Kaçtılar Çeviri Rusça
535 parallel translation
Durdurun onları! Kaçtılar!
Смотрите, они убегают.
Şeyhin sarayından kaçtılar.
Недавно они сбежали из дворца шейха.
Diğerleri ya savaşa gitti, ya da kaçtılar.
Остальные ушли на войну или разбежались.
İki mahkum subay üniforması giyerek kaçtılar.
Двое заключённых бежали в офицерских мундирах!
- Benden kaçtılar, yakalamaya çalıştım ama...
- Почему ты не прикрикнула на них?
Tayfalar bu sabah kaçtılar.
Вся команда сбежала сегодня утром.
Ordularımız kıyıda karşılaştı. ıki günde kaçtılar.
Два дня на границе шел бой, потом противник отступил.
Ormanda bizim olduğumuz yöne doğru kaçtılar ve birliğimizin yok olmasına neden oldular.
ќни загнали нас в джунгли а в придачу подорвали нашу роту.
Ellerimizin arasından kaçtılar.
Ушли из-под носа.
öldürülmeyenlerin çoğu çocuklarıyla birlikte tepelere kaçtılar.
Большинство из них бежало в горы вместе с детьми.
Siz mi gönderdiniz yoksa korkudan mı kaçtılar?
О, вы отослали их? Или они испугались и убежали?
Esirler güvenimizi kötüye kullandı. Kendilerine görev verilenler kamptan kaçtılar bizleri kandırdılar.
Узники преступно злоупотребляли нашим доверием и делали, что хотели.
O küçük canavarlar benden son kez kaçtılar.
Маленькие чудовища сбежали от меня в последний раз.
- O yöne kaçtılar.
- Они сбежали.
Silahlarımızdan korktular ve kaçtılar diye rapor edecekler.
Вернувшись, они скажут, что мы видели их оружие и сбежали.
Mahkumlar, korumaya saldırarak kaçtılar, silahlılar.
Узники из федерации напали на охрану и сбежали. Они вооружены.
Doğal büyümenin etkisinden kaçtılar.
Таким образом они избежали эффектов природного происхождения.
Pawneeler daha fazla dayanamadılar, ve kaçtılar.
Пони не могли этого вынести и убежали.
Gördünüz, nasılda kaçtılar.
Ага, вот они! Оставили того, кто им добро приносит.
Sence niye çatışmadan kaçtılar? Bir fikrin var mı?
Почему они от боя уклонились, как думаешь?
Seni bırakıp kaçtılar. Onlara hiçbir şey borçlu değilsin.
Они бросили тебя разгребать дерьмо.
Saat kulesinin çark bölümüne kaçtılar!
Они пытаются скрыться в часовой башне!
Ona çarpıp kaçtılar.
А-а-а. Они сбили его и удрали.
Kaçtılar.
Oни скрылись
Fletcher'la Zelig binanın yan kapısından... kaçtılar.
Флетчер и Зелиг выскочили из здания... через боковую дверь.
Neden kaçtılar?
ѕочему же они сбежали?
Sonra da Vladislav'la birlikte tabanları yağlayıp kaçtılar.
Правда, и драпанула вместе с Владиславом.
Mükemmel sonsuzluk ışık tarafından bozulduğunda büyük bir feryat duyuldu ve bütün kardeşler kaosa kaçtılar.
Когда идеальная пустота была испорчена светом, раздался крик. И все мои братья разбежались в ужасе.
Kaçtılar!
Удрали!
Bu sabah iki mahkum, kuzey kampından kaçtılar.
Сегодня утром два пленника сбежали из Северного Лагеря.
Yaklaşık 300 ün üzerinde mahkum sağ salim ormana kaçtılar.
Около 300-т пленников добрались до леса невредимыми.
- Hayır, kaçtılar.
- Не было случая.
Çobanlar olanları görünce kaçtılar, köylülere haber verdiler. Halk koşup geldi.
Пастухи, увидя происшедшее, побежали и рассказали в городе и в селениях.
- Okurum. Kaçtılar.
Да читаю я газеты.
Vistula Bulvarı'na doğru kaçtılar.
Они наверняка поехали вдоль набережной.
Kaçtılar!
- Где они? - Они сбежали!
Nereye bakarsan bak, oradalar. Yağ şirketleri, doğanın, en önemli noktalarını kullandılar. Vahşi hayvanlar, ormanların dışına kaçtılar!
Нефтяные компании, называющие себя экологически сознательными, подобны диким зверям, носящимся по лесу.
Arkalarına bakmadan kaçtılar.
И они все разбежались, трусы.
Tam olarak yakalamadılar. Polisten kaçıyordu, havaalanında köşeye sıkıştırdılar ve bir uçağın pervanesine kaçtı.
Он убегал от полиции и они прижали его в аэропорте и он попал в винт самолета.
~ Diğer yardımcılar ~ ~ başarısız olduğunda ve rahatlık kaçtığında ~
Когда другая помощь иссякнет, и утешения не останется
Diğerleri vebadan kaçtılar.
А все бежали от чумы.
- Kilikyalılar niçin kaçtı?
- Почему киликийцы ушли?
Gözüme sinek kaçtı diye yüzbaşı yaptılar beni.
Мне дали капитана, потому что мне в глаз попала пылинка.
Bana yükleme yapacaktılar. Ama ben kaçtım...
- Меня пытались скачать, но я сбежала...
Şey, doğal olarak, belgelerimizi alamadan kaçtık. Beyazların bölgesinin üzerinde uçtuk. Bizi yakaladılar..
Документов мы с собой не брали, это естественно, ведь мы летели над территорией белых, если бы нас поймали...
Kaçtılar mı?
Никто не ушел?
- Kaçtılar.
- И удрали.
Kaçtılar.
Они удрали...
Köylüler her şeylerini alıp, dağlara kaçtılar.
Крестьяне забрали всё и бежали в горы.
Evet, beni ağaca bağladılar ama kaçtım.
Поймали и привязали к дереву, но я сумел развязаться.
Aileniz mevkileri yüzünden işkenceye uğradılar. Bu yüzden İngiltere'ye kaçtınız.
Ваша семья преследовалась из-за своих убеждений, поэтому Вы тайно уехали в Англию?