A death translate Turkish
16,625 parallel translation
And then Richard sent Dr. Shaw a death threat.
Daha sonra Richard Dr. Shaw'a ölüm tehdidi yollamış.
I'm on a death list and you want me to join the resistance?
Adım infaz listesinde, direnişe katılmamı mı istiyorsunuz?
That's like handing them a death sentence.
Bu onlara ıdam cezası vermek gıbı olur.
You got a death wish?
Ölmek mi istiyorsun?
If a death occurs on any display furniture, It has to be destroyed.
Eğer sergilenen bir eşyada ölüm gerçekleşirse yok edilmesi gerekiyor.
- Oh. - Coroner puts the time of death between 1 : 00 and 3 : 00 a.m.
Adli tabip ölüm zamanını gece 1 ile 3 arası olarak belirledi.
You know, the part where you beat him to death with a baseball bat?
Onu beyzbol sopasıyla döverek öldürdüğün kısmı.
Hence the drugs. He'd die a grisly death, and we'd assume he simply got a bad fix.
Korkunç bir şekilde ölecekti biz de aşırı doz aldığını sanacaktık.
Only you could turn a tragic death into an excuse to talk about you.
- Yalnız sen, trajik bir ölümü kendinden bahsetmek için bahane olarak kullanırsın zaten.
Well, as the old saying goes, you can't keep a good man down, not even in death.
Eskilerin dediği gibi, karakterli insan yıkılmıyor. Öldüğü zaman bile.
Uh, a good death?
Güzel bir ölüm.
A religion that'll stone me to death if I get raped?
Tecavüze uğrarsam beni taşlayarak öldürecek bir dine mi?
Daniel Price shot Reese to death during the robbery of a flower shop, and that's settled.
Daniel Price bir çiçekçi soygunu sırasında Reese'i vurarak öldürdü, bunda anlaşıldı.
Okay, it says here that Tamika Weaver was talking to someone on a pre-paid cell 15 minutes before she and her baby were shot to death.
Tamam, burada diyor ki, Tamika Weaver, o ve bebeği vurulup öldürülmeden 15 dakika önce, kontörlü cep telefonu olan biriyle konuşuyormuş.
Tamika Weaver was talking to someone on a pre-paid cell before she and her baby were shot to death.
Tamika Weaver, o ve bebeği vurulup öldürülmeden önce kontörlü cep telefonu olan biriyle konuşuyormuş.
- Cause of death? - Too much of a bad thing.
- Kötü bir şeyin çok fazla alınışı.
Write down where you were when D.D.A. Rachel Gray and Eric Dunn were shot to death and where you were when Tamika Weaver and her young son were shot to death and where you were when Emile overdosed.
Bölge Savcı Yardımcısı Rachel Gray ve Eric Dunn vurularak öldürüldüğünde nerede olduğunu yaz. Tamika Weaver ve küçük oğlu vurularak öldürüldüğünde nerede olduğunu da. Ve Emile aşırı doz aldığında nerede olduğunu da.
If you're dealing death and drugs out of a house of God, if you're responsible for Tamika and her little boy being shot up...
- Tanrı'nın evinden ölüm ve uyuşturucu tacirliği yapıyorsan, Tamika ile küçük oğlunun vurulmasından sen sorumluysan...
Yeah, well, there was a kid who might have been hanging out on the street the night Tamika was shot to death...
- Evet, şey, Tamika'nın vurularak öldürüldüğü gece sokakta takılıyor olması muhtemel bir çocuk vardı...
And you did help Emile, by shooting the D.A. and her bodyguard to death with the same murder weapon used by Daniel Price.
Emile'e yardım ettin de sahiden, Bölge Savcısı'yla korumasını Daniel Price tarafından kullanılan cinayet silahıyla vurup öldürerek.
Your people will live, and... you get to die a beautiful death.
İnsanların hayatta kalır ve sen de güzel bir biçimde ölmüş olursun.
Yes, it is, it's a big country I know you've been deliberately avoiding since Brad's death.
- Evet, büyük ve Brad'ın ölümünden berı kasten kaçındığın bır ülke.
Cause of death is exsanguination, due to a single sharp-force injury, severing the ascending aorta.
Ölüm sebebı, çıkan aortu parçalayan kesığe bağlı kan kaybı.
I don't see Daniel stabbing his wife to death with his children only a few feet away.
Çocukları bırkaç metre ötedeyken Danıel'ın karısını bıçakladığını görmüyorum.
John Tunstall's death sets Billy on a path to find his killers.
John Tunstall'ın ölümüyle Billy, katillerini bulmak üzere yola düştü.
Tunstall's death is orchestrated by a corrupt group of wealthy businessmen known as "the House."
