A cloud translate Turkish
1,800 parallel translation
I'm under a cloud.
Töhmet altındayım.
I'm telling you, about three yards and a cloud of dust...
Üç yard'ta tozu dumana katıyor.
Who looks at a cloud and just sees a cloud?
Kim buluta bakıp sadece bulut görür ki?
I know she wasn't an angel on a cloud with a harp but... maybe she was an angel in the way we all might be.
Biliyorum bulutların üstünde harp çalan şekilde bir melek değildi ama... Belki hepimizin olabileceği şekilde bir melekti.
Oh, there's a cloud.
Oh, şurada bir bulut var.
It's like driving on a cloud.
Bir buluta binmek gibi, Çok güzel.
The quest for answers begins here, in a cloud of dust and gas hovering in the interstellar desert.
Bu sorunun cevabı burada yıldızlararası çölde gezinen toz ve gaz bulutunda başlıyor.
Olive found herself in a cloud of steamed milk and self-pity, unaware of the warm breath blowing out of the mouth of Alfredo Aldarisio.
Olive, kendini süt buharı ve kendine acımaya dalmışken bulmuştu. Alfredo Aldarisio'nun ağzından çıkan sıcak nefesin farkında değildi.
They put a cloud in my head.
Zihnimi bulanıklaştırıyorlar.
As the air cools, it condenses to form a cloud which then rolls inland at 40 kilometres an hour, visible evidence of the ocean of air above us.
Hava soğudukça, bulut şekline dönüşür ve saate 40 km. hızla hareket etmeye başlar. Üzerimizde nasıl bir okyanus olduğunun kanıtıdır bu.
Next thing I know, our Raptor's blowing through a cloud of debris.
Bir de baktım, bizim Raptor bir enkaz bulutunun içinden geçiyor. Onların enkazı.
I don't know what it means but a cloud hangs overJumong and Jolbon.
anlamı nedir bilmiyorum ama bir bulut Jumong ve Jolbon'a doğru yöneliyor.
He argued that the electron actually was a wave of energy vibrating so fast it looked like a cloud around the atom, a cloud-like wave of pure energy.
Elektronlarin aslinda atomlarin etrafinda bir bulut gibi görünen çok hizli salinan enerji dalgalari oldugunu ortaya koydu. Bulut gibi bir saf enerji dalgasi...
# Love is like a cloud #
# Aşk bir bulut gibidir #
A cloud hangs over me
Bir buluta asılır kalırım
On a cloud of sound I drift in the night
"Müzikle bezenmiş gecenin içine doğru yol alıyorum"
Is that a cloud?
- Bulut mu?
There's, like a cloud above Capalnita.
Capalnita'nın üzerine bir bulut gibi çökmüş.
I've been sleeping With a cloud above my bed
Yatağımda bir bulutla Uyuyordum
I've got a mushroom cloud 16 kilometers in height somewhere northwest over Denver.
Denver'ın civarında bizden 16 kilometre uzaklıkta bir mantar bulutu gördüm.
There is a silver lining in this dark cloud.
Konuyu değiştirebilir miyiz?
Say, did you know that an Oort cloud has a mass somewhere between five and a hundred times that of the Earth?
Bir Oort bulutunun, dünyanın beş ila yüz katı arasında kütlesi olduğunu biliyor muydun?
But even a marshall would not be able to stand against the combined forces of Akuma and Noah clansmen. we've decided to assemble all the exorcists we have each of which will guard one marshall.
Nuh klanıyla şeytanların güçleri birleştiğinde Generaller bile onlara karşı koyamıyor. Generaller olan Cloud, Sokaro, Cross veTiedoll'u korumak için geri getirmeliyiz, şeytan avcılarını toplamaya karar verdik ve generalleri korumak için dörderli gruplara ayırdık. Allen ve Lenalee,
fat admirer men who like large women can consider so very femaline and very? because we do feel like a little cloud for then once the?
Şişman kadınlardan etkilenen de birçok erkek oluyor... bizi daha feminen ve daha çekici buluyorlar... çünkü onlara değişik geliyoruz.
Every cloud... has a silver lining.
Her karanlığın bir aydınlığı vardır.
It's the only silver lining on a very dark cloud.
Bütün bu, çok kötü olayların içindeki tek güzel şey.
I feel like an angel baby swaddled in a cocoon of cloud candy.
Şeker kozalarıyla kundağa sarılmış bir bebek gibi hissediyorum.
