English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ K ] / Kayboluyor

Kayboluyor Çeviri Rusça

570 parallel translation
Görünüyor! Kayboluyor!
Появляется исчезает.
Elime aldığım şeyler ortadan kayboluyor.
Вещи в моих руках просто исчезают.
"Kısa olan kablo saat kısmını sarıyor böylece kablo ortadan kayboluyor."
Короткий подведён прямо к часам, так что на виду ничего не остаётся ".
Zaman kayboluyor.
В тихий час, когда умирает день.
Bazı zamanlar araba, büyük ağaçların arkasında kayboluyor sonraysa kırmızı ve mavi renk ile beneklenmiş yeşil ve sarı kırların içinde ortaya çıkıyor bu büyüleyici kadınları gün ışığında taşıyordu.
Время от времени повозка исчезала за большими деревьями какой-нибудь фермы, а затем снова появлялась из-за купы зелени, увозя под лучами солнца, мимо зеленых и желтых посевов, испещренных красными и синими пятнами, ослепительный груз женщин.
Duvarlardan, çatılardan iz bırakmadan gece karanlığında kayboluyor.
Взбирается по крышам и стенам и исчезает, не оставляя улик.
Ahab'ın haritasına göre, Moby Dick yeniayla birlikte ortaya çıkacaktı. Fakat hilalin kıvrımları neredeyse kayboluyor.
Моби Дик должен был появиться в новолунье, но луна уже убывает.
Neden istediğiniz şeyler göz açıp kapayana kadar kayboluyor?
Почему то, чего желаешь, длится лишь мгновение ока?
Tüm İtalya'yı ele alırsak yılda 49 bin insan kayboluyor.
По всей Италии пропадает 40 тысяч людей в год. 40 тысяч.
beni hep bir tuhaf yapıyor. Sonra kayboluyor.
Позже всё проходит.
İnsanlar şehirde, ilaç bağımlısı gibi kayboluyor.
Люди там тонут в своем городе, как наркоманы в наркоте.
Bir sarayda gözden kayboluyor.
Она скрывается во дворце.
Ama gelenekler kayboluyor.
Но традиции исчезают.
Alnındaki kesik - kayboluyor, sonra yine ortaya çıkıyor.
Ссадина у него на лбу сначала есть, потом исчезает, потом появляется.
Görme yeteneğim kayboluyor gibi ve geminin normal sıcaklığı gittikçe soğuyor gibi geliyor.
Нормальная температура на корабле кажется все холодней.
İşte görüyorsun, tip... Gizlice içeri giriyor, üst kata çıkıyor. Tek kelime etmeden, kayboluyor..
Как обычно, приходит крадучись, а исчезает без "здрасте и до свидания", ускользая к себе в комнату.
Gözünün içindeki ya da korneanın yüzeyindeki viral, mikrobiyal şekiller aşağı doğru kayıyor ağır ağır ve kayboluyor sonra birden ortada beliriyorlar pek değişmemişler daireler, kabarcıklar çubuklar, iplikler, bir araya getirildiklerinde mitolojik bir canavarı andıran şekiller.
Вирусоподобные, микробообразные формы в глубине глаза, или на поверхности его роговицы, медленно перемещаясь вниз, исчезают, внезапно появляются в центре, практически не претерпев изменений, в виде дисков или пузырьков, веточек, перекрученных волокон, которые, соединяясь, порождают какое-то мифическое существо.
Şu senin arkadaşın NASA'da çalışıyor, sana gizli bilgi veriyor, sonra kayboluyor. Sonra ortaya çıkıyor ki öyle birisi, o dairede hiç yaşamamış ve NASA'da hiç çalışmamış.
Значит, твой друг, работавший в НАСА, Сообщает тебе нечто, а затем пшик, исчезает.
- Şekilleri kayboluyor.
- Мы теряем их образец!
Konuşuyor musun yoksa kayboluyor musun?
Говоришь что-нибудь или просто исчезаешь?
- Sinyaliniz kayboluyor.
Ваше сообщение прерывается.
İşte bu sonuncusu hikâyenin anahtarı! Hazine! Ve öğretmen ortadan kayboluyor...
В конце концов, ключ к истории - сокровище и исчезновение учителя.
" Herşey sisin içinde kayboluyor.
"Все исчезает в тумане."
Arada su var, sonra kayboluyor ve bir anda akıp gidiyor.
когда вода льётся, а потом раз и кончается, и только пш-ш-ш...
Ağabeyin bu yüzden kayboluyor.
Вот, почему твой брат стал исчезать.
Cinsel dürtülerin kayboluyor.
Твое сексуальное влечение исчезает.
Çeviride bir şeyler kayboluyor.
И что-то теряется в переводе.
Şimdi parçalar tek tek kayboluyor.
Теперь его продают по частям.
Kayboluyor...!
Исчезло...!
Kayboluyor!
Это исчезло!
- Tamam. Ne olduğu iyice anlaşılmadan, ortadan kayboluyor.
Его не удалось как следует идентифицировать, ибо он пропал.
Geçtiğimiz Salı günü, bu yeğen kayboluyor.
В прошлый вторник сообщили, что Майкл Ситтен пропал.
# Yavaşça kayboluyor ortadan
Медленно меркнет...
Sonra nakit parayla ortadan kayboluyor. Ama para bir süre sonra tükeniyor ve Kara Dul tekrar susuyor.
После похорон она исчезает со всеми деньгами мужа но денег всегда не хватает.
Bir de vasiyetname kayboluyor ve sizse hiçbir şey yapmıyorsunuz, Çavuş.
Даже после пропажи завещания Вы ничего не предпринимаете, сержант.
Yapmam gereken tek şey bu narsisizm derecesini iyi ayarlamam ve böylece intihar eğilimlerim kendiliğinden kayboluyor.
Похоже все, что мне нужно сделать, это преодолеть чрезмерную степень нарциссизма... и мои суицидальные наклонности пройдут.
Bir görünüp bir kayboluyor.
То она там, то ее там нет.
Bir süredir arşivden bazı belgeler kayboluyor.
Недавно из архива кое-что пропало.
Eski Klingon gelenekleri kayboluyor.
Старые времена давно прошли.
- Sürekli radyo sinyali kayboluyor.
- Теряется радиосигнал.
Nasıl öyle ortadan kayboluyor?
Как он мог исчезнуть?
Hayatlarımız an be an bizden uzaklaşıyor ve boşlukta kayboluyor. Bu korkunç bir şey.
И жизнь утекает из нас капля за каплей исчезает в бескрайней пустоте.
Temas kayboluyor efendim.
Контакт пропадает, сэр!
Efendim, sonar teması kayboluyor.
Сэр, контакт нарушен.
Şıp diyor ve kayboluyor.
А дальше... Все это исчезает.
# Kayboluyor #
ушла навсегда!
# Sonsuza dek kayboluyor # #
Ушла навсегда!
İçinde olduğunuz gemi kayboluyor ve bizimkinin iç sistemlerini etkiliyor. Işınlama frekanslarımızı sıkıştırıyor.
Создает помехи на частотах телепорта.
Hızla kayboluyor efendim.
У даляются.
Aşk kayboluyor.
Любовь исчезает.
Aletlerimizde, oradaki hayat belirtileri bir kayboluyor ve sonra tekrar görülüyor.
Они находятся во временном искажении, они вне нашего временного континиума. - Его корпус разрушается!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]