Al bak Çeviri Rusça
1,526 parallel translation
Hatta, al bak!
Кстати вот оно.
Bence bu, henüz araştırılmamış çok ilginç bir konu. Özellikle sağcı, siyaset ve kadın bakış açısından ele alınırsa.
Я думаю, это очень интересный и пока неисследованный вопрос, особенно с женской, политической и, в частности, правоконсервативной точки зрения.
Victoria'ya yaşlı pençelerini Sam'den uzak tutmasını söylemiştim, ama bir bakıyorum, çılgınlar gibi Tree Hill alışveriş partileri yapıyorlar.
Я сказала Виктории держать ее старушечьи когти подальше от Сэм. И вон они, ходили за покупками по Три Хиллу.
Bak, bebeğin alınması lazım, anlıyorum.
Послушайте, ей нужно выскабливание. Я понимаю это.
Bakın, Margaritaville taksitle alınmış.
Видите ли, эта Маргаритавилль была куплена в кредит.
Bak, üzerine alınma ama, ortağımı yeni kaybettim.
Слушай, без обид, но мой напарник только что погиб.
Bak, şunu al.
Хорошо, смотри. Вот.
Al işte bak, bir teselli.
Это обнадёживает.
Bak, gidip alıp gelmemi istiyorsan, bana içinde ne olduğunu ve nereye gideceğini söyleyeceksin.
Так что, раз ты хочешь, чтобы я тебе ее добыл, ты расскажешь мне, что в коробке и куда она отправится.
Bak, ceset alınana kadar bir yere gidemem.
Я не могу никуда ехать, пока не заберут тело.
Al, sen de bir bak.
Я просто не знаю, по какой. На, сама посмотри.
Bak, tek bildiğim bizim kızları tekrar suç işlemekten alı koyan tek şey gösteri korosu.
Послушайте, если бы не хор, мои девочки снова бы свернули на плохую дорожку.
Bak, haklısın. Lafımı aynen geri alıyorum.
Беру свои слова обратно.
- Bak, ofisime dönemiyorum çünkü Linda'nın çalışma alışkanlıkları beni deli ediyor.
- Я не могу вернуться в свой офис, потому что стиль работы Линды сводит меня с ума.
Bak, eğer ondan haber alırsan ya da onu görürsen ne olursa olsun onu benden uzak tut.
Послушай, если услышишь о нем, или увидишь его, прошу, любой ценой держи его подальше от меня.
Bu yüzden rahat olun ve eğlenmenize bakın. Alış-veriş merkezimizde, tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi dünyanın dört bir yanından yiyecek, arabalar, gerçek araziler, andaçlar ve daha bir çok şeyi bulabilirsiniz.
Так что расслабьтесь и отдыхайте. недвижимость и многое другое... как в реальном мире.
Hmm Uzun, Göz alıcı güzellikte, 45 kilo'nun altında, saçları bakımlı ve çok fazla makyaj yapmış.
Волосы пересушены, слишком много макияжа.
Oh, anne, bak, eğer Charlie burada kalacaksa cinayetlere alışmalıdır.
Мама, послушай, если Чарли остается здесь, значит, убийство - часть сделки.
Al, çayın tadına bak.
Вот, попробуй этот чай.
Bakın, hepiniz tabağınızı alın ve ön tarafa gelin. İstediğiniz yere oturun.
Послушайте, берите ваши тарелки и идите сюда, поближе, садитесь, как вам угодно.
Al bak.
Вот здесь.
Ama bilmenizi isterim ki çocuk bakım ünitemi sizin alıştığınızdan biraz farklı şekilde işletiyorum.
Вам надо понять, что я руковожу отделением немного не так, как вы привыкли.
Şunu al, gözüne koy ve Nick'e bak.
Держи. Посмотри на Ника.
Bak gitsem iyi olur, ama yarın benim tarih yürüyüşüme gel... -... ve Jan'ın boştaki laptop'ını ödünç al.
Послушай, я лучше пойду, но ты зайди завтра ко мне на работу, одолжишь ноут у Джан.
Bak, Al. Sen de bir iki haftadır tuhaf davranışlar sergiliyorsun.
Слушай, Эл, это ты что-то типа призрака уже несколько недель, понял?
Bak, ısrarcı olmak istemem ama... Lütfen bunu al.
Слушай, я никогда не навязываюсь, но пожалуйста, возьми это.
Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabını satın alıp yedinci sınıf çocuk yorumuyla onlara öğütler verip bak bu kitabın yazarı ne zeki, ne entel demiyorum.
Я не покупаю им копию "Над пропастью во ржи" И не промываю затем мозги лекциями уровня седьмого класса О том, что Холден Колфилд какой-то глубокий интеллектуал.
Geçen hafta Radyo Shack'teki alışveriş merkezinde annen için kocaman tuşlu bir telefon bakıyorduk ve birden orada olmadığını fark ettim.
На прошлой неделе в супермаркете в Радио отделе, мы искали телефон с гигантскими цифрами для твоей матери, Когда вдруг я обнаружил что ты куда-то исчез. Куда?
Bana bak, sana bu robotu alıp hep beraber eve gidelim mi?
Хорошо, как насчет того, чтоб мы купили тебе этого робота и затем пошли домой?
Alışveriş merkezine yalnız bir defa gideceğim bak.
Я пойду в магазин только один раз.
Anasına bak kızını al.
Ну, яблоко от яблони не далеко падает.
Greg, sen Hodges ile birlikte dışarıyı al, ben de içerinin güvenli olup olmadığına bakıp bir telefon bulayım.
Грег, вы с Ходжесом осмотрите здание снаружи. Я осмотрюсь внутри, может, найду телефон.
Bak alışveriş merkezinden ne aldım.
Смотри, что я купил в торговом центре.
Şimdi bakın, bilinen dünyanın merkezinde hangi kent yer alıyor ; en geniş yelpazede halkların ve fikirlerin çatışmak için zorunlu olduğu yer neresi.
Теперь посмотрим в каком городе находился центр известного мира, место, где самый широкий спектр народов и идей,.. должен был столкнуться.
Yaklaşmayın! Yoğun bakıma alınması söylendi.
нужно отвезти в лабораторию.
Bak sen, durumun kontrolünü de alıyorsun.
Смотрите-ка, кто-то решил взять все в свои руки?
Bak, al bunu.
Слушай. Вот, держи.
sorumsuzca davrandın, benim söylediğim her şeyi alıp filtreden geçirip kendi dar görüşünle dünyaya sunuyorsun bak, gerçekten çok korkunç şeyler yaşandı.
Вот, о чем я и говорил, это - шаблонное отношение Вы слушаете все, что я говорю, и пропускаете через свой фильтр, через свое узкое видение мира. Случаются совершенно чудовищные вещи.
Bak, nefes alıyorum.
Смотри, Я дышу.
Şimdilik çocuğu bakım ve gözetim altına alıyoruz.
И сейчас мы берем ребенка под свою опеку.
Alışmamış gözle bakınca, tam bir aptala benziyorum.
На взгляд дилетанта я выгляжу как полный идиот.
Bak, ya aklından geçeni söylersin ya da o küçük afronu alıp arkana bakmadan gidersin!
Говори, что тебе нужно или уходи. Ты играешь.
- Bakır güçlerimi alır.
- Медь лишает меня сил.
Bakır güçlerimi elimden alıyor.
Медь лишает меня сил.
Herhangi bir nesneyi alıyorlar bir müzeye koyuyorlar ve insanların ona bakışı değişiyor.
Итак, ты берешь простой предмет ставишь его в музей, и люди начинают смотреть на него иначе
Al, bir bak.
Вот, смотри.
Şuna bak. Yandaki boş daireyi alırsak, ne kadar güzel olacağını düşün.
А если заполучить пустующее помещение рядом, ты представляешь, как это будет здорово?
- Al da bak.
Держи.
Nefes al. Bak, bezelyeleri onun hayalarının üzerine koy.
Послушай, положи горох ему на яйца.
Ayrılmadan önce hapishane turu yapıyordu ve çelik çomak oyununa bakıyor eski bir alışkanlığıyla ilgili karmaşık duygular hissediyordu. İnançlarıyla ilgili özel sebepleri tekrar geri döndüğünde onun kaderi olabilirdi.
Обойдя предварительно тюрьму и заглянув в кегельбан со сложным чувством бывшего жильца у которого есть особенные причины думать что ему придется, чего доброго, снова занять здесь квартиру ".
Genelde terk edilmeye alışık değilim. Bana bir bakın.
От него всегда так плохо пахнет.
al bakalım 1462
al bakalım evlat 18
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
al bakalım evlat 18
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
bakarız 131
baksana 1623
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
bakarız 131
baksana 1623
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30