Buraya bak Çeviri Rusça
1,840 parallel translation
Buraya bakın çocuklar.
Внимание, дети.
Buraya bak, sürtük.
Теперь смотри, сучка.
- Buraya bakın!
Проверьте там.
Tamam tam buraya bak.
Ладно осмотрите здесь все.
Buraya bakın.
Вот здесь.
Buraya bakın.
Смотрите. Вот она.
"Buraya, buraya bak."
Посмотрите сюда! "
Buraya bakın.
Улыбочку.
Bak Heidi, ablama buraya gelmemesini söyleyeceğim.
Хайди, я не стану запрещать сестре приходить ко мне в гости.
Buraya eğlenmeye geldiler. Şu surata bir bak.
Посмотри на это лицо!
"Senden bütün istediğim buraya doğru bakıp kafanı sallaman."
"Мне нужно, чтоб ты посмотрел оттуда и кивнул".
Bakın, bunun zor olduğunun farkındayım ama buraya ne kadar çabuk gelirsek kocanızın çalıştığı şeyi ne kadar çabuk bulursak size olanların hepsini arkanıza o kadar çabuk bırakabilirsiniz.
Послушайте, я понимаю, как вам тяжело, но чем быстрее мы пойдём туда и найдём работу вашего мужа, тем быстрее вы сможете оставить в прошлом то, что с вами случилось... Оставить навсегда.
Bak, buraya geldim ve yarışma hakkında aynen benim hissettiğim gibi hisseden bir kızı tespit ettim, yani diyeceğim şu ki, bu durumda evet faydası oluyor.
Послушайте, я прихожу сюда и замечаю девочку, которая думает про этот конкурс то же самое, что и я. В общем, я бы сказал, да, в этом случае пригодилось.
Bakın, eminim buraya gelip Carol'a yardım ettiğinizi düşünüyorsunuzdur, Dr. Lightman.
Послушайте, я уверен, что вы думаете, что помогли Кэрол, когда пришли сюда, доктор Лайтман.
- Bak, Maddy, ben... - Bir uçağa atlayıp, buraya geldim, şimdi burada, evinde dikiliyorum.
- Я села в самолет и прилетела сюда, и теперь стою прямо в твоем доме.
Bak, buraya arabaya yakından bir bakmak için geldik. Çünkü zamanında benim de bundan bir tane vardı.
Смотри, мы пришли только поближе взглянуть на машину, потому что у меня была такая же.
Duruma bakılırsa karımı öpüp taksiye bindirdikten sonra bir sosisli alıp buraya geri döneceğim gibi görünüyor.
Если так будет продолжаться, я поцелую жену, посажу её в такси и захвачу хот-дог на обратном пути.
- John. - Selam. Bak çabuk buraya gel.
Привет, слушай, быстро сюда.
Soruşturmaya yeni bir bakış açısı aradığın için buraya geldim.
Я сюда пришел потому, что ты сказал мне, что ты искал новые подробности в расследовании
Bak, ben, şu kaybolan insanlara neler olduğunu bulmak için gizli görevle buraya geldim.
Послушай, я как раз пытаюсь выяснить что происходит с этими работниками.Я под прикрытием.
Bak. Buraya yazıyorum "Babası Randy Newman."
Я пишу : "Рэнди Ньюман... отец."
Buraya bak evlât.
Прости, сынок.
Görüntülere bakınca buraya kimin girdiğini öğreniriz.
Должны были засечь любого, кто бы не проник сюда.
Bak, ben haftanın en çılgın üç gününde mal pazarlıyorum ve güven bana,... hiçbir genç buraya esrar çekip çakır keyif olmaya gelmiyor.
Я устраиваю три самые забойные пати в неделю, и поверь, детишки приходят сюда не покумарить и расслабиться.
Ve son olanlara bakılırsa bizi daha önemli şeylerden uzaklaştırmak için buraya bir obje yerleştirilmiş olabilir.
Беря в расчёт последние события, артефакт мог быть размещён здесь для того, чтобы отвлечь нас от других дел.
Görünüşe bakılırsa Bay E. bizi buraya boşu boşuna göndermiş.
Это характерно для Мистера Е. Послать нас к черту на куличики.
Bak buraya sadece çay saati ile ilgili alacağım şeylerden bahsetmeye geldim.
