Ages ago translate Turkish
460 parallel translation
People stopped believing that ages ago.
Buna kimse inanmaz.
- Ages ago. On my 16th birthday.
- Yıllar önce. 16. doğum günümde.
I thought you'd gone home ages ago.
Çoktan gittin sanıyordum.
Well, it struck me as curious ever since I met you... you know, from that very early moment ages ago... that you're so young, so lovely and so defeatist.
Sanki asırlar önce tanıştığımız ilk andan beri bu kadar genç, ve sevimli birisinin kaderci olması garibime gitmişti.
They're a people that wandered down from Asia into Africa ages ago.
Afrika'ya yüzyıllar önce Asya'dan gelmişler.
What I don't understand is why the Musgraves didn't claim the land ages ago.
Benim anlamadığım şey, Musgrave'lerin neden asırlar önce arazide hak iddia etmedikleri.
It should've been burned ages ago.
Yıllar önce yakılmış olmalıydı.
They started rehearsals without us ages ago.
Onlar biraz önce bizsiz provalara başladılar.
We'd set the date ages ago, but then, for one reason or another it got delayed.
Yıllar önce kararlaştırmıştık ama bir sebep öbürünü kovaladı ve gecikti. Ama bu sefer tamam, kesinlikle evleniyoruz.
We called it quits ages ago and I'm practically engaged to his best friend.
Onunla ilişkim çoktan bitti ve şimdi onun en yakın arkadaşıyla nişanlıyım.
" Give me the healthy Joe from ages ago
Bana çağlar öncesinden
I saw a man and a girl from ages ago.
"En kötü durumda bütün miras yaşlılar evine gider..."
Oh, ages ago.
Asırlar önce.
It was ages ago that men were taught to hide when the sirens blew to run from death, but it's over!
Siren çalınca ölümden kaçmak için saklanması insana çağlar önce öğretilmişti, ama bitti!
It was annulled ages ago, but he just won't accept it.
Yıllar önce bitmiş bir şey. Hâlâ bunu kabullenemiyor.
That was ages ago,
Bu asırlar önceydi.
But I've seen through you, ages ago.
Seni yıllar önce çözdüm ben.
Well, we passed this thing ages ago.
Buradan asırlar önce geçtik.
How many ice ages ago that was.
Kaç buzul çagi önceydi.
Antoine noticed her ages ago, he said Françoise was pretty.
Antoine çok önce fark etmiş, Françoise güzel demişti.
- I should have remembered ages ago.
- Bunu çok önceden düşünmüş olmalıydım.
I got it in Rome ages ago.
Yıllar önce Roma'da almıştım.
You should have been in bed ages ago.
Çoktan yatmış olmalıydın.
Your breed made a desert of it... ages ago.
Senin neslin uzun zaman önce bunu çöle çevirdi.
The Swamp Master was evil He died ages ago
Ejder beyi eskiden yaşamış kötü biriydi yıllar önce öldürüldü
Died ages ago?
Öldürüldü mü?
We're getting on, it seems ages ago. Ages...
Yaşımız ilerliyor, asırlar olmuş gibi geliyor.
Your greed made a desert of it ages ago.
Yüzyıllar önce senin soyunun açgözlülüğü onu çöle çevirdi.
Perks promised me some from his own garden ages ago.
Perks bahçesindeki çileklerden vereceğini söylemişti.
If you'd have said something to them ages ago... about the cat, this would never have happened.
Onlara daha önce kedi hakkında bir şey demiş olsaydın... - bunların hiçbir olmayacaktı.
I should have done it ages ago.
Bunu yıllar önce yapmalıydım.
That was ages ago.
Bu aylar önceydi.
My husband died ages ago.
Kocam yıllar önce öldü?
Many ages ago, when this ancient planet was not quite so ancient long before men recorded his history here was the time of Middle Earth, where men shared his days with elves, dwarves, wizards, goblins, dragons and... hobbits.
Çağlar önce, yaşlı dünyamızı insanlar bozmadan çok önceleri, bu hikaye yazılmıştı. Burası Orta dünya idi. O zamanlar insanlar yeryüzünü elfler, cüceler, büyücüler, goblinler, ejderhalar ve hobbitlerle paylaşıyordu.
I called the club ages ago.
Kulübü saatler önce aramıştım.
Ages ago.
Çoktan.
No, no, no, of course not, How could you? It was ages ago.
Zaten yıllar önceydi.
Many ages ago in our arrogance and delusion we shattered the pure Crystal and our world split apart.
Çağlar önce kibir ve kuruntumuz yüzünden saf Kristal'i kırdık ve dünyamız ikiye ayrıldı.
- I thought he'd died ages ago. - Bastard!
- Ben babanın yıllar önce ölmüş olduğunu sanıyordum.
God, I must have lost that ages ago, didn't I?
Tanrım, onu asırlar önce kaybetmiştim, değil mi?
Ages ago.
Yıllar oldu.
Homer lived ages ago and wrote about heroes and gods.
Homer, çağlar öncesinde yaşamış. Kahramanları ve tanrıları yazmış.
I made love to her ages ago.
Yıllar önce onunla birlikte olduğumu hatırlıyorum.
Ages ago
- Yıllar önce.
I did that ages ago.
Bunu yıllar önce yaptım.
His first wife left him, too. Ages ago.
Yıllar önce ilk karısı da öyle yapmış.
But that was ages ago, dear.
Ama bu uzun zaman önceydi canım.
Ages ago.
Yıllar önce.
Yeah. Ages ago.
Evet.Yıllar önce.
'When I will die, I already died a thousand deaths... and when I fall, I will fall into a line that started out ages ago.
" Öldüğüm zaman, bu binlerce ölümümden biri olacak... ve düştüğümde, çağlar öncesinden çizilmiş bir çizgiye düşeceğim.
It wasn't in the Middle Ages, it wasn't too long ago.
Orta Çağ'da olmadı bunlar, çok uzun zaman öncesi değildi.