Ain translate Turkish
73,549 parallel translation
Life ain't fair!
Hayat adil değildir!
'Cause, you know, I can't help nobody if I ain't helping myself.
Kendime yardım etmeden başkalarına yardım edemezdim.
You wake up, you're 47 years old, and you ain't got a pot to piss in.
Bir uyanırsın, 47 yaşına gelmişsin ve beş parasızsın.
I ain't there.
Orada değilim.
I hear it ain't altogether over.
Duyduğumu göre daha bitmemiş.
What, you ain't gonna lock up?
Ne, kilitlenmeyecek misin?
I guess that ain't true, huh?
Sanırım bu doğru değil, ha?
You ain't got to worry about that with Liza.
Liza ile ilgili endişelenmenize gerek yok.
She ain't about to be tamed, chip.
Evcilleştirilmek üzere değil, çip.
It'll have him doing shit he ain't never dreamed of.
Ona sahip olacak Bok yapıyor o değil Hiç hayal bile etmedim.
Pussy used in the right way ain't no better either.
Kedi kullanılan doğru yol Ya daha iyi de değil.
But you ain't that sweet.
Ama o kadar tatlı değilsin.
It's a trip, ain't it?
Bu bir gezi, değil mi?
Ain't that right, dwayney?
Bu doğru değil mi, Dwayney?
It ain't often you get a sweetie like that..
Sık sık böyle bir tatlı bulamazsın..
Ain't that what I just said?
Az önce söylediğim bu değil mi?
I ain't got all day.
Bütün günüm yok.
Sixty-eight grand is a decent score but it ain't no retirement fund.
Altmış sekiz grand makul bir puanı. Ancak emeklilik fonu değil.
That attitude, well, that ain't gonna make your night any easier.
Bu tutum, Bu yapmayacak Gece daha kolay.
I ain't afraid of nothing, bitch!
Hiçbir şeyden korkmuyorum, kaltak!
You're either with us or you ain't.
Bizimle misin değil misin?
A single bullet ain't gonna do it.
- Tek bir mermi iş görmez.
If that ain't the coolest thing I've ever heard in my life!
Hayatımda duyduğum en süper şey bu be!
-'cause if your feet ain't right...
Hiçbir şey düzgün olmaz.
Luckily, the seaside ain't on the agenda today.
Neyse ki bugün deniz kenarından geçmeyeceğiz.
There ain't no good way in from the west.
Batıdan içeri girmek için iyi bir yol yok.
And it ain't just the lie.
Ve bu yalan değildi.
This ain't ever gonna end for us, is it?
Bu işin sonu gelmeyecek değil mi?
You ain't seen nothing yet.
Henüz bir şey görmedin.
How do I know this ain't yours? Huh?
Senin olmadığını nerden bileceğim?
It all boils down to an excuse, And that excuse ain't worth a good goddamn. When the world is burning down around you.
Etrafındaki dünya yanıp kül olduğunda her şey bir mazeretten ibaret olur ve o mazeret hiçbir halta değmez.
I ain't sitting this one out.
Hayır, bunda yer alıyorum.
Look... I don't know where you got that tape, but it ain't gonna hold up.
Bu kaydı nereden bulduğunu bilmiyorum ama bu işe yaramayacak.
Clarice ain't here.
Clarice burada değil.
♪ Far as life, yo, it ain't worth it ♪
# Hayat ilerliyor ama değmiyor #
If we don't try something they ain't expecting, then we're all fucking dead.
Akıllarına gelmeyecek bir şey yapmazsak hepimiz geberdik demektir.
Worry ain't a good look for a king, not in a kingdom like this... where loyalty is in short supply.
Krallara kaygılanmak yakışmaz. Hele böyle bir krallıkta. Sadakat zor bulunurken.
Well, ain't nobody got more money than the cops, so try them.
Kimse polislerden daha zengin değil. Onlara söyle.
It's probably in some evidence lockers, but, look, ain't no way you're getting it out of there.
Muhtemelen kanıt dolabındadır ama oradan çıkarmak mümkün değil.
We ain't letting you out of here till you give us something.
Bize bir şey verene kadar dışarı çıkmana izin vermeyiz.
But listen up, I know you ain't down with the split, never have been.
Dinle, bölüşmeyeceğini biliyorum hep öyleydin.
Money ain't coming in like it was.
Para bu şekilde gelmez.
Money ain't coming in like it was.
Önceki gibi para yok.
Aisha, look, this business ain't never been easy, all right?
Bak Aisha bu iş kolay olmayacak tamam mı?
I know you ain't down with the split, never have been, maybe I can do better.
Bununla hiç uğraşmazsın bilirim ama belki ben bir şeyler yapabilirim.
Royo, I know you ain't down with the split, never have been.
Royo, payını bölüşmeyeceğini biliyorum her zaman öyleydin zaten.
You ain't making no calls, so just make your ass comfortable.
Telefon görüşmesi falan yapmayacaksın kıçını rahat ettir yeter.
You think he ain't showing?
Yoksa gelmeyecek mi?
Look, I ain't gonna make a move until I see he's got the merchandise.
Bak, onun malı yanında getirdiğine.. ... emin olana kadar haekete geçmeyeceğim.
Ain't that right, Dwight? Oh, yeah.
Aynen öyle.
It's about the deal. Isaac ain't gonna bitch out, is he?
Isaac adilik yapmayacak değil mi?
ain't 24
ain't we 70
ain't no 17
ain't that a bitch 25
ain't that something 29
ain't that the truth 64
ain't he 136
ain't it 576
ain't you 305
ain't they 72
ain't we 70
ain't no 17
ain't that a bitch 25
ain't that something 29
ain't that the truth 64
ain't he 136
ain't it 576
ain't you 305
ain't they 72
ain't i 105
ain't ya 80
ain't she 82
ain't that right 243
ain't gonna happen 26
ain't no thing 24
ain't it the truth 17
ainsley 45
aino 38
ainhoa 55
ain't ya 80
ain't she 82
ain't that right 243
ain't gonna happen 26
ain't no thing 24
ain't it the truth 17
ainsley 45
aino 38
ainhoa 55