Tunstall'ın ölümü Ev olarak bilinen yozlaşmış iş adamları grubu tarafından ayarlanmıştı.
Over the span of a month and a half, Billy and his gang kill five more men involved in Tunstall's death.
Bir buçuk aylık sürede Billy ve çetesi Tunstall'ın ölümünde parmağı olan beş kişiyi daha öldürdüler.
I have here a warrant for the charge of murder in the death of Sheriff William Brady!
Elimizde Şerif William Brady cinayetiyle ilgili tutuklama emri var!
But in death, a kid from New York City becomes a legend of the American West.
Fakat ölümüyle birlikte New York City'den gelen bu çocuk Amerikan batısının efsanelerinden birine dönüştü.
But with death, there comes a certain... peace.
Ama ölümle birlikte kuşkusuz bir huzur da geliyor.
It's a horrible death.
Korkunç bir ölüm.
Then I wish you a speedy death.
- O hâlde size hızlı bir ölüm diliyorum.
A man can only be threatened by that of which he is afraid, and I am not afraid of death.
Bir adam sadece korktuğu şey ile tehdit edilebilir. Ve ben ölmekten korkmuyorum.
In my world, you must have a life worth living before you can even consider death.
Benim dünyamda ölümü düşünebilmen için önce yaşamaya değer bir hayatın olması gerekir.
He made it look like Gloria's death was a hit-and-run, made it look like that John Doe did the killings.
Onlar Gloria'nın ölümünü vur kaç gibi gösterdi,... cinayetleri faili meçhul gibi gösterdi.
It's possible he didn't frame me for Francis'death, but he'd certainly be happy to see me hang by the tale of a rat.
Francis'in ölümünden beni sorumlu tutmyor olabilir. Ama benim farenin kuyruğunda sallandığımı görmekten mutlu olacak gibiydi.
What started as an innocent scheme to catch a woman who didn't want to be caught has blossomed into Lola giving false testimony and a possible death sentence for the queen mother.
Bir kadının yanlış ifade vermesi için düzmece bir oyunla her şeyi planlamak ve Lola'nın ifadesinin Valide Hanım'ı idama gönderebilmek ne suç ama.
This is a world full of people who are facing death.
Ölümle karşı karşıya olan bir dünya dolusu insan var.
This time he stabbed a man to death with a screwdriver.
Bu sefer de bir adamı tornavida ile bıçaklamış.
Who beats a man to death's door and then takes him in to get medical care?
Kim birini ölümüne dövüp tedavi görmeye götürür ki?
Well, if he thinks he's gonna use my city for a steel cage death match with The Flash, he's got another thing coming.
Eğer benim şehrimi,... Flash ile kafes dövüşü yapmak için kullanabileceğini düşünüyorsa beklediğini bulamayacak.
The main match... a struggle to the death.
Asıl dövüş ölümüne bir mücadele.
They beat Margaret Whitehead to death with a fence post.
Margaret Whitehead'i çit kazığıyla öldüresiye dövmüşler.
Though he condemns lying... your silence regarding the death of your fiancé comes from a pure intention and is thus excused.
Yalanı yasaklasa da nişanlının ölümü karşısındaki sessizliğin saf bir niyetin göstergesi. Bu yüzden affedildin.
We're just having a-a hard time with Boots'death, that's all.
Boots'un ölümünü kaldıramıyoruz o kadar.
"it is not death a man should fear, But never beginning to live."
İnsanın korkması gereken ölüm değil, yaşamaya başlamamaktır.
Just death stares and a wall of ice.
Sadece ölümün gözleri ve bir buz duvarı.
I think I'm actually a bit of a coward when it comes to life and death situations.
Sanırım ben biraz korkak gibiyim. Hayat ve ölüm durumları söz konusu olduğunda.
We believed the man's death to be a suicide and didn't make the connection until we started to investigate Malik's death.
Adamın intihar ettiğini düşünmüştük ve Malik'in ölümünü araştırana dek bağlantı kuramadık.
Preliminary cause of death believed to be a result of infection by a genetically altered form of H7N2 influenza.
Tahmini ölüm sebebi genetiği değiştirilmiş H7N2 grip virüsüne maruz kalması.
Gentlemen, and gentleman-adjacent, riddle me this- - how is it that a woman can be on death's door one day and healthy as a summer daisy the next?
Baylar ve bayımsı. Şunu açıklayın. Bir kadın bir gün ölümün kapısındayken sonraki gün nasıl yaz günü açan papatya gibi sağlıklı olur?
death 1004
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death experience 79
death situation 19
death experiences 28
a deal is a deal 34
a deal's a deal 85
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death experience 79
death situation 19
death experiences 28
a deal is a deal 34
a deal's a deal 85