Abilities translate Turkish
2,323 parallel translation
His scientific abilities weren't considered sporting.
Bilimsel yetenekleri sportmence görülmedi.
You know, all of a sudden, it seems like you've got a problem with me, and I'm pretty sure it's not because of my singing abilities.
Birdenbire sanki aramızda bir soğukluk oldu. Sesimle ilgili olmadığından kesinlikle eminim.
The alkali fly has special abilities that enable it to live on this lake.
Alkali sineğinin, bu gölde yaşamasına olanak sağlayan özel yetenekleri vardır.
They have superhuman athletic abilities and reflexes.
Bütün insanlardan üstünler.
No one will claim you did not investigate to the best of your abilities.
Kimse senin elinden gelen en iyi şekilde incelemeyi yapmadığını iddia etmeyecektir.
I think he overestimates my abilities, sir.
Bence yeteneklerimi abartıyor, efendim.
We still have our training, our abilities.
Hala eğitimliyiz ve yetenekliyiz.
She understood then and there that it was her duty to expand her knowledge and to put her abilities to work for the greater good.
O an anlamıştı ki bilgilerini genişletmek ve hünerlerini insanlığın yararı için kullanmak onun göreviydi.
And nonetheless, according to your theory, these abilities must have had their effect on her fertility.
Yine de. Bu söylediğine bakılırsa, öğrendiği bilgiler doğumuna engel olmalıydı.
Trying to turn those with psychic abilities into soldiers.
Psişik yeteneği olanları asker yapmaya çalışıyorlardı.
Some sort of psychic steroid that boost our abilities.
Yeteneklerini artıran bir tür psişik bir steroid.
Its signal appears to be blocking our communications - and transporter abilities.
Sanırım bu cihazın yaydığı sinyaller iletişim ve ışınlanma yeteneğimizi engelliyor.
Nobody could question the abilities of the police force.
Kimse, polis teşkilatının yeterliklerini sorgulayamaz.
It protest all abilities of techie trap.
Size ölümcül bir tuzak kuruyor.
Are you finding this piece to be beyond your abilities?
Bu parça yeteneklerinin ötesinde mi?
Coach Cotton, we understand your interest in this young man's athletic abilities.
Koç Cotton, bu gencin spor yetenekleriyle ilgilenmenizi anlıyoruz.
For the first time, you'll be able to be with a woman and feel fully confident of your abilities.
Hayatında ilk defa... bir kadınla tam anlamıyla beraber olacaksın ve yeteneklerinden emin olacaksın.
With Clarity, older lab rats Had increased their cognitive abilities tenfold.
Clarity'yle yaşlı laboratuvar fareleri idrak yeteneklerini on misli arttırmışlardı.
Well, um, to the best of my abilities, I'm an attorney.
Ee, şey, yeteneklerimden en belirgini, avukatlık.
There are two abilities that you need in any sport.
Dinleyin, herhangi bir sporda ihtiyaç duyulan iki yetenek vardır.
Regenerative abilities :
Yenilenme yetenekleri :
Such is my confidence in his abilities.
Onun yeteneklerine bu kadar güvenim var.
For all her abilities, there are certain disabilities of which you should be made aware.
Bütün yeteneklerine rağmen bilmeniz gereken bazı yetersizlikler var.
Mr White, if RAK 295 has an effect on mental and physical abilities, how can you be sure it'll be safe?
Bay White, RAK 295'in zihinsel ve bedensel becerilere ya bir yan etkisi varsa, güvenli olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
I want all abnormals with psychic and remote-viewing abilities activated as well.
Psişik ve uzaktan görüş yetenekleri olan tüm anormallerin de etkinleştirilmesini istiyorum.
Marriage requires the husband and wife to maintain, instruct, and educate offspring keeping in mind the abilities and aspirations of their children.
Evlilikte, karı koca, çocuklarının yetenek ve heveslerini akıllarında tutarak, onların büyümesini yönlendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak zorundadır.
Well, Sookie's abilities are unpredictable at best.
Sookie'nin yeteneklerinin ne olduğu belli değil.
I've heard of your abilities.
Evvelsi gün fevkalade bir müsabaka çıkardığınızı duydum.
