English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Istıyoruz

Istıyoruz Çeviri Portekizce

629 parallel translation
- Evet. Göğüs almak ıstıyoruz.
- Nós queríamos comprar seios...
Seni şaşırtmak için biraz karıştırıyoruz.
embaralhe só um pouquinho. Quero confundir-lhe.
St. Cloud Otelinde kalıyoruz.
Estamos no St. Cloud Hotel.
Şaraba karıştırıyoruz, o zaman fark edilmiyor.
Fomos nós que o pusemos lá.
Her müşterimize yaptığımız gibi sigortayı 30 gün uzatmıştık ama maalesef daha fazla uzatamıyoruz.
Lamentaríamos que não se renovassem as apólices. Concedemo-lhes trinta dias de prorrogação, como de costume.
En sonunda resmi olarak tanıştırılıyoruz.
Esta deve ser a nossa apresentação formal.
Birbirimizden sıkılmıştık ama şimdi her şeye yeniden başlıyoruz... yeniden!
Estamos fartos de nos ver. E mesmo assim tudo é novo... Novo!
Yıldönümü kutlaması yapıyoruz. Pandora ile tam 1 sene evvel tanışmıştım.
Estamos celebrando porque esta noite faz um ano que conheci Pandora.
Bunu nasıl çalıştırıyoruz?
Como chegámos a isto?
Bir şeyler atıştırmaya çalışıyoruz.
Estamos a tentar comer.
Aslında beraber çalıştırıyoruz.
Mas administramos juntos.
Şey, küçük kız şimdi yatakta uyuyakalmıştır. - Neden bu konuyu tartışıyoruz anlamıyorum.
Bem, a menina já deve estar a dormir na cama e... não sei porque estamos a falar...
Bizler bunu şımartıldığımız için mi yapıyoruz? Rahat ve iyi çalışan bir çarka alıştığımız için mi?
Vamos fazer isto porque somos mimados e habituados a uma máquina confortável e bem oleada?
Biz hayatlarımızı karıştırıyoruz Maily.
Estamos a cruzar as nossas vidas, Maily.
Biz yalnızca alıştırma yapıyoruz.
Martha e eu limitamo-nos a exercitar.
Artık çalıştıracak daha fazla Alman bulamıyoruz.
Já não se consegue alemães para trabalho de verdade.
St. Pooves'da biz A.N.T'ye inanıyoruz.
Aqui em St. Pooves, acreditamos em T.R.A.
Tamam, şimdi çok az miktarda Infernus'u Andromeda ile tanıştırıyoruz.
Certo, estamos a introduzir uma quantidade muito pequena... de "infernus" no "Andrómeda".
Kafanın karıştığını anlayışla karşılıyoruz, evladım.
Compreendemos a sua confusão, filha.
Ah, bence nedeni şu, bilirsiniz, karımla ben dün ve dünden önceki gün ne olduğunu anımsamağa çalıştığımızda, şey, hiçbir şeye katılmıyoruz.
Quando eu e a minha esposa nos tentamos lembrar de algo, nunca concordamos sobre nada.
Biraz Heath Robinson gibi oldu ; Biraz da "çılgın mucitin laboratuvarı" yapıyoruz sahneyi. Pink Floyd'la çalıştığın için çok para kazandığını söyleyebilir misin?
É um pouco de Heath Robinson, um pouco de "laboratório do cientista maluco" no palco.
Neden onu, St-Germain'de yakalıyoruz?
Se calhar, vai tentar fugir pelas traseiras do café.
Tehlikeli bir düşmanla uğraşıyoruz, St. Clare.
Estamos a lidar com um adversário perigoso, St. Clare.
Eskiden 100 metre arkaya koşup geri geliyorduk... ama şimdi kapıyı açıyoruz ve... genelde çalıştığı gibi çalışmıyor.
Tínhamos de andar 90 metros de um lado para o outro. Agora, basta abri-la e... Não funciona tão bem como é habitual.
Ortalık sakin bugün, neden gidip biraz atıştırmıyoruz?
Isto está muito calmo. Que tal irmos comer um hambúrguer?
Houston, kamerayı çalıştırıyoruz.
