A warrant translate Turkish
5,390 parallel translation
I called the husband right away, and when he didn't get back to me, I got a warrant for his credit cards.
Kurbanın eşini aramıştım, Bana geri dönmeyince, Kredi kartlarını incelemek için izin aldım.
We have a warrant to search the premises.
Mülkünüzü aramak için iznimiz var.
I'll get us a warrant.
Ben arama izni alacağım.
I'm gonna ask Donnie for a warrant for NRP's books.
Donnie'den MYP kayıtları için arama izni isteyeceğim.
I could get a warrant, Dr. Esper, but you probably don't want the kind of publicity that goes along with an FBI raid.
Arama izni çıkartabilirim, Dr. Esper. Muhtemelen FBI tarafından çalışmalarınızın gözler önüne serilmesini istemezsiniz.
- I've got a warrant for your arrest.
- Emir mi? Ne için?
- A warrant? For what?
- Kısıtlama emrini ihlal.
You need a warrant.
Teminata ihtiyacin var.
Well, it's enough for a warrant.
Arama izni için yeterli.
Well, let's get a warrant for a DNA screening.
- DNA taramasından teminatını alalım.
We obtained a warrant for your residence.
İkamet ettiğin yere girmek için bir emir çıkarttık.
Dr. Morgan. We don't have a warrant.
Mahkeme emrimiz yok.
Well, if that's true, I would feel much more comfortable if you had a warrant.
Tamam, eğer bu doğruysa Yasal bir izin belgesiyle gelirseniz çok daha rahat olur.
We did come through with a warrant on Bianca's phone records.
Bianca'nın telefon kayıtları için... izin çıkarttık.
Don't have a warrant.
- Mahkeme emrimiz yok.
And in the next 10 minutes, we'll have a warrant to trace it.
On dakika içinde arama izni gelmiş olacak ve telefonu izleyeceğiz.
L.A.P.D. give me a warrant to track Chris Jackson's cell... 10 minutes.
Polis Chris Jackson'ın telefonu için arama izni alacak, on dakika.
See, I have a habit of getting a warrant before I plant any surveillance equipment, so...
Daha önceden herhangi bir şey için arama emri almak gibi bir huyum var. bu yüzden yerleştirseydim...
The first time that Fales put in for a warrant, the only thing he was looking for was feathers.
Fales ilk arama emrini çıkarttığında, aradığı tek şey tüyler oldu.
We need to get a warrant and search both of their properties for a colt.38.
38 kalibre Colt'u bulabilmemiz için, arama emri almalıyız.
There's a warrant out for my arrest.
Tutuklama emri çıkardılar.
You need a warrant to get files from there.
Oradan dosya alabilmek için mahkeme izni gerekiyor.
- a warrant for what?
- Sizin için tutuklama emrimiz var.
Fun fact, I got a warrant for his arrest.
Komik ama, tutuklanması için izin belgesi var.
Mr. Whitfield, we have a warrant for your arrest.
Bay Whitfield, elimizde tutuklama emri var.
We got a warrant.
Elimizde arama emri vardı.
Murder gives the L.A.P.D. better grounds for a warrant.
Cinayet polisin daha kapsamlı bir arama izni almasını sağlar.
The judge just signed a warrant granting us permission to search through all your data.
Yargıç az önce bize tüm verilerinizi arama izni verdi.
Well, to be fair, we had a warrant.
- Aslına bakarsan arama iznimiz vardı.
I'll get it to the DOJ, get a warrant to arrest Keeler.
Savcılığa götürüp Keeler için yakalama emri çıkartacağım.
This is a warrant... and this is a document pertaining to the Official Secrets Act...
İzin belgesi burada ve bu da Devlet Sırları Kanuna ilişkin belge ki bunu imzalamanızı isteyeceğim. - Ne?
We're looking. We have a warrant.
İzin belgemiz mevcut.
Do you have a warrant?
Arama izniniz var mı?
Because I needed a warrant last night to stop them from destroying evidence this morning.
Bu sabah kanıtları ortadan kaldırmasınlar diye arama emrine dün akşam ihtiyacım vardı.
Withdraw your request for a warrant, a subpoena, or anything.
İzin, mahkeme emri ya da her neyse bu talebini geri çek.
Let's get a warrant for all those phone records and the ones from the hotel, too.
Hem onların telefonu hem oteldeki için arama izni alalım.
Tomorrow we'll be back with a warrant and we'll get the answers we came for.
Yarın arama emriyle gelip istediğimiz cevapları alacağız.
Already applied for a warrant.
İzin belgesi için başvurdum bile.
I'm gonna get a warrant to search your room.
- Odanı arama izni çıkartacağım.
I'm issuing a bench warrant for the immediate arrest of Paula Murphy...
Paula Murphy'nin derhal gözaltına alınması için tutuklama emri çıkartıyorum.
Let's get a federal warrant for Logan's arrest.
Logan'ın tutuklanması için emir çıkaralım.
I would issue a bench warrant.
Bi tezgah emri çıkara bilirdim
But that is my private property, and for you to come into my home, you're gonna need a search warrant.
Burası benim özel mülküm ve arama izni olmadan giremezsiniz.
Well, it was listed on Fales'first search warrant that was kicked back by a judge.
Fales'in çıkartmak istediği ilk arama emrinde yazılmıştı... yargıç kabul etmedi.
Just a feather found in the victim's mouth and, in fact, listed on your initial search warrant.
Aslında sadece başlangıçta ilk arama emrinde yazılı olan ve kurbanın ağzında... bulunan bir tüy var.
It's a search warrant.
Arama emri.
We're here because he showed up at our offices this morning with a search warrant.
Bu adam sabahleyin elinde bir arama izni ile ofislerimize geldiği için buradayız.
A search warrant, I'm sorry to say, you have no authority to stop.
Engellemek için yetkiniz olmadığı bir arama izini.
I'm revoking your search warrant until we can have a full hearing.
Mahkeme kararı verilene dek. - Sayın yargıç -
- What are you getting at? - Didn't you say he sidestepped Judge Hopkins to get a search warrant for our files?
- Arama izni almak için Yargıç Hopkins'i es geçtiğini söylememiş miydin?
I'll get a search warrant for his office and house first thing in the morning.
Sabah ilk iş, evi ve ofisi için arama emri çıkartacağım.