Слушай, я пришел только, чтобы сообщить, что все мои вещи вывезут к обеду.
Neden buraya gelip sadece kendi işine bak demiyorsun?
Почему ты просто не сказал мне подрасти и заняться своими делами?
Buraya kadar zahmet edip sekreterimle bir saat oturmaya ve bana bakış açılarımızın farklılığı hakkında nutuk çekmeye gelmedin.
Ты притащился сюда и просидел с моей секретаршей около часа, не для того, чтобы прочесть мне лекцию о различии в наших взглядах.
Eğer öne doğru bakıyorlarsa buraya uzanmıştır. Elinde silahıyla ortaya çıktığında karşı koyma şansları olmaz.
Если они смотрели вперёд, а подозреваемый был здесь внизу и затем выскочил на них с пистолетом, то у них не было возможности сопротивляться.
Buraya gelmene bakılırsa senin benden bir şey istediğini düşünüyorum. Gitmeme izin ver.
оценить твой небольшой показ, ну я бы сказал, что это ТЕБЕ что-то надо от МЕНЯ отпусти меня!
- Buraya bakılacağını biliyor.
Он знает, что его здесь ищут.
- Bak, bunu inkâr ederim. - Umurumda değil. Buraya geldiğimde Hepatit C testi yapmışlardı.
Я не хотел, чтобы так получилось.
Bak, eğer anakaradanmış gibi görünürsen buraya asla uyum sağlayamazsın.
Ты никогда не приспособишься, если будешь выглядеть, как человек с материка.
Bak, buraya senin misafirin olarak gelirse, senin sorumluluğunda olur tamam mı?
Вобщем, если он здесь, как твой гость, то он под твоей ответственностью, ок?
Bak Marlene, sana buraya Brooklyn'den taşındığımı Kore'de savaştığımı, üç kardeşim olduğunu falan da söyleyebilirim ama hakkımda gerçekten bilmen gereken tek şey şu an pantolonumun içinde.
Марлин, могу рассказать тебя про себя, что я переехал сюда из Бруклина, служил в Корее, у меня три брата. но единственная вещь, которую тебе стоит действительно знать обо мне, находится у меня в штанах.
Bak buraya, ne bu böyle bardakları kırmışsın?
Вот. Так, это ТЫ стаканы разбила?
Bak geçmişe yolculuğunu.... bölmek istemiyorum... ama buraya para için gelmedik.
Слушай, я не хочу отрывать тебя от твоего странноватого воображения, но мы здесь не из-за бабла.
Şu küçük böceğe bak, o da buraya kondu.
Представьте. Представьте, если бы вы были насекомым-палочником.
Bak, buraya son geldiğimde benimle alakadar olmamak istiyordun. Ve şimdi hayatıma tekrar giriyorsun.
Последний раз, когда я была здесь, ты не хотела больше иметь со мной ничего общего, а теперь ты снова лезешь в мою жизнь.
Gel buraya. Şuna bak.
Вот, смотри.
- Buraya gelip, şuna bir bak.
Иди сюда.
Bak, bazı kişisel sorunlarla boğuştuğunu biliyorum ama eğer buraya dönmezsen iş problemin de olacak.
Послушай, я знаю, что ты имеешь дело с личными проблемами, но и на работе у тебя появятся проблемы. Если ты не вернёшься.
Buraya gelmiş bütün şu adamlara bak.
Смотрите, какие серьезные люди ходили сюда.
Bak, soğukta kalmaktan kurtulduğuna sevindiğinden eminim ama seni buraya getirdiğimizden beri tek kelime etmedin.
Послушайте, я знаю, что вы счастливы оказаться в тепле, но вы не сказали ни слова, с тех пор, как мы вас привезли.
Buraya bak!
Эй!
- Kaptan Hindsight, lütfen buraya bir bakın.
Капитан Баян! Капитан, где вы?
Buraya ilk geldiğimde çektirdiğim nüfus cüzdanı resmime bak.
Посмотри мою фотку. Я недавно сюда переехал.
- Haydi, buraya bak.
Ты.
Bak buraya.
Обрати внимание. Магнум.
Buraya gelen devriyeye ne olduğuna bak.
Взять хотя бы патруль, который приходил сюда.
buraya bakın 124
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40