Houston, estamos a activar a camera.
Tekrar çalıştırmakta problem yaşıyoruz.
Estamos a ter dificuldades em activá-los de novo.
İdari İşlerden Sorumlu Devlet Bakanlığında diğer idarecileri idare etmek için 23.000 kişi mi çalıştırıyoruz?
No Ministério da Administração Interna? 23 mil pessoas só para administrar outros administradores?
Bu tehlikeyi yatıştırmaya yönelik bazı adımlar atıyoruz..
E de novo, estamos a dar passos mitigados.
Çalıştığım yerde kullanıyoruz.
Há lá no sítio onde trabalho.
# Sinir sistemimizin nasıl çalıştığını daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
Estamos a começar a perceber como o nosso sistema nervoso funciona.
Adamı biraz sıkıştırıyoruz, o kadar.
O Gallagher só vai ser espremido um bocadinho.
Başkan çok zor kararlar vermek zorunda kalmıştı. Fakat bu politikalar hayata geçirildiğinde şuna hepimiz inanıyoruz ki ekonomik hayat gelişecektir. Ve halkımız gelecek kuşaklar için başkanı desteklemeye devam edecektir.
O presidente teve de tomar algumas decisões difíceis, mas quando se adoptam estas medidas e o clima económico melhora, como esperamos que ocorra, o eleitorado unir-se-á para apoiar o presidente nas próximas primárias.
Ne yapıyoruz? - Çok oldu ama Billy eskiden burada bir barda çalıştığından söz etmişti.
- O Billy costumava trabalhar aqui.
Yaklaşık dört yıl önce ayrılmıştı ve biz onun kayıtlarını arıyoruz.
Ela partiu há cerca de quatro anos, e estamos à procura da ficha dela.
Londra'yı bombalamaya kalkıştığında, Berlin'e ilerlemeyi planlıyoruz.
Estamos preparados, memo agora, para assaltar Berlim em força, se ele se atrever a bombardear Londres.
Hepsini birbirine karıştırıyoruz diye... yemeklerden azar azar koymayacağız tabii ki.
Só porque vem misturado com o resto, não quer dizer que venha menos que a dose completa.
Çalıştığımızı Tanrıdan saklamıyorsak, neden komşulardan saklıyoruz?
Se não escondere os meus estudos de Deus, porque os esconde dos vizinhos?
Bak ne diyeceğim, bu arada neden aşağı inip birşeyler atıştırmıyoruz?
Que tal comermos alguma coisa enquanto isso?
Arabamı burada bırakmıyoruz.. Konu kapanmıştır.
Não vou deixar aqui o carro e ponto final.
Jeneratörlerimizi çalıştırıyoruz.
Estamos a ligar o gerador de emergencia.
Alıştırma yapıyoruz.
Estamos a praticar.
İçişleri Bakanını sıkıştırıyoruz.
Estamos a pressionar o Ministério do Interior.
- İnsanlı tarihinin en büyük buluşu... ve lanet olsun ki biz bunu çalıştıramıyoruz.
- A maior invenção na História da humanidade e não conseguimos que esta maldita coisa funcione.
İşte başlıyoruz. Vinç çalıştı.
Aqui vamos nos.
Yazın bir çocukla tanıştım ve bunun yüzünden konuşamıyoruz.
Conheci um rapaz este Verão e não podemos nem falar por causa disto. Não posso falar com o meu pai.
İşleri onun için kolaylaştırmaya çalışıyoruz, kafasını karıştırmaya değil. O yüzden komiklik yapmayı kes.
Não vamos confundi-lo, mas sim facilitar as coisas, pára com as piadas.
Sıcaklık yüzünden bu lanet olasını geceleri çalıştırıyoruz.
Por causa do calor, nós só ligamos aquela merda pela noite dentro.
Çalıştırıyoruz. Birinci vites.
Arrancar em primeira.
burada benzini suyla karıştırmıyoruz. Bu kızların hepsi aptal.
Nas ilhas adriáticas, não diluímos a gasolina como os italianos fazem.
- Yatamıyoruz çünkü lanet vergi kağıdı elime yapıştı..
- Não. Estou colado aos impostos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]