Insan Çeviri Portekizce
201 parallel translation
- Kızgınsanız "Nora" hatırlasanıza.
- "Nora" quando está zangado, não é?
Sen bir kadınsan ve ayrıca da öndersen, bize yiyecek bir şeyler ver.
Se és uma mulher e tens o comando, traz-nos algo para comer.
Çok yakınsan sevgilini götürebileceğin bir yer.
Tipo de levar a sua miúda lá se estão mesmo apaixonados.
Çünkü hâlâ kızgınsan eğer, bence bu işi uzatmayalım.
- Não. Porque se ainda estiveres, é melhor desistirmos.
Çılgınsan, rolünü yerine getir, eşini ve oğlanı öldür.
Se é assim, faça o seu papel... mate a rainha e o garoto.
Ve eğer sen öyle bir kadınsan...
E se é esse tipo de gaja que és...
Kör edici bir ışık yayıyor, eğer yeterince yakınsan, tabi.
Ele irradia uma luz que cega se estiver suficientemente perto.
Swede'yi tek başına almaya kalkışacak kadar çılgınsan bu işi dolu bir mide ile yapmaya hakkın var tabii.
Se é tão louco que queira levar o Sueco sózinho, tem direito a fazê-lo de barriga cheia!
Hadi, ama Jason, eğer şu Danby olayından dolayı bize kızgınsan,
Jason, se ficaram zangados conosco por causa dos Danby...
Buradan taşınsan çok iyi olacak.
Acho que talvez seja melhor mudares-te.
Eğer kadınsan erkeklerle ilgili bu tip şeyleri... her zaman bilirsin.
Você sempre sabe aqueles coisas sobre homens quando você é uma mulher.
Onlara kızgınsan arkadaşlarınla da böyle konuşursun, değil mi?
Só podes falar com os teus amigos de forma maluca, se também o forem.
Eğer bir kadınsan, pencereden dışarı atılmaya hazır ol.
Se fores uma mulher, prepara-te para seres atirada pela janela fora.
Muz yüzünden hala kızgınsan, üzgünüm.
Se estão fulos por causa da banana, desculpem.
Şimdi de kadın, eğer gerçekten bir kadınsan şayet.
Ah, Edmundo.
Çok kızgınsan ayrı oda tutalım.
Bom, se está chateado comigo é melhor ficarmos em quartos separados.
Biraz ısınsan iyi olur.
Parece que precisas de aquecer.
Keşke seks gecelerimizde de bu tavrı takınsan.
Quem me dera que tivesses essa atitude nas nossas noites de sexo.
Bir erkek ve bir kadınsanız her şeyi yapabilirsiniz.
Quando és homem e mulher, podes fazer o que quiseres.
Peg, onunla evlenip yanına taşınsan bile umurumda değil.
Peg, por mim, podes casar-te com ela e ir lá para casa.
Eğer kadınsan tabii...
Se é que és mulher...
Eğer bir elektrik hattına yakınsanız, lütfen, derhal oradan uzaklaşın.
Se estiver próximo de cabos de força, por favor saia de perto rápido.
Buraya taşınsanız iyi olur.
Vocês deviam era mudar-se para cá.
Çünkü üzülüyorsan, korkuyorsan kızgınsan, bunu...
Se estás triste ou asustada ou enojada ou o que seja...
"Tekmeyi yemiş" sözcüğünden kaçınsan iyi olur.
Bem, não deves dizer "deitado para o lixo".
Bana kızgınsan, sinirini benden çıkar, ufak bir çocuktan değil.
Se estás chateado comigo, descarrega em mim, e não no miúdo.
O anevrizmayı üstlendiğim için kızgınsanız anlarım.
Compreendo que esteja chateado por causa do aneurisma.
- Angel, vampir yüzünü takınsan iyi olur.
- Angel, é melhor mudares de cara.
Eğer bana hala kızgınsan, cidden kızacağım.
Se ainda estás zangada comigo, vou ficar muito zangado.
Yani... Sen bir kızsan, daha doğrusu kadınsan...
Bem, significa que se for uma menina...
Eğer bu şehirde, başarılı ve bekar bir kadınsan, iki seçeneğin vardır :
Se fores uma mulher de negócios de sucesso nesta cidade, só te restam duas alternativas.
"AFFEDİLEN" Zeyna, eğer çok kızgınsan ve onu bir süreliğine yumruklamak istersen sadece bu seferliğine bunu anlayacağım...
Xena, eu percebo, mas desta vez, se estás zangada vais querer espancá-la um pouco.
Sakınsanız iyi edersiniz millet.
Acho melhor abrigarem-se, amigos.
Senin pantalonunu aşağı indirdikten sonra, "eğer kadınsan" elini ya da parmaklarını içine sokmadığına inanamıyorum.
Não acredito que lhe tenha tirado as cuecas e sendo você mulher, não lhe tenha metido a mão ou o dedo.
Eğer ona kızgınsan, bunun acısını benden çıkarma.
Se estás zangada com ele, não despejes em cima de mim.
Eğer baygınsan, düşmanın silahını alması için kolunu kesmesini istemezsin.
Faz sentido, se você desmaiar na batalha Não vai querer o inimigo arrancando seu braço para pegar a arma
Biliyor musun, Scott? Sen de bana çok kızgınsan bunu anlayabilirim.
Eu percebia, se também tu estivesses zangado comigo.
Babama oyunu mahvettiği için bu kadar kızgınsan, neden açılış gecesine geldin?
Se estás chateada com o pai por destruir o teu espéctaculo, porque é que vieste à noite de abertura?
Kazın ne kadar oynak? Sam, eğer bana kızgınsan bunu göstermek için çok uygunsuz bir yol bu.
Sam, de estás zangado comigo, esta é uma forma muito desagradável de o mostrar.
Eğer Manhattan'da 30'lu yaşlarında bir kadınsanız ve cinsel olarak aktifseniz kaçınılmaz olarak partnerlerinizin sayısı fazlalaşıyordu.
Uma mulher de 30 e tal anos, que viva em Manhattan e seja sexualmente activa, acumula, inevitavelmente, uma série de parceiros.
Eğer bana kızgınsan, o zaman kızgın sesinle konuş.
Se estás zangada comigo, bem, então usa a tua voz maluca.
Dönüşmeye yakınsan, ilaç yavaş etki ediyor.
O cocktail é mais lento quando se está perto da mutação.
Sence yapabileceğim tek şey bir iınsanın hayatını mahvetmek midir?
Achas que eu só estrago a vida às pessoas?
Bak... kızgınsan anlarım.
Olha... Entendo que você esteja brabo.
Syd, kızgınsan, tamam.
Se estás zangada eu compreendo.
Bana bir iyilik yap ; kızgınsan ulağı vur!
Se estiveres chateada, por favor, dispara sobre o mensageiro.
Eğer bana kızgınsan kızgın gibi davran.
Se estás zangado, mostra-te zangado.
ınsan tepkileri içinde en belirgini, gerçeği reddetmektir.
A negação é a mais previsível de todas as reacções humanas.
Yani nsan mı?
Quer dizer humana?
Umut. ınsanın vazgeçemediği illüzyon.
Esperança.
Bir nsan ancak bukadar değişebilir.
Nunca viste tamanha mudança numa rapariga?
insan 293
insanları 60
insanlar 521
insanın 25
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insanları 60
insanlar 521
insanın 25
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18