A hunch translate Turkish
1,418 parallel translation
Well, more of a hunch, actually.
Aslında daha çok bir önsezi.
I'm running with a hunch.
- İçimde bir his var.
I'm chasing something that Gil Grissom isn't interested in... a hunch.
Gil Grissom'ın ilgilenmeyeceği bir şeyin peşindeyim bir önsezi.
It's just a hunch.
- İçgüdüm öyle diyor.
Got a hunch, bet a bunch.
Açık buldun, bastır parayı.
- It's a hunch.
- Bu bir önsezi.
I told you, it's just a hunch that the drifter was there.
Sana söyledim, bir önsezi ; Avare oradaydı.
It's just a hunch.
Bu bir önsezi.
- Just a hunch.
- Sadece sezgi.
- Maybe not just a hunch.
- Belki de sadece sezgi değildir.
- It's just a hunch.
- Bu sadece önsezi.
- What kind of a hunch?
- Ne çeşit bir önsezi?
- Still a hunch.
- Hâlâ bir önsezi.
19 years of listening to people on this table and a hunch.
Bu masada ben çok kişiyi dinledim. Kandıramazsın. Hissettiklerini anlatmalısın.
- I have a hunch.
- Bir tahminim var.
But I have a hunch there may be something else in here.
Belki burada da bir şeyler vardır.
Do you have a hunch?
Bir önseziniz var mı?
- Call it a hunch
- İçime doğdu.
And I have a hunch this time, your pyramid won't be able to stand up to it.
Bu sefer piramitin buna dayanacağını sanmıyorum.
I've a hunch they've fallen out. Problems with splitting the loot.
Sanırım çaldıkları şeyleri paylaşma konusunda sorun yaşıyorlar.
I just have a hunch.
Benimki yalnızca önsezi.
I have a hunch that I saw him there.
Sanırım çocuğu orada görmüştüm.
- I had a hunch.
- İçime doğdu.
Launching those fighters on a hunch.
İçgüdüne dayanarak o uçakları yollaman.
Please tell me it was more than a hunch.
Önseziden daha fazlası olduğunu söyleyin.
On a hunch, I ran a bank trace on Tim coleman.
İçgüdümü dinleyip Coleman'ın banka kayıtlarına baktım.
It's just a hunch.
- Sadece bir önsezi.
Just a hunch, huh, Agent Brody?
Sadece bir önsezi, değil mi, Ajan Brody?
Just a hunch, but she might want to keep that within the family.
Sadece bir önsezi, ama Delinda bunun aile arasında kalmasını isteyebilir.
Ed, on a hunch, I ran the three through last year's video IQ playback...
Ed, içime doğdu, bende bu üçünü geçen seneki kayıtlardan inceledim...
Now, I know it's just a hunch... but I got a feeling that stolen cab might be the one we're looking for.
Şimdi, bunun sadece bir önsezi olduğunu biliyorum... ama bu çalınan taksinin aradığımız taksi olabileceğini düşünüyorum.
It's a little more than a hunch, Dick Tracy.
Bu bir önseziden daha büyük bir şey Dick Tracy.
So, it's just a hunch.
Bu sadece bir önsezi.
It felt pretty special to me, and I had a hunch it meant a lot to one other person as well.
Bu benim için çok özel, ve diğer insanlardan farklı olarak birisi için de aynı şekilde özel olduğunu söyleyebilirim.
I always had a hunch he told Livia about me and Johnny.
Benle Johnny arasındakileri Livia'ya söylediğinden şüphelenirdim.
I had a hunch that this would happen at some point. Rikichi has gotten a taste of fighting.
Başından beri böyle olacağını biliyordum ve Rikichi bu sayede savaşın gerçek manasının farkına vardı.
I... I have a hunch this'll be a night to remember.
Bu.. bu gecenin unutulmaz bir gece olacağını seziyorum.
I just have a hunch.
Ben hiç öyle hissetmiyorum.
I had a hunch right from the beginning.
Baştan beri sezmiştim zaten.
I have a hunch.
Bunu hissediyorum.
- I got a hunch about your zebra.
- Zebranla ilgili bir hissim var.
- I have a hunch.
- İçimde bir his var.
We're working on a weak hunch.
Zayıf bir ihtimali izliyoruz.
My hunch was right. This is a chop shop.
Parçala-sat atölyesiymiş orası.
Well, it's not just a hunch.
Sadece içgüdü değil.
On a hunch, she gave him an I.Q. test at age 11.
1 1 yaşındayken ona bir zeka testi yaptırmış ve skoru inanılmazmış.
It's the robbery outside the Talon with the Natalie Wood movie playing that's a little more detailed than your average hunch. Well, as curator of the Wall of Weird, just go with me on this one.
Gariplikler Duvarının müdür olarak bunu benim halletmeme izin ver.
We played a bum hunch.
Kahretsin! Boşa vakit harcadık.
Right now, just a hunch.
- Şimdilik sadece bir önsezi.
Look, I want her back more than anyone, but don't you think your hunch is a rung on the whole grief ladder?
Onu herkesten çok geri istiyorum. Önsezin kederinden kaynaklanıyor olamaz mı?
Go with the hunch of a man whose brain is fuelled by lemons?
Beyni limonla beslenen bir adamın hislerine güvenerek mi?