English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Agreeing

Agreeing translate Turkish

893 parallel translation
As a show of you agreeing with me, and complimenting me on my values can you bang the can, and flip the lid?
Sence de büyüleyiciyse lütfen kapağı çevir.
These terms seemed moderate, and, I - took upon myself the responsibility of agreeing to him.
İstekleri bana makul geldi ve... ben de onunla anlaşma... sorumluluğunu üzerime aldım.
- I was agreeing with you.
- Senle aynı fikirdeydim.
Hard to fancy anybody not agreeing with your rules!
onun kurallarına uyan kimseyi memnun etmek zordur!
By agreeing to all our customers'requests, do we not entertain them?
Tüm müşterilerin isteklerini kabul ederek, onları eğlendirmiyor muyuz?
Factions, no one agreeing with anyone else.
Hizipler, kimse kimseyle anlaşamıyor.
- I'm just agreeing with you, Noah.
- Seni destekliyorum, Noah.
How can I help agreeing with a man who's so kind and so honourable?
Nazik ve kibar bir adama nasıl yardımcı olmam?
to me agreeing seemed wiser than fighting.
Ve bana göre, o an için anlaşmak, savaşmaktan daha mantıklıydı.
- I was agreeing with you.
- Ben sana hak veriyordum.
Hey keep the door open, please! I was agreeing with you.
Hey, kapıyı açık bırakın.
I can just hear the Chief Constable agreeing.
Emniyet Müdürü de böyle diyecektir.
I'm having some difficulty agreeing with that.
Bunun zor kabul edilen bir şey olduğunu anlıyorum.
Thank you for agreeing with me and we should not waste time on matters that are not strictly scientific.
Benimle aynı fikri paylaştığınız için teşekkür ederim, Sayın Başkan. Artık bilimsel olmayan konularla daha fazla zaman kaybetmemeliyiz.
And because I consider myself sexually free and morally emancipated I'm a responsible, discriminating woman who doesn't intend to jump into bed with the first muscular egocentric male who thinks he can seduce me by agreeing with some of the things I believe in.
Ve kendimi cinsel açıdan özgür ve ahlaki olarak bağımsız gördüğüm için sırf inandığım şeyleri kabul etmekle beni elde edebileceğini sanan kaslı ve kendini beğenmiş ilk erkekle yatağa girmeye niyeti olmayan sorumlu ve seçici bir kadınım.
By agreeing to sleep here, you agreed to spend the night with me.
burada uyumayı kabul ederek, geceyi birlikte geçirmemiz konusunda benimle aynı fikirdeydin
Reactionary means being in opposition, reacting against lots of things, not agreeing with... what might happen.
Gerici demek çoğu şeye karşı çıkmak, olacaklara destek vermemek anlamındadır sanırım.
It's not about agreeing or disagreeing.
Bu kabul etmek veya reddetmekle ilgili değil.
The job must be agreeing with you.
Sen nasılsa işi çözersin.
Sacrifice yourself by agreeing to stay and you sign our death warrant.
Kendini feda edersen, ölüm belgemizi imzalamış olursun.
I only did the agreeing.
Ben sadece yanında yeraldım, o kadar.
When the enemy is busy on four fronts, we'll move against our real objective. Are we still agreeing?
Düşman bu dört hedefte meşgul edilirken, biz asıl hedefimize doğru ilerleyeceğiz.
- Are you agreeing', or what?
- Sen de buna katılıyor musun?
Soon you'll be agreeing with their methods.
Yakında onların yöntemlerine katılacaksın.
Thank you for agreeing to see me when you don't know who I am.
Beni tanımadan benimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
You can't fool us by agreeing with us.
Bizi böyle kandıramazsınız.
Well, no one can stop me from agreeing with you
Senle mutabık kalmamı kimse engelleyemez, - eğer istersem.
But the worst thing of all was that I'd been trapped by an odd series of circumstances... into agreeing to have dinner with a man I'd been avoiding literally for years.
Ama işin en kötü tarafı, bir takım tuhaf rastlantılar nedeniyle yıllardır resmen uzak durduğum birisiyle yemek için sözleşmek mecburiyetinde kalmıştım.
"In compensation for my agreeing to divorce Mr. Harold K. Thaw... I shall receive a sum of $ 25,000"? What's that?
"Bay Harold K. Thaw'dan boşanmayı kabul etmem karşılığında... 25.000 Dolar alacağım." Bu ne?
Are you two agreeing or disagreeing?
İkiniz aynı fikirde misiniz yoksa değil mi?
- Agreeing. - Disagreeing.
- Hemfikiriz.
- Agreeing.
- Hemfikir değiliz.
I will ask you this : In agreeing to give your evidence... have you been influenced by any promises... of immunity from prosecution... or special treatment at the hands of the police or of the court?
Size şunu soracağım elinizde ki kanıtları vermeyi kabul ederken hiç vaat aldınız mı ya da cezadan bağışıklık ya da mahkeme ya da polisin elinde özel muamele sözü verildi mi size acaba?
You can never understand anything by agreeing... by making definitions.
Hemfikir olmakla, tanımlama yapmakla hiçbir şeyi anlayamazsın.
Instead of agreeing with him, Hannibal, you're supposed to be coming up with a plan that don't include us to have a last meal.
Ona katılmak yerine Hannibal bizim son yemek almamızı içermeyen bir planının olması gerekiyordu.
( AGREEING IN FRENCH ) And send it to Monsieur Jourdan.
Ve onu Bay Jourdan'a gönderin.
Unemployment's really agreeing with you, big guy.
İşsizlik gerçekten sana yakışıyor, koca adam.
And so I don't start agreeing with them, I'm gonna go through with this date.
Onların istediği gibi olmayacağım ve bu kızla çıkacağım.
- Thank you for agreeing to host us.
- Bu gece için çok teşekkürler.
- You're really agreeing with him?
- Gerçekten onunla aynı fikirde misin?
Well... parents never seem to listen to their kids, unless it's when we're agreeing with something they've just said.
Ebeveynler çocuklarını asla dinlemez. Bunun dışında söylediğimiz hiç bir şeyi de kabul etmezler.
I thank you for agreeing to transfer the burdens of state... to this young man lt would be wise now to give him even more authority
Devlet mallarını taşımayı kabul ettiği için bu genç adama teşekkür ederiz. Ona artık daha fazla yetki vermek daha akıllıca olur, hatta daha fazla sorumluluk...
You're just agreeing with her to go against me.
Beni gıcık etmek için söylüyorsun.
We had a little problem agreeing on that.
Bu konuda pürüz çıktı.
These fancy schools must be agreeing with you.
O şımarık okulların seni havada kapması lazım.
Is parole still agreeing with him? Yeah.
- Şartlı tahliye onu mutlu etti mi?
I don't know why I'm agreeing to this.
Bunu neden kabul ettiğimi bilmiyorum.
Thank you for agreeing to see me in this condition.
Beni bu halimde görmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Yes, I--I'm agreeing to the $ 30.
Evet, Ben--30 doları kabul ediyorum.
It's better to know... what you're agreeing to, Peter... before you become part of something.
Bir şeylerin parçası olmadan neyle uğraştığını bilmen daha iyi olur Peter.
[ALL AGREEING]
- Aynen!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]