All stars translate Turkish
1,049 parallel translation
But on their ways to their separate fates all stars experience a premonition of death.
Farklı kader yollarında ilerleyen yıldızların hepsi ölümlerini önceden hissettirir..
Well... The enemy were all wearing little silver halos, sir. And they had fairy wands with big stars on the end
Şey düşmanlar gümüş haleler takmıştı ve ucu yıldızlı peri değnekleri vardı...
All this technology was for travel to the distant stars.
Bütün bu teknoloji, uzak yıldızlara gitmek içindi.
Now we're gonna try and talk to some of the stars who made it all possible.
Şimdi bütün bunları olanaklı kılan yıldızlardan kimileriyle konuşmaya çalışacağız.
While the stars that oversprinkle all the heavens, seem to twinkle with a crystalline delight. "
Tüm göğü kaplayan yıldızlar Yanıp sönerlerken billur hazzında. "
I wanna tell you all a little secret which you might not know, and that is that last night I thanked my lucky stars... that I could be here at all to sing for ya.
Bilmediğiniz bir küçük sır vermek istiyorum size. Dün gece sizlere şarkı söyleyebilmek... için şanslı yıldızlarıma teşekkür ettim.
Three stars, order all their specialties. The sky is the limit.
Üç yıldızlı, oranın tüm spesiyalitelerini ısmarla.
- Pictures of all the Hollywood movie stars.
Hollywood yıldızlarının resimleri var.
All the stars come here to eat.
Bütün yıldızlar yemek için buraya gelir. Gerçekten mi?
These kids come from all over the place with stars in their eyes.
Her taraftan böyle çocuklar gözlerinde ışıltıyla gelirler.
Hey, we'd also like to present you with a little gift that we give to all our guest stars on the show :
Tüm misafir yıldızlara yaptığımız gibi sana da küçük bir armağan sunmak istiyoruz.
... and his Lighthouse All-Stars.
... ve deniz feneri All-Stars.
- We were wondering where all the women movie stars are... compared to 20, 30 years ago. - No.
- Hayır
He made all the stars and the world lived among the stars.
bütün yıldızları yarattı ve dünya da onların arasında yaşamaya başladı.
We've been searching for you all through these damned haunted stars.
Tüm bu lanetli yıldızlarda seni arıyorduk.
I believe you can do anything you set out to do, in all the stars.
Eminim bütün yıldızlarda yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
The nature of beauty and the substance of the stars, the laws of space and time... they were there all along, but we never saw them... until we devised a more powerful way of seeing.
Güzelliğin doğası ve yıldızların içeriği uzay-zamanın yasaları... Hepsi oradaydılar, fakat hiçbirini göremedik... Ta ki görmenin daha güçlü bir yolunu bulana dek.
But al-Hazen reasoned that the stars were too far distant for something in our eyes to travel all the way to them and back in the blink of an eye.
Fakat İbn-i Heysem göz açıp kapayıncaya kadar bir şeyin o kadar yolu gidip dönmesi için yıldızların çok uzak olduğunu çıkarsadı.
We only know it's there because of its gravity, which pulls on all the galaxies and speeds up the visible stars within them.
Orada olduğunu, yalnızca sahip olduğu kütleçekimi sayesinde biliyoruz. Bu kütleçekimi bütün gezegenleri çeker ve aralarında yer alan bütün görünür yıldızları hızlandırır.
When we send spacecraft to the planets when we observe double stars when we examine the motion of distant galaxies we find that all over the universe, Kepler's laws are obeyed.
Gezegenlere uzaygemileri yolladığımızda, ikiz yıldızları gözlemlediğimizde, çok uzaktaki galaksilerin hareketlerini incelediğimizde, evrendeki bütün herşeyin Kepler'in yasalarına uyduğunu görürüz.
A handful of sand contains about 10,000 grains more than all the stars we can see with the naked eye on a clear night.
Bir avuç kum yaklaşık 10.000 kadar tanecik içerir ki bu açık bir gecede görebileceğimiz yıldızlardan fazladır.
The number of stars in the universe is larger than all the grains of sand on all the beaches of the planet Earth.
Evrende var olan yıldızların sayısı,... dünyadaki bütün kumsallardaki kum tanelerinin toplamından çok daha fazladır.
Here, we're traveling hundreds of light-years circling all the way around the stars of the Big Dipper.
Big Dipper takımyıldızının yıldızlarının yanına kadar yüzlerce ışık yılı ilerliyoruz.
Someday, perhaps, interstellar navigators will take their bearings on stars behind them whose images have all crowded together on the forward view screen.
