A shot translate Turkish
21,868 parallel translation
So, it's got nothing to do with Eddie Ramirez, the guy you took a shot at...
Yani Eddie Ramirez ile bir alakası yok, ateş ettiğiniz adam...
All this time, acting like I was in her league, making me think that I actually had a shot with her.
Bu onu sevmediğini söylemen için. Gitmen için.
Can you get a shot of us?
Bizi çekebilir misiniz?
They just gave me a shot of the good stuff, so it won't be long.
Çok güzel şeyler verdiler, kafam bir milyon, ama uzun sürmez.
I'll give it a shot. I don't have any experience at this.
Denerim, ama bu konuda hiç tecrübem yok.
Look... Old Abdul's daughter-in-law there... she's our ticket to waltz right back in to Matubahk, extract our boys without even firing a shot.
Bak, Abdül'ün gelini elimizde Matubak'a elimiz kolumuzu sallayarak gidebiliriz tek mermi sıkmadan bizimkileri alır çıkarız.
We don't have a shot once they're back at the field office.
Saha ofislerine döndükten sonra elimizden bir şey gelmez.
That's worth a shot.
Denemeye değer.
He was giving us all a shot to rise up with him.
Onun yanında bizim de yıldızımız parlayacaktı.
You wanna take a shot at me?
Bir kurşun da sen mi sıkmak istiyorsun?
You got anything else you wanna take a shot at?
- Dalga geçeceğin başka bir şey var mı?
You should give it a shot sometime.
Arada bir ona şans vermelisin.
- Let's take a shot then.
O zaman hadi içelim. Verimlilik açısından.
It's worth a shot.
Tamam, bir deneyelim.
A shot from that close and she just misses?
O kadar yakın mesafeden ıskaladı mı?
You make a shot on one foot, you're up by five.
Bir atış yapar beş basamak yükselirsin.
I didn't hear a shot.
Silah sesi duymadım.
It's not a shot.
Kurşun değil zaten.
- Returning home after losing a presidential bid, Peter had a target on his back... and someone's going to take a shot at him.
Başkanlık yarışını kaybettik ve Peter hedef tahtası haline geldi. Şimdi de atışı yapmaya hazırlanıyorlar.
Isn't this a shot in the dark?
Bu biraz karanlığa kurşun sıkmak değil mi?
You think I still have a shot?
- Sence hâlâ bir şansım var mı?
My pal, Fuzzy Bracowicz, he took a shot in the head just above the right eye.
Arkadaşım, Fuzzy Bracowicz kafasından vuruldu. Sağ gözünün biraz üstünden.
Come on. It was worth a shot. Wage equality now!
hayır hadi ama denemeye değerdi şimdi eşit maaş şimdi eşit maaş şimdi eşit maaş!
Frankie grabbed a gun from under the bar, hobbled out, and shot up the guy's car.
Frankie barın altından bir silah aldı dışarı çıktı ve adamın arabasına ateş etti.
Roger brought out a gun that was owned by his mother. Kuma was shot and killed.
Roger annesinin silahını getirmiş ve Kuma'ya ateş edip öldürmüşler.
Well, I'm never a very good shot.
Asla iyi bir atıcı olmadım.
Gideon Goddard, owner and CEO of Allsafe Cybersecurity, considered ground zero for the Five / Nine attacks, was shot dead at a bar in Manhattan.
Gideon Goddard, Allsafe Siber Güvenliğin sahibi ve CEO'su 9 Mayıs saldırılarının sıfır noktası olarak görülüyordu Manhattan'daki bir barda vurularak öldürüldü.
You a good shot too?
Sen de iyi ateş ediyor musun?
Police came to your house, said a prostitute was shot at your father's apartment.
Polis sizin eve gelmiş. Babanın dairesinde bir fahişenin vurulduğunu söylemiş.
I'm not gonna send our kid to a house where people get shot.
Çocuğumuzu insanların vurulduğu bir eve yollamayacağım.
You put him away, it's a straight shot for you to the Governor's mansion.
Onu hapse atarsan senin için vali köşküne direkt geçiş yaparsın.
I'll give Campos another shot.
Campos'a bir şans daha veririm.
It's a long shot...
- Az bir ihtimal...
I can't see. Okay, if anyone else here is a neurosurgeon who played 18 holes and shot a 68... 4 under, bitches... you're welcome to advise me, otherwise, I got this.
Aranızda golf oynayan ve 18 delikte 68 sayı yapan beyin cerrahı varsa önerilerini dinleyebilirim.
Look, we promised we were gonna give this a real shot out here, remember?
Buraya bir şans vereceğimiz konusunda birbirimize söz vermiştik, unuttun mu?
There's a van in front of my house, my friend went to check on it... and they shot her.
Evimin önüne bir kamyonet geldi, arkadaşım da kontrol etmeye gittiğinde onu vurdular.
Making it to shore seemed like a million-to-one shot.
Kıyıya varma olasılığımız milyonda birdi.
You shot that thing with a bow and arrow?
O şeyi yay ve okla mı vurdun?
Finally, a decent shot.
Nihayet, iyi bir atış.
Look, someday, watching movies on the couch is the only thing we'll be able to do, but right now, let's fire a warning shot right through Father Time's beard and spend a weekend in the Eternal City.
Bir gün zaten sadece koltuğa gömülüp film izleyebileceğiz ancak. O yüzden şu an zamana meydan okuyup hafta sonumuzu Sonsuz Şehir'de geçirelim.
Aside from the time I pretended not to be a cop and bought a bunch of guns from you and shot you in your leg?
Polis değilmiş gibi davranmak ve senden birkaç silah alıp bacağından yaralamak dışında tabi?
- Is she a good shot?
- Nişancılığı iyi mi?
And as far as human witnesses are concerned, you just shot a random person in a bar.
Ve insan tanıkların gördüğü kadarıyla bir barda rastgele bir adam vurdun.
Uh, guys, I think I got a little bit shot.
Çocuklar, biraz vurulmuş olabilirim.
We shot this a few months ago.
Bunu geçtiğimiz aylarda çektik.
An RPG could do it if fired from the right location, but it'd have to be a hell of a dead shot.
Doğru yerden ateşlenen bir RPG bunu yapabilir ama fazlasıyla iyi bir atış olması gerekir.
Eight cameras- - not one of them got a clear shot of her face.
Sekiz kamera var. Hiç birinde yüzü net değil.
I think he's got a real shot at winning this thing.
Bence bunu kazanma konusunda çok büyük şansı var.
You know, I could have shot her when you were far away from help, but I gave her a chance.
Onu sen yardım edemeyecek kadar uzaktayken de vurabilirdim, ama bir şans verdim.
That's a, uh... That's a bullet wound from when that bastard Shelby shot me.
Shelby denen şerefsizin beni vurmasından kalan mermi yarası bu.
I saw a news story about a girl in Lisbon who got shot and crippled in a random hunting accident, and I thought, " Hell, there's no harm.
Lizbon'dan bir kızın haberini okudum. Av kazasında vurulmuş ve sakat kalmış. Kendi kendime zararı olmayacağını düşündüm.
shot 343
shotgun 189
shots 161
shots fired 329
shot in the head 30
shot him 30
shot deal 20
a shower 30
a show 26
a shoe 22
shotgun 189
shots 161
shots fired 329
shot in the head 30
shot him 30
shot deal 20
a shower 30
a show 26
a shoe 22