Karışık Çeviri Rusça
8,303 parallel translation
Biraz karışık.
Всё сложно.
Evet ama bu biraz karışık, ve... ve bir kaç şey üstünde çalışıyorum.
Да, но всё сложно, и мне нужно кое с чем разобраться.
Karışıklık için çok özür dilerim ama Rose Line dergisi çekimlerin bu sabahmış.
Я дико извиняюсь за путаницу, но оказалось что ваша съемка для Роуз Лайн на самом деле этим утром.
- Bu karışık.
- Это сложно
Hayır, senle ilgili bir şey mi karışık?
Нет, что-то с тобой сложно?
Pekâlâ. Kamyonetten aldığım alüminyumla karışık bu pas artık termit. - Çok güzel.
Отлично, эта ржавчина, вместе с алюминием из фургона, теперь взрывчатка.
Karışık bir durum.
Это сложно.
Oldukça... Oldukça karışık.
Тут всё сложно.
FBI ajanıyım demiyorum doğrusu. Karışık yani biraz.
Я не говорю, что я – агент ФБР, всё сложно.
Veri ve düzen analiz edebilir ve o analizi karışık sorunları çözmede veya bağlantı kurmada kullanabilirim.
Я анализирую информацию и рисунок, основываясь на этом я могу решать сложные задачи и находить связь.
İşler oldukça karışık.
И всё... стало так сложно.
Karışık, ama ülke çapında farklı yollarla kara para aklıyorlar.
Долго объяснять, но они отмывали деньги через различную недвижимость по всей стране.
Karışık yani.
Тут всё не так просто.
Karışıklık olmalı.
Наверно, какая-то путаница.
Kızgın mısın, üzgün müsün, kafan mı karışık? Bu olabilir.
Ну, ты расстроилась, разозлилась, запуталась, или...
Birini seçmek zorundaysam kafam karışık diyebiliriz.
Думаю, запуталась. Это если... мне нужно выбрать что-то одно.
Seni temize çıkarıp, Müdür'ü de feda etmeleri için bu konu üstünde karışıklık yaratarak zarar vermeliyiz.
Надо упрочить это, устроив такой хаос в КАБАЛ, чтоб они предпочли обелить твоё имя и пожертвовать Директором.
Bu çok karışık.
Черт ногу сломит.
Hera, görev karışık bir hal aldı.
Гера, во время задание кое-что пошло не так.
Seninle her şey her zaman karışık.
С тобой так сложно.
Karışık olmayan ne biliyor musunuz?
А знаете, что не бардак?
Benim kafam karışık falan değil.
Хватит! Меня не ситуация сбивает с толку.
Kafam çok karışık. Ayrıca, bu Tweek ile Craig'e olduysa bizden birine de olabilir mi?
И если это случилось с Твиком и Крэйгом, может ли это случиться с нами?
Evet, Stan bayağı kafası karışık görünüyordu.
И Стэн, похоже, растерян.
Kafam karışık, baba. Okuldaki şu olay yüzünden.
В школе кое-что случилось...
Bunu daha karışık bir hale getirmeyelim.
Давайте не будем усложнять, там, где не нужно.
Düşmana karşı karışıklık.
За поражение наших врагов.
- Durum biraz karışık.
Это сложно. А что нет?
Ani ölümlere yaşanınca işler biraz karışık bir hal alır hele ki aşık olduğun biri ölünce.
Сложно смириться с внезапной потерей, особенно, потерей любимого человека.
Evet ama belki annem Ginny olsaydı her şey daha az karışık olurdu.
Ну, да... Возможно, все было бы не так сложно, будь Джинни моей мамой.
Pardon, biraz karışık oldu. Anlatayım.
Это было загадочно, позвольте мне объяснить.
Onu aramaya çalıştım ama karışık biridir.
Я пыталась ей позвонить, но... она ветреная.
Karışık mı?
Она ветреная?
Papo'yla Vücut Roketi Nat'le Esnek Akış ve Abby'le Karın Kası Sıkılaştırma.
"Прокачай тело" с Папо,
Kesin yine karın sıkılaştırma aletine saçını kaptırmıştır.
Наверное, у него снова волосы застряли в тренажере для пресса.
Karıştırdığımızda ısı ortaya çıkıyor.
Компост дает тепло.
Tek istediği karısını ve kızını öldüren adamdan intikam almaktı.
Он хотел отомстить человеку, который убил его жену и маленькую дочку.
Mineral seviyesini yükseltmek için ev yapımı atıştırmalık karışımı formüle ediyorum.
Я изобретаю для него подкормку для увеличения его потребления витаминов.
Biraz karışık.
Немного беспорядочно.
Ghoul ve vampir karışımı bir yaratık.
Гуль и монстр типа вампира.
Karısı ve kızı bekleme odasında oturuyormuş, olayı gözleriyle görmüşler.
Его жена и дочь были в приёмной, всё произошло у них на глазах.
Duyduğuma göre ortalık bir hayli karışmış.
Я слышал, что это был настоящий Дикий Запад.
Savcılık karısına suçlamada bulunmaz.
Прокурор не предъявит ей обвинений.
Cevap veriyor, sonra ona karısının, ailesinin, köpeğinin artık her kimi varsa hepsinin başına silah dayandığını gösteriyorsun.
Он отвечает и на экране видит свою жену, свою семью, собаку, кого угодно. И на них наставлены пушки.
Bay Lahey ile ilk cinsel birlikteliğinizde karısının dördüncü evre yumurtalık kanseri olduğunu biliyor muydunuz?
Когда вы в первый раз занимались сексом с мистером Лейхи, знали ли вы, что его жене диагностировали рак яичников четвертой степени?
- Justin çıkar mısın artık?
Джастин, выходи. Серьезно.
- Tamam. Ayrılık seksi üzücü bir mutluluk verir. Duyguların karışımıdır.
- Ладно, потому что прощальный секс это...
Sonra arkadaşlık bozuluyor, olaylar karışıyor ve adamlar onu öldürene kadar dövüyor.
А потом броманс стух и его избили до смерти.
Bir adama aşık oldum, o adam ki kendi görünüşünden, bağlantılarından şöhretinden çıkar sağlmaya çalışıyordu fakat bunların yerine bana özel olduğumu söyledi ve ben de buna karşılık vermek istiyorum.
Я влюбилась в парня, который мог бы воспользоваться своими связями, внешностью или известностью, но вместо этого он сказал : "Мне помогли, и я хочу ответить тем же".
Ölmüş abisinin karısına aşık olur.
Жена умершего брата.
Aptal karım Stacey, kızımın velayetini almaya çalışıyor.
Это всё моя глупая жена Стэйси. Она пытается получить основную опеку над моей дочерью.