For such an important task. I had my doubts about your abilities.
Henüz böylesi mühim bir vazife için yeteneklerinden şüphem var.
Eguchi Magoshiro saw my abilities beyond that of a women.
Eguchi Magoshiro-dono kadınları küçümsemeden dalkavukluk bile etmeden direkt olarak kılıcıma baktı.
Right. Kusen needs Rand for his "psychic" abilities.
Peki, Kusen'ın, Rand'in medyum yeteneklerine ihtiyacı var.
I believed what Samuel was saying was real, but he's collecting people with abilities.
Samuel'ın söylediklerinin doğru olduğuna inanıyordum. Ama o yetenekli insanları topluyor. Evet, neden yapmasın ki?
And they just want to live their lives Being open about their abilities.
Ve onlar sadece yeteneklerini saklama ihtiyacı duymadan hayatlarını yaşayabilmek istiyorlar.
You've been there, dealt with the abilities, The constant temptation.
Sen de buralardan geçtin, yeteneklerinin sürekli sana hükmetmesini kontrol altına aldın.
You start by accepting the fact That you're more than just your abilities.
Sadece yeteneklerinden ibaret olmadığın gerçeğini kabul etmekle başlamalısın.
We've all seen it... In the eyes of those who come to see our shows... Dazzled by our abilities...
Biz bunu gösterilerimize gelen insanların gözlerinde görmüştük yeteneklerimizden gözleri kamaşır ama olduğumuz şeyden tiksinirlerdi.
Look, shaw, I'm quite certain that things have been said about either myself or my abilities as a spy, and while I concede that there are more traditional or professional spies out there...
Bak Shaw, benim ajanlık yeteneklerim hakkında konuştuğunuz biliyorum. Ayrıca piyasada çok daha alışıldık ve profesyonel ajanlar olduğunun da farkın- -
We build a cathedral like none has ever seen before in praise of God and our abilities and our faith in some peaceful tomorrow.
Daha önce hiç inşa edilmemiş bir katedral inşa edeceğiz bunu Tanrı'ya övgü, yeteneklerimize övgü ve huzur dolu günlerin geleceğine inandığımız için yapacağız.
I may have overstated their abilities at bit.
O ikisini gözümde biraz büyütmüş olabilirim.
Multiple shots undermine the oppositions'abilities to shoot back.
Çoklu atışlar karşı tarafın geriye ateş etme yeteneğini zayıflatır.
And if he's anything like his father, He's gonna need to replenish his abilities With some liquid nitrogen - - target two.
Eğer babası gibiyse özelliğini korumak için sıvı nitrojene ihtiyacı var bu da iki.
I used to have special abilities like Clark.
Eskiden Clark gibi özel güçlerim vardı.
Doctor Fate's final act Was to restore my Martian abilities Instead of saving his own life.
Doctor Fate'in son hareketi kendi hayatını kurtarmak yerine Marslı güçlerimi geri getirdi.
It might enhance certain abilities In predisposed children.
Eğilimli çocuklardaki bazı yetenekleri tetikleyebiliyordu.
On your abilities as a detective. I was being supportive.
- Destekleyici olmaya çalışıyordum.
I have total confidence in your abilities.
Yeteneklerinize her zaman güvenim tam beyler.
I want you to focus on yourself, On your abilities, On becoming the amazing doctor I know you can be.
Kendine odaklanmanı istiyorum kendi yeteneklerine olabileceğini bildiğim muhteşem doktor olabilmeye.
I want you to talk about Patton military leaders that you kind of tap into for your own, I guess, abilities on a football field.
Katılmak istediğin Patton askeri birliği hakkında konuşmanı rica ediyorum. ... Sanırım futbol sahasındaki yetenekler..
Along with its healing abilities... it has long been rumored that it is capable of an even greater feat... to raise the dead.
Bu iyiliştirme yeteneklerinin yanında daha büyük şeyleri yapma kabiliyetine sahip olduğu söylenir ölüyü canlandırmak gibi.
You have great abilities here! Why get caught up in this like all of them?
Neden hepsi gibi burada saplanıp kaldık?
Transport abilities are reestablished.
Işınlanma yeteneği yeniden sağlandı.