Danım Çeviri Rusça
13,015 parallel translation
Belki Magnus'dan yardım isteyebilirim.
Я могу попросить Магнуса о помощи.
Emir verilmeden önce Reven Wright'e danışmıştım.
Я говорила с Рейвен Райт перед подписанием приказа.
Hangzhou'dan haber var mı?
Ты вернулся с новостями из Циньсая?
Bu arada, buraya yan kapıdan gizlice girip çıkacağım.
А пока я буду приходить и уходить через соседнее здание.
Ama orada uzaklaştım, aynen hapishane danışmanımın öğrettiği gibi.
Но я смирилась, как и учил меня наставник в тюрьме.
Geçen yılki danışmanım rahibeydi. Bir daha asla olmayacak.
В прошлом моей наставницей была монахиня.
Ben Stanley. Senin danışmanınım.
Я Стенли.
Her disiplin alanı bir takım oluyor. Danışmanlar izleyecek yani lütfen benim için işleri berbat etme.
Представители каждой специальности соберут команду, а наставники будут смотреть, так что, прошу, не налажай.
Benim danışmanım olman gerekiyordu.
Ты должен быть моим грёбаным наставником.
- Arapça'dan kalmıştım.
Я завалила арабский.
Yukarıdan gelen bu sıkı tedbirler yüzünden ne zaman malları indirecek yeni bir yer bulsak karşımıza gümrük memurları ve askerler çıkıyor.
И эти карательные меры означают, что стоит нам найти новое место выгрузки, как нас встречают таможенники и военные.
Üç taksi, iki metro, Federal Plaza'dan buraya kadar tüm kameralardan kaçtım.
Три такси, две линии метро, избегал камер от площади Федерации.
Siz FBI'dan mısınız?
Вы из ФБР?
Brian'dan haber almadığımızı söyledim.
Сказал, что от него новостей не было.
- Brian'dan mı?
Это он?
GGTAM'daki Danışmanlar Kurulundayım ve evet, Eloise'in üzerinde veya yakınlarında DNA'mın bulunması gibi bir ihtimal var.
Я вхожу в консультативный совет КРАФТа, так что да, есть возможность, что моя ДНК будет найдена на или около Элоизы.
"ÇTYK'nın danışmanını kaçırdın mı?" diye mi soruyorsun?
Вы спрашиваете, похищала ли я консультанта спецотдела?
Ama Youtube'dan izlediğim birkaç öğretici videonun küçük yardımı sayesinde kasaları açabildim.
Но с помощью нескольких видео-инструкций с YouTube я смог вскрыть сейфы.
NZT almamıştım, bu yüzden oraya varmadan yaklaşık bir saat önce Everywhere'deki hacker dostlarıma servisi devre dışı bırakan bir virüsü Alman Ağırlama Derneğinin sunucularına yüklettim ve böylece Wi-Fi'larını göçertip dışarıdan teknik yardım almalarını sağladım.
И раз я не принял НЗТ, то за час до прибытия я попросил своих друзей-хакеров закинуть на сервер "Немецкой лиги гостеприимства" какой-нибудь вирус, вырубающий Wi-Fi, чтобы они позвонили в техподдержку.
Rebecca'dan sonsuza kadar kaçamayacağımı biliyordum.
Я знал, что не смогу долго избегать Ребекку.
Bana danışmanımın ortalıkta dolanıp rozetini gösterdiğini söylemeyeceklerini mi sandın?
Думаешь, мне бы не сказали, что мой консультант бегает по городу, светя своим жетоном?
Merhaba Rach, FBI'dan gelecek adamla yatmamaya çalış tamam mı?
Рэйч, постарайся не трахаться с эскортом из ФБР, ладно?
Pardon Bay Finch, siz resmen Rachel'ın yasal hukuk danışmanlığını mı yapıyorsunuz?
Мистер Финч, вы выступаете в роли официального представителя Рэйчел?
Standartlara uygun hareket edip başımı eğik tutarak Piper'ın enzimini bitirmesini bekleyerek Senatör Morra'dan kurtulmayı hayal ederek, kafayı yiyerek...
Ходить по струнке, головы не поднимать, ждать, пока Пайпер закончит с энзимом, представлять себе свободу от сенатора Морры, сходить с ума.
Bana asla yalan söylemeyeceğine dair söz veren, arkadaşıma dönüşen danışmanım ama görünüşe göre çalışmaya başladığımız andan itibaren yalan söylemekten başka bir şey yapmıyormuş.
Но, оказывается, он только этим и занимался с тех пор, как мы начали работать вместе.
Eski dostun Huston'dan aldığımız bir ifade var.
У нас есть показания вашего друга Хьюстона.
Sen kendinden mi bahsediyorsun yoksa Brian'dan mı?
Ты говоришь о себе или о Брайане?
Bir danışmanımız vardı...
У нас был консультант...
Çok kötü o zaman. Çünkü seni sokaklara binlerce NZT yayan kimyager olarak tanımlayabilecek federal bir danışmanımız var.
