English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A barn

A barn translate Turkish

1,123 parallel translation
With all due respect to my colleague from Raytheon who is to be congratulated on his fine notion the record shows that his missile couldn't hit the broadside of a barn...
Raytheon'daki arkadaşımı bu parlak fikri için tebrik ederim ama kayıtlara göre onun füzesi bir tavuğu bile vuramaz...
What, do you think we're in a barn?
Sizin evde kapı yoktu galiba!
I couldn't hit a barn with an elephant.
Av karşımda dursa bile, hedefi tutturamam herhalde.
We have a barn to raise, and a day to do it!
Yapılacak bir ahır, ve yapmak için de bir günümüz var!
Oh, God, it even has a barn. Do you wanna make love?
Tanrım, ahırı bile var.
We actually own a house with fruit orchards, a pond and a barn.
Bir evimiz, meyve bahçemiz, gölümüz ve ahırımız var. Önümüzde yeni bir hayat uzanıyor Elizabeth.
Hey, God damn it, where'd you grow up, in a barn?
Kapısız köyden mi geldin sen?
Can you suggest why he'd choose to build his engine in a barn?
Motoru bir ahırda da üretebileceğini... düşünemez misiniz?
It's a barn.
Orası bir ahır.
Oh, it's that Yvette is dating all her boyfriends, and Kelly has the social life of a barn owl.
Yvette Kelly'nin bütün erkek arkadaşlarıyla flört ediyor, ve Kelly'de bir ahır baykuşunun sosyal hayatını yaşıyor.
I was hiding in a barn.
Ahırda saklanıyordum.
A.45 WILL BLOW A BARN DOOR OUT THE BACK OF YOUR HEAD.
Bir 45'lik kafanızın arkasında koca bir delik açar.
Where were you raised, Fleischman, a barn?
Nerede yetiştirildin, Fleischman, bir ahırda mı?
Were you raised in a barn?
Nesin sen, nerede yetiştirildin?
Does Aunt Ginny have a barn?
Ginny Teyze'nin ahırı var mı?
Is someone building a barn?
Birisi ambar mı inşa ediyor?
Unless it's a barn.
Hedef ahırsa o başka.
What's the matter, you raised in a barn?
Sorun ne? Ahırda mı yetiştin?
Probably was raised in a barn, with all the other primitives.
Herhalde o da diğer ilkellerle birlikte ahırda yetişmiştir.
Don't come down till you make some noodles and raise a barn. "
"Erişte yapıp bir çiftlik ambarı kurmadan, aşağı geleyim deme."
You couldn't even hit the side of a barn.
Koca bir ahırın kenarına bile vuramazsın.
- What, were you born in a barn, man?
- Ne, Ahırda mı doğdun sen?
Take it down from there and place it in front of the barn. And take down that canopy. Get a move on!
Ahırın önüne götürün ve şu tenteyi de kaldırın!
It's under a tarp in the back of the barn.
Ahırın arkasındaki tentenin altında.
A real farm, with a red barn and silos and pigs and chickens.
Kırmızı bir ahır, ambar, domuz ve tavuklarıyla gerçek bir çiftlik.
A farm with a red barn?
Kırmızı ambarlı bir çiftliğe mi?
There's a tunnel out of the crypt into the barn.
Kriptostan ahıra bir tünel var.
That man in the barn did a terrible thing to you.
Ahırdaki o adam sana çok kötü bir şey yaptı.
He's there fooling about in his workshop when he should be rigging up a cooling system in the barn!
Onun buraya gelip tahıl ambarına soğutucu kurmak yerine atölyesinde boş şeylerle uğraştığını biliyorum!
To come up with a simple, practical cooling system in the barn and not fool around with crazy schemes and go off in my time inventing contraptions!
Yani ambara basit ve kullanışlı, bir soğutma sistemi yapmanız için çılgınca ve garip makineler yapıp zamanımı boşa harcayasınız diye değil!
Back to the barn for a cigarette?
Ahıra dönüp sigara mı yakıyorlar?
Maybe we could take a look at the barn, then?
- Belki de gidip ahıra bakabiliriz?
I'm gonna put in a swimming pool behind the barn.
Bir havuz yaptıracağım.
It's a gorgeous day for professional putt-putt... and we've got ourselves a real barn burner.
Mini-Ustalarla karşınızdayım. Doğrusu profesyonel bir golf oyunu için nefis bir gün.
She was big as a barn.
Karnı ahır gibi olmuştu.
Get some'Rhode Island Reds', some cows for milk, maybe put a hex sign up on my barn.
Rhode Island tavuğu alacağım, sütü için de birkaç tane inek. Belki ahırın kapısına bir nazar boncuğu asarım.
Horses sometimes run into a burning barn.
Atlar bazen yanan bir ahıra dalarlar.
Let's give it a home in the barn.
Ahırda yuva yapalım.
Your basic spider'd find your old barn a tad breezy this time of year.
Normal bir örümcek yılın bu zamanı senin ahırını çok soğuk bulacaktır.
There's a web in the barn.
Ahırda ağı vardı.
But as a recall, it was always my talkin'that got the girls to the barn.
Fakat hatırlatayım ; kızları eve atmak için hep anlattığım hikayedir.
He can't afford to implement it before the election. I hear the NSC meeting was a real barn burner.
Gözü yüksekte olan Güneyli bir küstah diyorlar.
- Is there a barn around here someplace?
Bir dakika
Here we are in a cool barn.
Biz de bu serin samanlıktayız.
There's a jeep behind the barn.
Ahırın arkasında bir jeep var.
We have a facial wing and next to that is the hair barn.
Burası yüz masajı bölümü. Burası yüz masajı bölümü hemen yanında da kuaför ambarı var.
You can sleep in my barn for a night or two, if you want.
Eğer istersen, bir iki geceliğine ahırımda kalabilirsin.
- It's a Burger Barn, Gilbert! - make you perfect in every good work to do his will...
Bu Burger Barn, Gilbert!
- Gilbert, it's a Burger Barn! - working in you that which is well pleasing in his sight...
Gilbert, bu Burger Barn!
This day marks the beginning of a new era for Endora... for the Burger Barn family and, I hope, for all of you.
Bugün Endora için yeni bir dönem başlıyor... Burger Barn ailesi için ve ümit ederim hepiniz için.
We at Burger Barn are committed... - "to a very special relationship with" you, one that will last and last. - Hi.
Biz Burger Barn sayesinde sizinle uzun süreli ve çok özel bir ilişki kuruıoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]