Kaçtın mı Çeviri Rusça
612 parallel translation
- Kaçtın mı?
Ты чесанул?
- Kaçtın mı?
Надеюсь, ты не сбежал?
Kaçtın mı evlat?
Сынок, ты что, из тюрьмы сбежал?
Kaçtın mı?
Сбежал?
Kaçtın mı?
- Ты сбежал? - Нет.
Kaçtın mı?
- Сбежал?
Söylesene, kaçtın mı?
Ты ушла без разрешения?
Sahiden Aziz'i bırakıp kaçtın mı? Korkup kaçmadın, Aziz'i terk etmedin değil mi?
Ты ведь не убегал и не бросал Азиза?
Hamile olduğumu öğrendiğimde kaçtım. Kaçtın mı?
я ушла.
- Kaçtın mı oradan?
- Ты сбежал оттуда?
Daha önce elinden kaçtığını mı söylüyorsun?
Ты сказал, что она уже сбегала от вас.
O zaman sorularınızdan kaçtığımı ima etmiyorsunuz. Ben de raporunuzu incelememe engel olduğunuzu ima etmiyorum.
Значит, Вы не намекаете на то, что я избегаю отвечать на Ваши вопросы, а я не намекаю на то, что Вы не даете мне проверить Ваш отчет.
- Ben yakalandım, sen kaçtın.
Сцапали меня - не повезло.
Kilisenin paralarıyla mı kaçtın?
Ты скрылся с церковной кассой?
Bir senatör karısıyla mı kaçtın?
Убежал с женой сенатора?
Kendinden kaçtığının farkında mısın, merak ediyorum.
Не уверен, что вы знаете, что пытаетесь бежать от себя.
Geçmişten, senin asla bilemeyeceğin ya da anlayamacağın şeylerden kaçtım.
Я бежала от прошлого но есть вещи, о которых ты никогда не узнаешь. ... и не поймешь их.
Dikkatle bakınca, Peder, kızın meteliksiz olduğunu ve evden kaçtığını anladım.
И, в общем, я выяснил, что она на мели и сбежала из дома.
Bir terrierin kaçtığını hiç duymamıştım.
Никогда не слышал о забастовке терьера.
- Kaçtın mı?
Да и сам умираю.
Karısını, çocuklarını, herşeyini kaçtığı yerde bırakmak mı akıllılık?
Бросить дом, именье, Жену, детей и самому... бежать?
Bizden neden kaçtığını anladım.
Понятно, почему он смылся от нас.
Arkalarını döndükleri an korkak tavşan gibi kaçtım.
Когда они отвернулись, я побежала как испуганный кролик.
Neyse, ben de oradan kaçtım ve küçük kulüplerde boks yaptım. Gazete sattım filan, sonra Johnny Friendly beni satın aldı.
Я оттуда сбежал, боксировал в одном клубе, разносил газеты и частично продался к Джонни Френдли.
İkiniz birlikte kaçtınız sandım.
Я уж подумал, что вы сбежали.
Sanırım çocuğun babasını öldürdükten sonra büyük bir panik içinde kaçtığını düşünebiliriz.
Думаю, что он выбежал из дома в панике. Ведь он только что убил отца.
Karımın birlikte kaçtığı kişi.
Ну, который её сманил.
Arabanın kapısını zorlayıp açtım, ve sonra da alçakça kaçtım. Suçumu itiraf için geldim.
Я хочу чистосердечно признаться.
Onun neden kaçtığını hiç anlayamadım.
- Нет. Никогда не мог понять почему эта женщина сбежала.
Kaçtığını mı söylüyorsun!
Э, да его здесь нет!
Sanki bu yetmezmiş gibi arkadaşımın oğlu kaçtı.
Кругом одни неприятности. Сбежал сын моего приятеля.
"İşin zevki kaçtı Ve aşkımız tadını yitirdi"
Любовь ушла и нам пора за ней уйти ".
Arkadaşımız Donvan'ı bıçakladığında Marianne'la birlikteydin. Ve 50.000 dolarımı alıp kaçtınız.
