Aged translate Turkish
2,018 parallel translation
" When I was 23 and Paul was 50, he seemed middle-aged.
" Ben 23 yaşındayken Paul 50 yaşındaydı ve bana orta yaşlı biri gibi görünüyordu.
WELL, HE'S AGED 10 YEARS, AND HE'D MAKE SURE TO GO UNNOTICED. GARCIA?
10 yıl daha yaşlı, ve fark edilmemeye çalışıyor.
Is it too middle-aged?
Çok mu orta çağ havasında?
Looks like he's aged a bit, too.
Biraz da yaşlanmış gibi.
He's a huge get, and you have to admit, he's aged very well.
Büyük işler yapıyor. Kabul et, hiç yaşlanmamış.
When I was blind, I never realized that naked people are gross. Especially the middle-aged slobs that belong to this country club.
Ama gözlerim görmüyorken, kulübe üye olan orta yaşlı kadınların, bu kadar çirkin olduğunu fark etmemiştim.
I'm a middle-Aged guy, And i don't know what i want to do with my life.
Ben, orta yaşlı bir adamın ve ne yapmak istediğimi bilmiyorum.
I'm a middle-aged guy...
Ben orta yaşlı bir adamım. Tom, arayış içindeydi.
You haven't aged a day.
Hiç yaşlanmamışsın. Sen de öyle, dostum.
The French still appreciate something finely aged.
Fransızlar iyi yıllanmış bir şeyi takdir etmeyi biliyor.
This isn't some middle-aged barfly who likes it bareback, this is an innocent kid who was molested.
Ata eğersiz binmeyi seven bir bar kuşundan bahsetmiyoruz. Tacize uğrayan masum bir çocuktan bahsediyoruz.
All these years and you haven't aged a bit!
Aradan geçen bunca yıla rağmen hiç yaşlanmamışsın.
You've really aged.
Hakikatten yaşlanmışsın.
Evictee will be granted a stay of eviction if said household includes a resident aged 65 or over.
Evden çıkarılanlar, evde 65 yaş ve üzeri biri varsa tahliyeden korunacaklardır.
Yeah, last birthday seems that I aged to the unaffordable bracket
Evet, son doğum günümde En pahalı yaş dilimine erişmiştim.
Come on. A little closer. See the middle-aged Jew take his first flying lesson.
Haydi, gel biraz daha da Orta Çağ'daki Yahudi'lerin ilk uçma dersine tanık ol!
Completely irresponsible middle-aged women who, instead of looking after me while you were acting, like they were supposed to, instead watched daytime television.
Sen çalışıyorken, evde bana bakması gereken yerde tüm gün oturup televizyon izleyen sorumsuzluk abidesi orta yaşlı kadın.
My dad's cask-aged, 16-year-old single malt opens next. ( beep )
Ardından da babamın 16 yıl fıçıda dinlemiş malt viskisi.
I look like I've aged 10 years in the last 6 months, and I know you can tell.
Son 6 ayda 10 yıl yaşlandım ve eminim bunun sen de farkındasın.
Gray jacket, middle-aged.
Gri ceket, orta yaşlı.
She has a boy aged nine or ten.
9-10 yaşlarında bir çocuğu var.
We're 24. 25 years older. but we get up on stage and I look out and I see the kids and they haven't aged.
Biz 24, 25 yıl yaşlandık, ama sahneye çıkıp baktığımda görüyorum ki aşağıdaki çocuklar hiç yaşlanmamış.
Could've aged it better.
Yıllandırılırsa iyi olacak.
But, you know, you'd be weird, too, if your mother aged backwards like mine did.
Senin de annen geriye doğru yaşlanıyor olsaydı, sen de tuhaf olurdun.
'Jay was searching for that rarest of beasts - a sexy, middle-aged woman.'
Jay, o nadir şeyi arıyordu. Orta yaşlı seksi kadını.
- A middle-aged woman demanding 150 £.
- 150 pound isteyen orta yaşlı bir kadın.
It's a middle-aged woman's barbecue.
Orta yaşlı bir kadının barbekü partisi bu.
In 1832, aged just 23, Charles Darwin arrived here in Argentina on board the government survey ship HMS Beagle.
Charles Darwin, 1832'de, sadece 23 yaşındayken, devlet araştırma gemisi gemisi HMS Beagle ile Arjantin'de buraya geldi.
I mean, look--look at me. I'm a middle-aged man reading the want ads for jobs that I'll never get.
Ben, asla giremeyeceğim iş ilanlarına bakan, orta yaşlı bir adamım.
Charles Darwin's dangerous idea began to take root in 1831, when he set off on a trip around the world aboard HMS Beagle, aged just 22.
Charles Darwin'in "tehlikeli fikri" 1831 yılında, 22 yaşındayken, Beagle isimli gemiyle, Dünya çevresinde bir maceraya katıldığında, zihninde yer açmaya başladı.
Middle-aged guy, surrounds himself with schoolgirls, maybe he's the guy you want to look at.
Orta yaşlı biri, etrafı kız öğrencilerle çevrili belki bakmanız gereken odur.
But I thought the Martins were a middle aged couple with two daughters?
- Ama Martinlerin iki kızı olan orta yaşlı bir çift olduklarını sanıyordum.
He aged faster than Kathleen Turner.
Kathleen Turner'dan daha hızlı yaşlanıyor.
Part of the ruling class, single, successful, middle-aged.
Soylu bir sınıftan, bekar, başarılı, orta yaşlı.
No more grinding up on middle-aged hard-ons for me, except for yours, of course.
Ereksiyon halindeki orta yaşlıların eziyetinden kurtuluyorum. Sen hariç tabi.
Who you calling middle-aged?
Sen kime orta yaşlı diyorsun?
Every comely college-age undergrad has an... an affair with her favourite middle-aged professor.
Her güzel üniversite öğrencisinin en sevdiği orta yaşlı profesörüyle ilişkisi olur.
You've aged.
Yaşlanmışsın.
Well, Tao's caller turns out to be Eleanor Kretchner, aged 69.
Şey, Tao'nun ihbarcısının adı Eleanor Kretchner, 69 yaşında.
Here's a middle-aged guy from October...
Bu da Ekim ayından orta yaşlarda bir adam...
The Mayan kings were abnormals who aged very slowly, like I do.
Mayalı krallar, benim gibi çok yavaş yaşlanan anormallerdi.
Well, think how much more aged it will be when you're of age. In five years.
Beş yıl içinde sen yaşını doldurunca ne kadar yaşlanacağını düşün bir de.
How does a middle-Aged insurance actuary With no history of substance abuse, No criminal record, become a drug mule?
Bugüne kadar kötü madde kullanmamış hiçbir suç geçmişi olmayan orta yaşlı bir sigorta uzmanı nasıl olur da uyuşturucu kuryesi olur?
( middle-aged woman )
( yaşlı kadın )
Also from the great city of Wisconsin, an aged parmesan.
Gene harikâ şehir Wisconsin'dan olgun parmesan.
The aged, the imprisoned and the limbless, for example look at...
Yaşlılar, sabıkalılar, sakatlar, mesela...
Particularly into one belonging to a middle-aged man That was wearing a wedding band.
Özellikle alyans takan orta yaşlı adamlara ait telefonlarda olur.
You haven't aged a day.
Bir gün bile yaşlanmamışsın.
We are two middle-aged people, Lynette.
İkimiz de olgun insanlarız, Lynette.
A middle-aged female comic with a bolo tie.
Boyun bağı takan orta yaşlı bir bayan komedyen.
Ineffectual and middle aged.
Beceriksiz, orta yaşlı biri.