzel kalmamı, üçünüzün korkunç bir şekilde yaşlanmasını işte.
Os netos a virem visitar-nos, eu a manter-me linda enquanto vocês as três envelhecem imenso.
O zaman Bay George'u ziyarete gideceğiz.
Então, vamos fazer uma visitar ao Sr. George.
Komşularımızı ziyarete gidelim mi? Ne dersiniz?
E se fomos nadar pelo bairro para nos conhecermos?
- Evet, buraları ziyarete geldi.
Sim, está na cidade de visita.
- Oğlumu ziyarete geldim.
Venho visitar o meu filho.
Onu ziyarete gidiyordum.
Tenho ido visitá-la. - O quê?
Ben de hiç ziyarete gelmeyeceksin sanmıştım.
Pensei que não vinha visitar-me.
Tekrara ziyarete hiç gelmeyeceksin sanmıştım.
Achei que nunca mais nos visitarias.
Halamı ziyarete gidiyordum ve metro Liverpool durağından yeni ayrılmıştı ben de bomba patladığında uyukluyordum.
Ia visitar a minha tia e o comboio tinha acabado de partir de Liverpool Street. Eu estava meio a dormir, quando a bomba explodiu.
Her zaman ve seni ziyarete geleceğim.
Sempre. E eu vou visitá-la.
4 yaşlarındaydım ve bizi ziyarete gelmiştin.
Tinha uns quatro anos e tu foste visitar-nos.
Sadece bir arkadaşını ziyarete geldim.
Apenas a visitar uma amiga nossa.
Seni ziyarete gelirim.
Bom, sendo assim... - Depois, venho ver-te.
Vay canına! Ayrıca, kendimi korumak için, bir komşuya, ziyarete gelen herhangi bir yabancı arabanın plakasını not etmesini söyledim.
Além disso, para me proteger, pedi a um vizinho que anotasse a matrícula de qualquer carro desconhecido que aparecesse.
Küçükken New York'ta seni ziyarete geldiğimde beni sürükleyip zorla hız trenine bindirdiğini hatırlıyor musun?
Lembras-te quando eu era pequena e ia visitar-te e arrastavas-me para andar na montanha russa em Nova Iorque, Nova Iorque?
Bu yüzden mi Richard Branch'i ziyarete gittin?
Por isso foste ver o Richard Branch.
Eğer yere bir bıçak düşürürseniz, bir adam size ziyarete gelecek.
SE DEIXARES CAIR UMA FACA NO CHÃO UM HOMEM VIRÁ VISITAR-TE SE FOR UMA COLHER UMA MULHER VIRÁ...
Buraya ziyarete geldik. Onları kendi haline bırak.
Estamos aqui para visitar.
Selam, Gaby. Yani Mike seni ziyarete geliyor ama ben gelemiyorum öyle mi?
O Mike pode visitar-te mas eu não?
Ziyarete mi geliyor?
Para uma visita?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]