Uzun boylu Çeviri Rusça
618 parallel translation
- Uzun boylu tenekeci.
- А это, тот высокий жестянщик.
Şu uzun boylu adamı daha önce görmüş olabilir misiniz?
Вы не видели раньше этого парня?
Çok güzel bir kadındı uzun boylu, esmer, zarif giyimli.
Она была очень красивой женщиной. Высокая, брюнетка, эффектно одета.
" Uzun boylu musun? Kısa boylu musun?
"Вы высокий или низенький?"
Şu uzun boylu, kurbağalarla oynayan gelişmemiş çocuk mu?
Это такой отсталый парень, который играет с жабами?
Demek istediğim, gemide birbirimizi korkunç arzuladık bu yüzden onu uzun boylu ve yakışıklı gördüm.
Видишь ли, на пароходе нас страшно тянуло друг к другу. Там он казался мне высоким красавцем.
Uzun boylu ve siyah saçlıdır.
Она высокая, брюнетка.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
Я помню, что я танцевала с высоким, темным мальчиком... с вьющимися волосами... и с маленьким таким, с веснушками... и с толстым блондином, кто пел мне в ухо...
Ama onlardan biriyle evlenmişsem, kesinlikle uzun boylu, esmer...
И если бы я вышла замуж за кого-то из них, то только за высокого, темного...
"Hayatını, yakışıklı, uzun boylu, esmer bir adamın ellerine emanet et." mi?
Доверить свою жизнь высокому, темноволосому человеку, очень красивому? Конечно нет!
İşte orada, uzun boylu ve sıska olan kız.
Вот она, эта высокая, худая девушка.
Pek uzun boylu da değilim.
Я к тому же не очень высокий.
Görünümü : uzun boylu, orta yapıda, siyah saçlı.
Внешность - высокий, атлетичного сложения, темные волосы.
Yakında uzun boylu, çok iyi bir babası olan yakışıklı bir çocukla evleneceğini işaret ediyorlar.
Они говорят о скором замужестве. О высоком блондине, сыне замечательного отца.
Şüpheli silahlı, uzun boylu, beyaz, koyu takım elbise giyiyor ve şapkası var.
Подозреваемый - высокого роста, одет в темный костюм и шляпу. Поехали туда.
Uzun boylu, yağız bir taydı. Evet, şimdi rüyamı hatırladım.
Это был большой черный жеребец я вспомнил сон.
Bandwagon'da dans eden şu uzun boylu esmeri hatırladın mı?
Ты помнишь ту высокую танцовщицу брюнетку? Так мило с её стороны.
Biri orta yaşlı, kısa boylu. Diğeri uzun boylu ve daha genç.
Один мужчина маленький, средних лет, а другой гораздо выше и моложе.
Uzun boylu olan tatlı dilli, kibar biri.
Высокий - очень вежлив и у него мягкий голос.
Sebebi ortada, bir kadının istediği her şey onda var, uzun boylu, yakışıklı, zengin.
- Это разумно. Чего еще желать женщине? Высокий, красивый, богатый.
Garson Frèdèric ile çalışırlardı. Uzun boylu, esmer ve bir öküz kadar kuvvetliydi.
Они работали вместе с официантом по имени Фредерик, высоким брюнетом, сильным как бык.
Rüyamda bir sokakta uyuyakalmışım, genç bir adam geliyor, uzun boylu ve güçlü.
Мне снилось, будто я спала на улице и ко мне подошел молодой мужчина, он был... высок ростом и силён.
Şu uzun boylu olan, liderleri olmalı.
Тот верзила, похоже, главный.
Buraları doldurmam gerekiyor. Uzun boylu, gururlu, güzel, soğuk ve dokunulmaz.
стать высокой, гордой, красивой, холодной недотрогой, чтобы мужчины падали к моим ногам.
- Oradaki uzun boylu adamı gördün mü?
Когда мы проходили мимо, он сказал своей жене : " Это графиня Ростова, она помолвлена с Болконским.
O uzun boylu adam, adı her neyse, beni kışkırtmaya çalıştı.
Этот высокий парень, как там его, хотел меня поддеть.
Çok uzun boylu olmalı. En az 1.80'dir.
Он, наверное, очень высокий, по крайней мере, метр 88.
Şeyy, nasıl tarif etsem, uzun boylu, iri yarı bir adamdı...
Высокий парень, мне он показался высоким.
Uzun boylu, yakışıklı ve çok romantik.
Он такой высокий, статный и... и такой романтичный!
Oldukça uzun boylu bir adam.
Высокий человек.
Hemen hepsi 20 yaşından küçük... ve gerektiğinden fazla uzun boylu.
Они все моложе 20... да и слишком высокие.
Senin gibi uzun boylu ve güzel olsaydım.
Вот если бы я была такая высокая и красивая, как ты.
Chaulieu'deki en uzun boylu adamdı...
Точно. Он был самым высоким в Шолье.
Çocukken uzun boylu ve güzel vücutlu biri olacağımı düşlerdim ve Opera'da bir dansçı olacağımı da tabii ki.
В детстве я мечтала быть высокой, с хорошей фигурой... Танцовщицей, в Гранд ОперА, конечно же...
Uzun boylu biri göründü.
И высокий парень.
Bu kadar uzun boylu olmana, ve ciddiyetine!
Ты такой длинный и серьёзный!
Müthiş. Hiç çocuğum yok, ne oğlum, ne de uzun boylu bir kızım.
У меня нет детей ; ни мальчиков, ни высоких маленьких девочек.
Porthos, uzun boylu, güçlü, biraz da aptal biridir.
Портос - болтун, силач, глуповатый...
Kadife takım giyen, uzun boylu adam.
Высокий мужчина в вельветовом костюме.
- Uzun boylu esmer bir genç. Çok yakışıklı.
- Высокий, молодой парень, весьма симпатичный.
Dört ; uzun boylu, ve kırklı yaşlarda.
Четыре : высокий, около сорока лет.
Uzun boylu, sarışındır, puro içer ve domuzun tekidir.
Он высокий, блондин, курит сигары, и он скотина.
Şu uzun boylu, yakışıklı zorba sana sarkıntılık yapmadı değil mi?
Николь, а этот стройный голубоглазый взломщик, надеюсь, не пытался за тобой ухаживать.
Evet. Mavi gözler, uzun boylu, yakışıklı.
Голубоглазый, длинный, довольно интересный.
Uzun boylu.
Он высокий.
Biri uzun, kısa boylu, diğeri zayıf ve şişman.
Один - высокий и маленький, другой - худой и толстый.
Özellikle bu uzun boylu olanlar.
Прежде всего вон те высокие.
Uzun boylu ve zayıf ha?
Красотка.
- O kadar da uzun boylu değil.
Это уже чересчур!
O kadar uzun değil. Kısa boylu.
В жизни он не такой большой, наоборот, маленький, почти карлик.
Uzun boylu, mavi gözlü, zayıf, yakışıklı yabani bir adam.
Я говорю, если забыть, кто он такой, папа этот грабитель.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun zaman önce 180