English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ S ] / Sen biliyor musun

Sen biliyor musun Çeviri Rusça

1,477 parallel translation
- Sen biliyor musun?
- Верно?
Kaç kişi kayıp, sen biliyor musun?
Ты знаешь сколько пропадают. У меня есть пропащие.
Sen biliyor musun?
А вы знаете, пацаны?
Peki sen biliyor musun?
Не знаю, вы как считаете?
Sen biliyor musun Susan? Tabii ki bilmiyorsun, daha çok küçüksün.
ты станешь просто шлюхой, милочка.
Sen biliyor musun?
А ты в курсе?
Nasıl yazılacağını bilmiyor mu? Sen biliyor musun, Rabah?
Она не умеет писать Ты пишешь лучше, Раба?
Sen biliyor musun?
А ты знаешь?
Sen biliyor musun? Tamam bilmiyoruz.
Незнаешь?
Kafayı yemişsin sen, biliyor musun?
Ты просто ненормальная.
Sen yapip yapmadigini biliyor musun?
Ты не знаешь, он сделал или нет?
Biliyor musun, sen de zeka geriliği olduğuna inandırmaya çalıştı beni.
Они пытались убедить меня, что ты умственно-отсталый. - Что?
Bu olayı öğrenirse, ne olacağını biliyor musun? Sen bizim için bir tehditsin!
Знаете, что будет, если она узнает о Воль Лён?
Sen İki Numara olmanın ne demek olduğunu gerçekten biliyor musun?
что значит быть Вторым?
Bu görüşme benim için ne kadar önemliydi biliyor musun sen?
Ты хоть представляешь как для меня было важно это собеседование?
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
А вы знаете, кто я такой?
Sen nesin biliyor musun?
Ты знаешь, кто ты?
Müzik nedir biliyor musun sen?
Ты знаешь, что такое музыка?
Ya sen, sen ne istediğini biliyor musun?
А ты? Ты знаешь, чего хочешь ты?
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
- Ты знаешь, кто я?
Delisin sen, bunu biliyor musun?
Ты рехнулся, ты это знаешь?
Sen de beni inciteceksin, biliyor musun?
Ты тоже будешь причинять мне боль.
- Ne biliyor musun, sen bana Abbie de.
Зови меня Абби.
Sen bunun ne kadar değerli olduğunu biliyor musun?
Знаете, что здесь самое интересное?
Biliyor musun, düşündüm de istersen sen ve Ingrid, Vermont'a gelebilirsiniz.
Знаешь, я тут подумала, если хочешь, то вы с Ингрид можете поехать в Вермонт.
Bu bok kaça mal oldu, biliyor musun sen?
Это могла бы быть хорошая возможность подучиться.
- Ne kadar kolay boğulabileceğini biliyor musun sen?
- Ты знаешь, что была на шаг от смерти?
Abby, sen nesin biliyor musun?
Эбби, знаешь, кто ты?
Gerçekten avucunun içi gibi biliyor musun sen burayi? Evet.
Ты хорошо ориентируешься тут?
Peki sen "homo" ne demek biliyor musun?
А вы знаете, что такое?
O STÖ'yü kurmak için ne kadar uğraştım biliyor musun sen?
Знаешь, сколько времени мне понадобилось, чтобы закрепиться здесь?
Biliyor musun Bill? Sen haklıydın.
Знаешь, Билл, ты был прав!
Komik gelen neydi biliyor musun? Hani sen, bir zamanlar ufak bir okul çocuğuyken ona beslediğin aşk var ya?
Смешно было, когда мы с Кэролайн говорили о тебе и о том, как ты влюбился в нее, как школьник.
Sen bir şey biliyor musun?
А у тебя?
Hey biliyor musun,... dişlerin çıkarken sen hiç ağlamadın.
Знаешь, когда у тебя резались зубки, ты совсем не плакал.
Sen... Buranın ne kadar soğuk olduğunu biliyor musun?
Ты знаешь... ты знаешь, как здесь холодно?
Biliyor musun, eğer sen bir oyun oynasaydın, bütün oyun boyunca oturur ve daha sonra oyunun hakkında iltifatta bulunurdum.
Знаешь, если бы это было твое представление, я бы сидела до конца, а затем бы похвалила тебя.
Biliyor musun, Bagwell, o sekiz herifin içinde, silahlı çatışma sonunda ölen sen olursun diye düşünmüştüm.
Знaешь Бэгвелл, из всех пapней из тoй вoсьмеpки, я нaдеялся, чтo именнo тьι умpешь пoд пулями.
Dal-Ho, Kızılderililer yağmur dansı yaptığında neden her zaman yağmur yağar biliyor musun? Sen şarkı söylediğin için mi?
Даль Хо, каждый раз, когда индейцы танцуют танец дождя, он начинает идти.
Düşünmeyi biliyor musun sen?
Все что ты делаешь должно иметь основание
Kim olduğumu biliyor musun sen?
Ты хоть знаешь, кто я?
Sen ne yap biliyor musun?
Ты знаешь что?
Bu küçük bakirenin değeri ne kadar biliyor musun sen?
Вы хоть чуть-чуть представляете, сколько стоит эта малышка-девственница?
Biliyor musun, Walter sen ve ben her sabah uyanıp istediğimizi elde edemeyeceğiz.
Ты понимаешь, Уолтер. Мы не проснемся однажды утром и получим все что хотим.
Mick, biliyor musun, sen böyle tepemde dikilirken çalışamam.
Мик, ты же знаешь, я не могу работать, когда ты нависаешь надо мной.
Hangisi biliyor musun? Sakinlerin listesini sen yaptın?
Не мог спросить у жильцов, где они живут?
Biliyor musun? Sen kontrolden çıktın. Vahşi bir tarafın olduğunu hep biliyordum.
Я всегда знала, что у тебя есть дикая сторона.
Uluslararası aramaların ne kadar pahalı olduğunu biliyor musun sen kerata?
Послушай, пацан, а ты знаешь, сколько стоит международный звонок?
Sen bütün arkadaşlarının isimlerini biliyor musun?
Ты знаешь имена всех своих друзей?
Sen benim kaderimsin, bunu biliyor musun?
Ты моя судьба, ты знаешь это?
Sen çocuklarinin nelerden hoslandigini biliyor musun?
Вы знаете, что нравится вашим детям?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]