Şarkı söylüyorlar Çeviri Portekizce
136 parallel translation
Çançiçeklerindeki mavi kuşlar Şarkı söylüyorlar
Os azulões nas campainhas Cantam uma canção
Pek çok dilde şarkı söylüyorlar.
Aquelas raparigas cantam em vários idiomas.
Dinle, Aron amca için şarkı söylüyorlar.
Veja, Estão cantando para o tio Aron.
Şarkı söylüyorlar sayın yargıç.
Eles sabem cantar, Meritíssimo.
- Operayı sevmiyorum. Neden şarkı söylüyorlar?
Que estão eles para ali a cantar?
Birbirlerine şarkı söylüyorlar.
Cantam uns com os outros.
Gene şarkı söylüyorlar.
Eles estão a cantar de novo.
Üşüyene kadar şarkı söylüyorlar.
Cantam até ter frio.
Yeniden gelip şarkı söylüyorlar!
A seguir saem outra vez e voltam a cantar!
Şarkı söylüyorlar.
Estão a cantar.
Ama üzgün gözükmüyorlar. Şarkı söylüyorlar!
Não estão tristes Até estão a cantar
Hiçbir şeyleri kalmadı ama hala şarkı söylüyorlar!
Cantam sem varinhas sem ferros e sem aquecedores
Altın saati ile ilgili şarkı söylüyorlar.
As canções que se ouvem nas ruas sobre o General Tan. Cantam sobre o seu relógio de ouro.
Hayır, şarkı söylüyorlar.
- Não, estão a cantar.
Şarkı söylüyorlar!
Estão a cantar.
Şarkı söylüyorlar, Marge!
Estão a cantar, Marge.
Gözü dönmüş Klingon sürüleri, kavga ediyorlar, şarkı söylüyorlar, terliyorlar ve geğiriyorlar.
Hordas de klingons descontrolados a lutar e a cantar, a suar e a arrotar.
Nerede olduğunu biliyorsun, şarkı söylüyorlar.
Sabes onde é, a sala de cima que eles cantam?
— Çocuklar, tıpkı o filmde olduğu gibi hani John Travolta ve şu Fransız pilicin oynadığı film. Yaz boyunca düzüşüyorlar sonra okul başlayınca okula dönüyor ve şarkı söylüyorlar...!
Isto é como aquele filme com o John Travolta e a rapariga francesa a fazerem durante todo o Verão, e eles voltaram para a escola e cantavam músicas sobre brilhantina.
- Şarkı söylüyorlar.
- Estão a cantar.
Şarkı söylüyorlar.
Cantam.
Hey, baba, benim ile ilgili bir şarkı söylüyorlar.
Ei, Pai, estão a cantar uma musica sobre mim!
Şarkı söylüyorlar.
- Eles estão a cantar.
Dinle, şarkı söylüyorlar.
Ouça! Eles estão a cantar!
Tanrı hakkında Tanrı'ya şarkı söylüyorlar.
Eles estão a cantar sobre Deus para Deus.
Oh, burada ise çocuklar... İsviçre'de, şarkı söylüyorlar.
Oh, estes são os miúdos na Suiça, yodel-odel-ing.
- Bize şarkı söylüyorlar.
- Cantam para nós.
Onlara şarkı söylüyorlar!
Estão a cantar para eles!
Biliyor musun çok fazla şarkı söylüyorlar?
Sabes que isso tem muita cantoria?
Beyaz adamı av sahalarından sonsuza dek kovmak için savaş şarkıları söylüyorlar.
Todos entoam cânticos de guerra, guerra para expulsar para sempre o Homem Branco das terras de caça dos peles-vermelhas.
Şarkılarını adeta kalbimde söylüyorlar.
É como se estivessem a cantar no meu coração.
- Sanırım dini şarkılar söylüyorlar.
- Acredito que estão tocando gospel.
Marcus, onun bir tür dinsel şarkılar yazdığını söylüyorlar.
Sabeis, Marco, dizem que ele escreve uma espécie de hino em prosa.
Hangi şarkıyı söylüyorlar?
Que espectáculo é?
Sihirli bir bahçede, suyun üstünden sekip nehrin kaynağına gidişlerinin şarkısını söylüyorlar.
Num jardim mágico, elas cantam o caminho da corrente à sua fonte, pairando sobre a água.
- senin için mi şarkı söylüyorlar?
- Não escute!
O zaman neden şarkı söylüyorlar?
E porque é que cantam?
Rocky amca hindiyi oyana kadar, Bay ve Bayan Ochmonek Wagner Strauss'dan Das Cornucopia şarkısını söylüyorlar.
O tio Rocky está a cortar o peru. E os Ochmoneck vão cantar o tema "Doss Corncopia", dos Vagner Strawsen Drefister Fenon.
Rocky amca hindiyi oyana kadar, Bay ve Bayan Ochmonek Wagner Strauss'dan Das Cornucopia şarkısını söylüyorlar.
Bem, o tio Rocky está a cortar o peru. E os Ochmoneck vão cantar o tema "Doss Corncopia", dos Vagner Strawsen Drefister Fenon.
Şarkı söylüyorlar!
Elas cantam.
Ve klasik bir balina şarkısı söylüyorlar. Bir balina balinadır.
O meu balde está partido.
Bunların duvara asmalık koca ağızlılarından var ve ne zaman onların yanından geçsen "Take me to the river" şarkısını söylüyorlar.
Há um brinquedo que se pendura na parede e quando tu passas perto ele canta "Leva-me ao rio!".
Bilirsiniz Maestro. Bazı insanlar şarkı söylememin insanlar üzerinde bir etkisi olduğunu söylüyorlar.
Vós sabéis maestro... que alguns reconhecem no meu canto algum poder sobre os homens.
Okul şefinin, insanlığın bu mücadelesiyle alakalı bir şarkı söylemek istediğini, kulağıma söylüyorlar.
Estou a ser informado que o cozinheiro da escola quer cantar uma canção, acerca desta luta da humanidade
Hem şarkı da söylüyorlar. Düşününce, daha da korkunçlar.
E cantam, o que ainda é mais assustador.
Ruhları kurtarmak için kurtuluş şarkıları söylüyorlar.
Cantigas de salvação para salvar a alma.
Bugünlerde şu şarkıyı söylüyorlar :
Agora cantam :
Neyin şarkısını söylüyorlar?
Que motivo têm eles para cantar?
Bay Şeytan'ın en sevdiği şarkıyı söylüyorlar.
Cantando a canção favorita do Sr. Devil.
Deniz kızlarının soğuk kanlı olduklarını öğrendim, parıldayan değersiz mücevherler, deniz şarkıcıları sadece bildikleri şarkıları söylüyorlar, ve benim evlat edindirme dosyam kısa bir döküman.
Descobri que as sereias têm o sangue frio, que gostam de enfeites de Natal, que só conhecem cânticos do mar, e que falta um documento no meu processo de adoção.
Ve tüm reklamlarda herkes lanet o kadar mutluydu ki ve her gün gün boyunca iki küçük kızım o lanet aptal şarkıları söylüyorlar o lanet aptal reklamlardan duydukları şarkıları.
E nas publicidades toda a gente está sempre tão feliz e durante todo o dia as minhas duas pequenas filhas cantam a porcaria das canções dessa porcaria de publicidades.
şarkı 121
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkıcı mı 16
şarkılar 16
şarkıcı 23
şarkı söylerim 16
şarkı söylüyor 35
şarkı söyle 90
şarkı söylemek 19
şarkı söyleyelim 18
şarkı mı 30
şarkıcı mı 16