Вы были с Марианной, когда она убила нашего друга Донована, и вы сбежали с 50-тью тысячами долларов, принадлежащих мне.
Öğretmenler kaçtığın için seni cezalandırmayacak mı?
А учителя, они ведь накажут тебя за побег?
Gerçekler, güzelliğe karşı üstün gelince tropik hastalıkların bahçesinde masumluğumuzu yitirince kansız insanlarla birlikte hayvanların gözeneklerindeki kurtçuklarla aynı havayı soluyunca ya da sokaktan evimize kaçtığımızda yoksulluk da bizi izliyor, hem de en ölümcül şekilde yemek gibi, kitap gibi, plak gibi giysi gibi, tabak gibi, deri gibi.
Когда красота обойдена реальностью, когда мы теряем нашу чистоту в этих тропических садах, когда, среди таких бесжизненных людей, мы дышим... то же дыхание из пор стольких животных... когда мы бежим с улиц, и даже в наших домах нам сопутствует нищета в самых фатальных формах, пища, книга, пластинка, тарелка, кожа... нутро горит, горло сжимается... и необъяснимое забвение самих себя.
Bizden kaçtığını sanmıştım.
Я думал ты убежал.
Tekrar mı kaçtın?
Опять убежала?
Karısını ve çocuklarını, kendisinin kaçtığı bir yerde bırakmak mı?
Благоразумие? Бросить дом, детей, жену и всех в такомопасномместе, откуда самон вынужден бежать?
Kıçıma kraliyet tekmesini yedim ve kuyruğumu bacaklarımın arasına sıkıştırıp kaçtım.
В тот раз я отхватил знатного пинка под зад! Пришлось улепётывать поджав хвост!
Böylece, kaçırıldıktan, hapse girip çıktıktan, banka soyduktan ve polisten kaçtıktan sonra, o odada saklanabilsin. Ben de, senin başsavcılığa adaylığını kutladığımız gece oradan gizlice çıkıp Nick ile baş başa 35 saniye geçirebileyim!
... с тем, чтобы потом, когда его похитят, он отсидит в тюрьме, ограбит банк и убежит от полиции, он смог бы укрыться здесь для того, чтобы во время празднования твоего выдвижения в генпрокуроры я могла бы незаметно улизнуть..
Kaçtığım için beni bağışlamadığını biliyorum.
Знаю, вы всё ещё не простили меня за то, что я убежал.
Bu gece parmaklarının arasından kaçtığım gece.
В эту ночь я ускользнула из твоих рук.
Sizden ayrıldığımızda bu arabanın mili kaçtı?
Сколько было миль на спидометре когда мы оставили машину?
En iyisi July'yı bulalım Ona karısının kaçtığını söyleyelim.
Лучше бы тебе поехать найти его и рассказать ему, что его жена сбежала.
Oğullarınız şevklerini kaybetmediği müddetçe ben gece-gündüz çalışmaya hazırım. Ama heveslerinin kaçtığını düşünüyorum.
Если ваши мальчики будут проявлять тот же интерес, что и в первый день, я думаю, что смог бы с ними работать день и ночь.
- Ben kaçtım, hoşça kalın.
- Я пошёл. До свидания.
Bay Saul Bellow`a... Nobel kazanan musevi romancıya... iştahımın kaçtığını söylersiniz.
Скажите мистеру Солу Беллоу - лауреату Нобелевской премии что у меня пропал аппетит!
Bu yüzden birlikte yaşadığımız insanların bizden kaçtıklarını bilsek de onları yine de sevebiliriz.
И так те, кого мы любим и должны бы знать, ускользают от нас. Но любить их - в наших силах.
İnsanlarımızın çoğu çoktan kaçtı.
Может, уговорами? Большинство людей уже сбежали.
Richard, Tanrım! Neden kaçtın?
Ричард, почему ты сбежал?
Bu işte parmağı olan üçüncüsüyse kaçtı. Kızımın ölümü için size teşekkür ederim prenslerim.
Она видимо сейчас занята.