Очень плохо, потому что у нас есть федеральный консультант, который может опознать в тебе химика, выпустившего на улицы тысячи таблеток НЗТ.
FBI'dan geliyoruz. Jean-Pierre Morneau adında biriyle konuşmak için girmemiz lazım.
И нам надо поговорить с Жан-Пьером Морно.
- Kanada'dan mı bahsediyorsun?
– Ты про Канаду?
İş arkadaşım Rebecca Harris ve ben, FBI'dan iyi niyet göstergesi olarak gelen bir görev nedeni ile buradayız.
Мы с моей коллегой Ребеккой Харрис здесь от лица ФБР.
Ülkesinin Danimarka'dan bağımsızlık alma görüşmelerine yardım etti ve herkes bu anlaşma yapıldıktan sonra başbakan olacağını söylüyor.
Он помог стране выбить независимость от Дании, и все говорят, что после этого договора он станет премьер-министром.
Kingston'dan gelen garip ve uyumsuz çocuktum ve Yale'e girmeyi başardım.
Я был странным неудачником из Кингстона, и я прорвался в Йель.
Seninle beraber danışmanlık yapacakmışım.
Но я не буду агентом.
İrlanda'dan aldığımız?
Тот, который мы привезли с Ирландии?
- Tanrı Venganza Verdugo'nun danışmanı olarak görevim burada olan tüm Tanrılarla görüşüp aldığımız nihai kararı size bildirmek. - Ne kazandıklarını onlara söyle.
Расскажи им что они получат.
Arkadaşınız bana Nomar'dan dolayı, Ghost'u da ele vermem gerekiyor dedi. Yoksa idam cezası alırmışım.
Ваш приятель сказал, что я должен сдать вам Призрака, иначе мне грозит смертная казнь за убийство Номара.
Çok boktan bir şey isteyeceğimin farkındayım ama salam dilimi gibi olması gerek. Pis bir şey olmasın. Şöyle temiz, 45 derecelik açıdan.
Знаю, о таком неприятно просить, но это всё равно что отрезать кусок салями, никакой неразберихи, чистый разрез под углом в 45 градусов, дай нам на что-то взглянуть.
Baş danışmanım olmana izin verebilirim.
Будешь моим юрисконсультом.
O adamı kapıdan dışarı çıkarıp sizi getirmeye yardımcı olursam Britanya halkına ve bu ülkeye hizmet etmiş olacağımı düşünüyorum.
Полагаю, я окажу большую услугу нашей общественности и всей стране, если помогу сместить его с должности и поставить на его место вас.
Ortopedi ve kardiyoloji şeflerimize danıştım. En iyi çözüm titanyum göğüs kafesi ve sternum.
Я проконсультировался с главами кардио и орто и лучшее решение - это титановая грудина и грудная клетка.
Evet, o Hello Kitty cep telefonu kılıfı gerçekten beni Marge'dan kurtarmıştı ve düşünüyorum da eğer onları ihtiyaçlarımız için feda etmeyeceksek neden çocuk sahibi oluruz?
Да, тот чехол для телефона Хэллоу Китти спас меня от ссоры с Мардж. И я тут подумал, зачем нам нужны дети, как не за тем, чтобы жертвовать ими ради себя?
Donna'dan mı? - Norma'dan.
От Нормы.
- Dışarıdan bir avukata ihtiyacımız var diyorum.
Нам нужен независимый адвокат.
Eğer ben hayatım uğruna bir duruşmada olsaydım kendi tarafımda olmasını isteyeceğim kişi Harvard'dan dostum Mike Ross'tan başkası değildir.
И если бы моя жизнь была под следствием, я бы не согласился ни на кого, кроме моего Гарвардского кореша Майка Росса.
İtiraf etmeliyim sen Sheila'dan kurtulana kadar senin bu işlerle alakan olmadığını düşünmüştüm. Sonra biraz araştırma yaptım ve Mike Ross hakkındaki gerçeği öğrendiğin günü söyleyebilirim.
Должна признаться, пока вы не избавились от Шейлы, я искренне верила, что вы ни при чём, но потом я кое-что проверила, и думаю, что могу назвать день, когда вы узнали про Майка Росса.
Evet, ihtiyacım olan resimleri aldığında Vanessa'dan telefon gelecek.
Да, и тебе позвонит Ванесса, как только получит необходимые мне фото.
Ona şimdi arkamızı dönersek şimdiye kadar tiksindiğimiz Daniel Hardman'dan veya Charles Forstman'dan veya diğer insanlardan bir farkımız kalmayacak.
Если мы сейчас его предадим, то мы ничем не лучше Дэниэля Хардмана или Чарльза Форстмана, да и всех тех людей, которых ты презираешь.
- Ben bir danışmanım.
Ну, я... консультант.
Bir tahminde bulunmam gerekirse sanırım Tom'dan bahsediyorsun.
Это слепая догадка, но полагаю, ты о Томе.