Bir gün belki de uzay gezginleri yıldızları arkalarına alıp önlerindeki ekranda birçok görüntüsünü izleyebilecekler.
When our solar system is all explored the planets of other stars will beckon.
Güneş sistemimiz tamamen keşfedildiğinde diğer yıldız sistemleri de bize yakınlaşacak.
And by the time that you people are as old as I am we should know, for all the nearest stars if they have planets going around them.
Sizler benim yaşıma geldiğinizde,... bize yakın bütün yıldızların çevresindeki gezegenleri,... keşfetmiş olucaz.
We might know dozens or even hundreds of other planetary systems and see if they're like our own or very different or no other planets going around other stars at all.
Yüzlerce gezegen sisteminin bizim sistemimize benzer olup olmadığını öğreneceğiz.
Now, the nearby stars, the ones you can see with the naked eye those are all in the solar neighborhood.
Çıplak gözle görebildiğimiz yakın yıldızlar sistemimizin parçasıdır.
Well, that's just 100 billion stars all seen together edge on, as in this picture.
100 milyardan fazla yıldız hepsi bir arada bu görüntünün içinde.
All the stars you could see would be in a little place like that.
Dünya'dan görebildiğimiz bütün herşey bu küçük alanda.
And the Milky Way would be this band of light 100 billion stars all together.
Ve Samanyolu da bu ışık demetinin içinde 100 milyar yıldız bir arada.
See, every one of these is a bunch of maybe 1 0,000 stars all together.
Gördüğünüz bütün bu kümeler 10,000 e yakın yıldızdan oluşuyor.
Clusters of galaxies and the stars of individual galaxies are all held together by gravity.
Galaksi yiginlari, ve galaksilerdeki yildizlarin hepsi, kütle çekimiyle bir arada tutulurlar.
In this, our first cosmic voyage we have just begun the reconnaissance of Mars and all those other planets and stars and galaxies.
Bu ilk kozmik yolculugumuzda, Mars'i, diger gezegenleri, yildizlari ve galaksileri kesfetmeye daha yeni basladik.
The star becomes brighter than all the other stars in the galaxy put together.
Bir anda yıldız, galaksi içindeki tüm yıldızların toplam ışıma gücünden daha fazla parlar.
Our conception of the cosmos all of modern science and technology trace back to questions raised by the stars.
Kozmos'a dair.. modern bilim ve teknolojiye dair tüm fikirlerimiz yıldızlar nedeniyle ortaya çıkan sorulara dayanıyor..
I did so want to see all those film stars.
O film yıldızlarını görmeyi çok istiyorum.
The stars are secure in the firmament and the rent's paid, so all's right with the world.
yıldızlar gökkubbede, kiralar ödeniyor yani herşey yolunda.
There was no moon, no stars, nothing at all. We could have worn tuxedos for all we could see.
00 00 : 13 : 26 : 10 Aynı zamanda, yüzyılın en 11 00 : 13 : 30 : 24 Ay, yıldızlar... 00 00 : 13 : 35 : 05 Hepimiz smokinle
All the rock stars love this stuff.
Bütün rock starlar bu şeyi sever.
" The sun and you and me And all the stars that we can see
" Güneş ve siz ve ben Ve tüm yıldızlar görünen
These movie stars are all the same.
Bu film yıldızları hep aynı.
We're all gonna be big stars.
Hepimiz ünlü olacağız.
You look more beautiful than all the stars in the sky.
Gökteki yıldızlardan daha güzel görünüyorsunuz.
I think you're ready to take on the Camp Fire Girls All-Stars.
Bence artık Kamp Ateşi Kızları Takımını ile oynamaya hazırsın.
If they'd bottled all the stars in heaven, they'd piss it away in a night.
Gökteki yıldızlar şişe olsaydı, Bir gecede işeye, işeye bitirirlerdi.
- He thinks he knows all about stars.
- Yıldızlardan çok iyi anladığını sanıyor.
All out of little gold stars.
Küçük yıldızlar yüzünden oldu.
Did you see all those stars?
Yıldızları görüyor musun?
Re-enlist, they told me, a chance to see the world all I see is stars.
Askere alırken bana dünyayı görme şansı demişlerdi, ama tek gördüğüm yıldızlar.
The position of stars rule the seasons and all living things.
Yıldızların pozisyonu, mevsimlere ve tüm canlılara hükmeder.
stars 195
starsky 37
all set 422
all sorts of things 27
all screaming 68
all scream 16
all sorts 34
all ships 23
all summer 24
all stop 47
starsky 37
all set 422
all sorts of things 27
all screaming 68
all scream 16
all sorts 34
all ships 23
all summer 24
all stop 47