Your scarf that is flowing.. is like a whiff of cloud blowing.
Uçuşan eşarbın... hayal rüzgarının meltemidir.
God is a cloud?
- Daha bitirmedim Maggie.
YOU STOMP AROUND THE HOUSE WITH A BLACK CLOUD OVER YOUR HEAD.
Başının üzerinde kara bulutlar varmış gibi evin içinde tepinip duruyorsun.
Like if we have a bad quarter, put in a storm cloud.
Mesela o çeyrek kötü geçmişse, bir fırtına bulutu falan koysak.
Just a huge gaseous cloud and the beginnings of a black hole.
Sadece devasa bir bulut kütlesi oluşmuş ve kara deliği açmış.
After this titanic explosion where a star much larger than the Sun exploded, there would have been a huge cloud of gas many times larger than the Solar System.
Güneş'ten çok daha büyük bir yıldızın patlaması ardında Güneş Sistemi'nden kat-be-kat büyük bir gaz bulutu bırakmış olmalıydı.
Now, it takes a really fast rocketship years to get to the Sun. This storm, this cloud of electrified particles, managed to get here in less than a day.
Günümüzün hızlı roketlerinin Güneş'e ulaşması yıllar alırken bu fırtınanın, bu elektrik yüklü parçacık bulutunun buraya varması bir günden az sürdü.
It appeared to be a huge ominous cloud twice the size of Earth, hovering above Jupiter's North Pole.
Jüpiter'in Kuzey Kutbu'nda gezinen, Dünya'nın iki katı büyüklükte netameli bir buluta benziyordu.
I guess every cloud does have a silver lining.
Her kötü günün sonu aydınlığa çıkıyor galiba.
A debris cloud like this could fall across 500 square miles.
Atık kümesi, 500 metrekare boyunca düşebilir.
Others migrated to the Oort Cloud, over a trillion miles from Earth.
Diğerleri de Dünya'dan 1.6 Trilyon km uzakdaki Oort Bulutu'na çekildiler.
It's much easier for a lightning to discharge from to cloud to cloud.
Yıldırımın buluttan buluta boşalarak deşarj olması çok daha kolaydır.
Each contracting cloud can produce anywhere from a few dozen to thousands of stars.
Büzüşen her bir bulut kümesi birkaç düzineden binlercesine kadar yıldız üretebilir.
Within a few hundred thousand years, the cloud spins into a flattened disc.
Birkaç yüz bin yılda bulut yassı bir disk oluşturup dönmeye başlar.
Although we've never taken a picture of the surface of a brown dwarf, we think brown dwarfs may also have a similar cloud structure.
Henüz bir kahverengi cücenin fotoğrafını çekmemiş olsak da kahverengi cücelerin de benzer bulut yapılarına sahip olabileceğini düşünüyoruz.
My life is just like a drifting cloud without destination just floating around.
Hayatım gidecek yeri olmadan süzülüp duran gezgin bir bulut gibi.
I looked over and go, Ooh, look, a little cloud.
Manzaraya bakıyorum, Ooh, bak, küçük bir bulut.
It's just a wall of dark cloud and dust.
Sadece kara bulut ve tozlardan oluşan koca bir duvar.
For the last seven years, I've been tracking what I believe to be a long-period comet which emanates from the Oort cloud.
Son yedi yildir ayni Oort bulutu * gibi kuyruklu yildiz neye inandiysam pesinden gittim.
That cloud looks just like a kitten.
Şu bulut bir kedi yavrusuna benziyor.
Well, I have information for you, missy. I once had a dream that I owned a coin-operated laundromat... and I came down from that cloud real quickly, I'll tell you that.
Bilgin olsun diye söylüyorum bayan bir keresinde parayla çalışan bir çamaşırhanenin hayalini kurdum.
Or maybe St. Cloud, Minnesota, where the crazed war widow threw her baby down a well.
Veya belki St. Cloud, Minnesota. Savaşta dul kalan çıldırmış kadının bebeğini kuyuya attığı yer.
I just drove to St. Cloud to show Mark and Vanessa the ultrasound. I ended up staying for a couple of hours.
Mark'la Vanessa'ya ultrasonu göstermek için St. Cloud'a kadar gittim ve birkaç saat onlarda kaldım.
But anyway, every cloud has a silver lining.
Fakat yine de, her kötü durumunda bir umut ışığı vardır.