Bu onun suçu değil Çeviri Rusça
124 parallel translation
Evlat, bu onun suçu değil.
Сынок, его вины здесь тоже нет.
Bu onun suçu değil. Dini inanışı böyle.
Они довольно религиозны.
Tam 80 kilo, ama bu onun suçu değil. Metabolizması yüzünden.
Он весил фунтов так 180, но это не его вина, что-то с железой.
Ama bu onun suçu değil.
Но это не его вина.
Bu onun suçu değil.
Это не его вина.
- Bu onun suçu değil.
- Это не ее вина.
Bu onun suçu değil.
Он не виноват.
Bu onun suçu değil. Ve bu beni çok sinirlendiriyor.
Знаете он ведь даже не виноват.
Elinde değil! Bu onun suçu değil!
- Он не может остановиться, он не виноват!
Eğer sevdiğin birisiyle olursan, onunla tam anlamıyla beraber olursan, ve bir şey hissetmezsen... Bu onun suçu değil, onu ben istedim... ve kendimi ona verdim.
Если ты с любимым человеком, и ты с ним по-настоящему, но почти ничего не чувствуешь, и это не из-за него - я была уверена, что я его хочу...
Bu onun suçu değil.
Это не её вина.
" Ama, oh, bu onun suçu değil.
" Но, постойте, это не его вина..
Çocuklar, bu onun suçu değil.
Виноват не он.
- Bu onun suçu değil.
- Дадли ни при чем!
Nine, bu onun suçu değil.
Бабушка, зачем ты это ему сказал?
Hata yaptığından endişeleniyorsan, bu onun suçu değil.
Если переживаешь, что совершила ошибку, это не его вина.
Ama bu onun suçu değil.
Полная ахинея.
Gerçekte bu onun suçu değil.
По правде, это не ее вина.
Bu onun suçu değil.
Она не виновата.
Bu onun suçu değil ama.
Он не виноват.
Ama lütfen Sam'e kızma. Bu onun suçu değil.
Только мне нужно немного побыть одному.
Anlayamaz da, bu onun suçu değil ama ben anlayabiliyorum ve ona yardım edemiyorum
Не может понять. Она не виновата. А я понимаю, но не могу быть рядом.
Fakat bu onun suçu değil.
Но он не был в этом виноват.
Bu onun suçu değil.
- Она не виновата.
Lütfen, bu onun suçu değil.
Пожалуйста. Это не его вина.
Bu onun suçu değil.
Эй, она не виновата.
Bu onun suçu değil, üstüne gitmeyi kesin!
Он не виноват, отстань от него
Sonra dışarı çıktı, onu gördüm bende. Bu onun suçu değil.
Это не ее вина, это моя вина.
Matt bunu duymak için doğru bir zaman değil ama bu onun suçu değildi.
Мэтт, послушай, может быть ты не состоянии выслышать это прямо сейчас но это не ее вина.
Biliyorsun, bu onun suçu değil.
Знаешь, это не ее вина.
Bu onun suçu değil tamam mı?
Это не его вина, ясно?
Bu onun suçu değil.
Это не его вина. Он такой, какой есть.
- Durun, bu onun suçu değil.
Подождите, это не его вина.
İki dakika dur, Brick. Zoe Hart, Magnolia'nın hayatını kurtarmış olabilir ve Lemon, bu onun suçu değil. Çünkü o, Magnolia'nın annesi değil.
Потому что, возможно, Зои вчера спасла Магнолии жизнь, а Лемон ни в чём не виновата, потому что она не мать Магнолии.
Bu onun suçu değil.
Это не ее вина.
Bu onun suçu değil!
Это не её вина!
Pekala, bak bu onun suçu değil, tamam mı?
Это не ее вина.
Yani, biliyorum bu onun suçu değil ama... birazcık kötü sadece.
Я конечно понимаю, что он невиноват, но... все равно это фигово.
Bu onun suçu değil. O sadece gereken bilgiyi alabilecek nitelikte değil.
Он не виноват, что не смог добыть нужную информацию.
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile. - Ama bebek sahibi olmaya hakkı var.
Согласны ли вы, что он не может иметь детей, не имея матки, в чем не повинен никто, даже римляне, но что он может иметь право иметь детей?
Bu gerçekten onun suçu değil.
Это не его вина, действительно.
Sanırım sizde farkındasınız ki bu onun suçu değil.
И знаете что?
Onun suçu değil bu, tamam mı?
Она тут не при чем, ясно?
Bu onun hastalığının suçu, senin değil. Ama bu yüzden buradayız.
Виновата болезнь, поэтому мы здесь.
Sadece Hammond'ın değil, onun lider ekibinin de bu işte suçu olduğuna dair bir yığın kanıtım var.
У меня есть гора неопровержимых улик не только на генерала Хэммонда, но и на его первую команду также.
Hey, bu onun suçu değil.
Эй-эй, он не виноват.
Bu yüzden çocukları onun için kaçırmış olması onun suçu değil mi?
Понятно. Так что же, она не виновата в том, что находила для него детей?
Bu, onun suçu değil.
Это не его вина.
Bu onun suçu degil.
Это не ее вина
- Ewet fakat bu onun suçu değil.
- Да, но она ни при чем.
Evet ama bu onun suçu değil.
Да, но это не его вина.