English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ B ] / Bu çok tuhaf

Bu çok tuhaf Çeviri Rusça

731 parallel translation
Bu çok tuhaf.
Да, это странно.
Bence bu çok tuhaf.
Как-то это весьма странно.
- Anlayamadım? - Bu çok tuhaf bir soru.
- Странный вопрос, должна признаться.
- Eğer bu çok tuhaf bir tesadüf değilse ben de yarın sabah San Francisco'ya gidiyorum.
- Какое странное совпадение! - Я как раз собиралась в Сан-Франциско!
Bu çok tuhaf.
Это очень странно.
Bu çok tuhaf.
Это смешно.
Bu çok tuhaf, çünkü dünyada hiçbir şey bana vurmasından çok canımı yakmadı.
Забавно, потому что тот удар был больнее всех других его ударов.
Bu çok tuhaf.
Странно.
Bu çok tuhaf değil mi?
Не очень ли это странно?
Tanrım, bu çok tuhaf...
[Полковник] Провалиться мне на месте, странно все это...
Bu çok tuhaf.
Так странно.
Bu çok tuhaf...
Как странно...
Bu çok tuhaf bir durum.
Это просто игра такая.
Bu çok tuhaf.
А вот это странно.
Biliyor musun, bu çok tuhaf.
Знаешь, это так странно.
Bu çok tuhaf.
Странно...
Bu çok tuhaf bir durum!
Неужели ты не понимаешь нелепость ситуации?
Bu çok tuhaf.
Это так странно.
Bu çok tuhaf. Yüce dük sizin kralınız gibiydi, değil mi?
Великий Князь ведь вроде короля, так?
- Bu çok tuhaf, aslında ben bambu takımlarını çok severim.
- Забавно, потому что мне, вообще-то, нравится бамбук.
Vay be, bu çok tuhaf.
Ну и ну. Во дает.
Bu çok tuhaf.
Забавно.
Biliyorsun, bu çok tuhaf o kadar uzun zamandır intikam peşindeydim ki hayatımın geri kalanında ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Ты знаешь, так странно, я так долго жил с желанием мести, что теперь, когда все кончено, я не знаю, чем заниматься остаток жизни.
Bu çok tuhaf, tuhaf değil mi?
Это так странно, вы не находите?
Bu çok tuhaf. Nereye gitmiş olabilir ki?
Куда ж она подевалась?
Ormanın ortasında, nehrin çok yakınında bu sahiden çok tuhaf görünen ağacı buldum.
Где-то в лесу, довольно близко к реке, Я увидел это странное дерево.
Sana bu hayatta en kötü şeyleri yaşatmış bir adam böyle söyleyince tuhaf oldu ama Tom senin gözünde o konuma gelebilmek için çok çalışmak zorundaydı.
Знаю, странно слышать это от человека, который принёс тебе столько горестей, но в этом же причина, почему Том так старался быть таковым для тебя.
Bu konularda çok tuhaf, bilirsin.
Он подозрительно относится к этому.
- Bu da çok tuhaf bir düşünce tarzı.
Это странная причина.
- Her şeyin beni, Hollywood, Beverly Hills... ya da içinde olduğumuz bu tekerlekli çirkin şeye... sürüklemesi çok tuhaf. - Boş laf.
- Да ну...
Bu sözleri senden duymak çok tuhaf.
Это ты мне говоришь?
... bu seste çok tuhaf bir şeyler vardı.
Есть что-то странное в этом голосе.
Tuhaf şeyler oluyor, o kadın geldiğinden beri... bu evde çok tuhaf bir şeyler oluyor.
Есть нечто странное, я бы даже сказал, очень странное в поведении этого дома с тех пор, как явилась эта особа.
- Bu çok tuhaf.
Он у тебя действительно был сегодня.
Yine de çok tuhaf bu kadar akıllı bir kadın nasıl olur da bu kadar kolay yakalanır.
Странно, чтобы столь умная женщина вела себя столь грубо.
Bu insanlar çok tuhaf yaratıklar.
Эти земляне такие странные создания.
Bu, aslında çok tuhaf ve alışılmadık bir şey.
Не изнасиловали - это необычно. Странная мания. Итак.
Bu adamın çok tuhaf olduğunu anlamıştım zaten.
Я всегда знал, что этот парень со странностями.
- Şimdi. Bir insanın bu kadar şanslı olması çok tuhaf.
- тыяа... бяисйы поку паяанемо оти ема атоло лпояеи ма еимаи тосо тувеяо.
Bu şato çok tuhaf.
Этот замок такой странный.
O, bu gece çok tuhaf.
Боже, он точно стал странным после той ночи.
Bu tank tripleri bazen çok tuhaf olabiliyor.
Такие бывают при опытах с баком.
Bu aralar çok tuhaf şeyler duyuyoruz.
Просто ходят какие-то слухи
Bu kadar yararlı bir şeyin şans eseri evrimleşmiş olması o kadar tuhaf bir tesadüftür ki, bir çok düşünür tarafından Tanrı'nın olmadığına dair son ve en büyük kanıt olarak değerlendirilmiştir.
Совершенно невероятно, как такая поразительно полезная вещь могла появиться совершенно случайно. Многие мыслители предпочитают видеть в этом окончательное и неопровержимое доказательство того факта, что Бога нет.
Evet, ephemerol'u bulan adam, ilacın sebep olduğu bu tuhaf mutasyondan dolayı çok heyecanlanmıştı.
Да. Человек, который создал эфемерол, очень воодушевился странной мутацией, которую вызвал препарат, равно как и.
Çok güzel ama hepiniz biraz tuhaf görünüyorsunuz. Bu çok rahatsız edici.
Да, всё очень мило, но я нахожу вас немного экстравагантными, вы делаете то, что мне не нравится.
Çok tuhaf. Tabii bu durum o taşla ilgili olabilir.
Что то произошло между ним и монолитом.
- Bu iyi. - Evet, çok iyi. Bu şişelerdeki yağlar çok tuhaf.
- Не переведено -
Köyün bu hale geliş biçimi çok tuhaf.
Важно, как она была разрушена.
Burası çok iyi bir ev. Bu adam mı tuhaf, ben mi?
- Ещё бы, просто загляденье.
Bu çok vahşi ve tuhaf bir ceza.
Это жестокое и необоснованное наказание.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]