Amazing translate Turkish
30,641 parallel translation
It's just that... This is amazing.
Bu muhteşem bir şey.
I had an amazing time the other night, but I wasn't sure you were okay with what I told you about me having a- -
Geçen gece harika vakit geçirdim. Ama sana söylediğim şey konusunda iyi olup olmadığından emin olamadım.
Rachel, that's amazing.
Rachel bu harika.
Isn't it amazing?
İnanılmaz, değil mi?
I took half an hour trying to look nice and I ended up looking amazing.
Güzel görünmek için yarım saatimi harcadım ve sonuç olarak harika görünüyorum.
I'm amazing.
Harikayım.
Amazing.
Harika.
It was particularly hard, cos she had amazing boobs.
Oldukça zorluydu, çünkü devasa memeleri vardı.
Amazing.
İnanıImaz.
That was amazing.
İnanıImazdı.
- That was amazing.
- İnanıImazdı.
This is amazing.
Bu harika.
This is amazing, it's like a time capsule.
Bu harika, sanki bir zaman kapsülü gibi.
He calls himself the Amazing Mertz.
O kendine İnanılmaz Mertz diyor.
Quake and the Amazing Bomb Boy?
Quake ve inanılmaz bombacı çocuk.
She's quite amazing, Doctor...
Oldukça etkileyici doktor.
It's amazing.
Harikaydı.
- I'm actually amazing.
- Gerçekten harikayımdır.
I just want to say you're an amazing talent, and it would be a shame to see you throw your career away chasing Bigfoot.
Sadece harika bir yeteneğin olduğunu ve Koca Ayak'ın peşinde kariyerini heba ettiğini görmek yazık olur demek istiyorum.
I mean, I did try to cut the crust off somebody's sandwich at lunch, but other than that, it was amazing and it wouldn't have been possible - if it weren't for you. - Oh.
Öğlen birinin sandviçinin kenarlarını kestim, ama onun dışında harikaydı ve sen olmasaydın mümkün olmazdı.
She's amazing.
Durumu harika.
No, no, he's amazing.
Hayır, hayır. O mükemmel.
Amazing.
İnanılmaz.
- Amazing!
- İnanılmaz!
- Amazing!
- Harika!
Sweetie, I think it's amazing that you want to work, but... it's only ethical that you tell her you're with child.
Tatlım, çalışmak istemen çok hoş bir şey ama bebek beklediğini söylemen etik olarak en doğrusu olacaktır.
Well, I stayed up all night and wrote 35 amazing pages just to spite you.
Ben de bütün gece uyumayıp sana inat otuz beş harika sayfa ekledim romanıma.
I can't believe what they sound like, it's amazing.
Çıkardıkları seslere inanamıyorum. İnanılmaz bir şey. Sanki mırlıyorlar.
Oh my God. These are amazing.
Aman Tanrım, muhteşemler.
- Yeah. - It's amazing.
– Vay canına.
You seem to have an incredibly positive attitude, just about everything though. It's amazing.
Bu konuya inanılmaz derecede olumlu bir yaklaşımınız var.
It's amazing you can eat with a knife and fork.
Yemek yerken çatal bıçak kullanabilmen bile büyük başarı.
That's amazing.
Bu harika...
It is amazing.
Bu harika.
Yeah, it's amazing somebody could survive that.
Evet, bundan kurtulanın olması inanılmaz.
- I don't know about French food but this dip is amazing!
Ev sahibi neden arıyor? - Fransız yemeklerini bilmiyorum Ama bu daldırma amazing!
- That's amazing! Congratulations!
Tebrik ederiz!
That's amazing.
Bu harika.
Amazing!
İnanılmaz!
You were amazing!
Sen harikaydın!
Amazing, dear!
İnanılmaz, canım!
That's amazing!
Bu harika!
And a mom, even an amazing one, she can't be the one fixing everything.
Ve bir anne, her ne kadar harika bir anne olsa da her şeyi onun yerine düzeltemez.
Nature is a... well, it's just an amazing thing.
Tabiyatın gereği bu inanıImaz bir şey.
It's just, um, well, you know, I have this perfect way to connect with this client, and, uh, I mean, he was totally appreciating me. I mean, it was amazing.
Bu müşteriye bağlanmanın mükemmel bir yolunu buldum, ve o beni tamamiyle takdir etti.
- You're an amazing person.
- Sen inanılmaz bir insansın.
They're amazing.
Mükemmeller.
And second of all, they are amazing.
İkinci olarak, harikalar.
This is amazing.
İnanılmaz bir şey oldu.
Last night, I had the most amazing time with Tara.
Dün gece Tara ile harika vakit geçirdim.
He was, like... an amazing listener.
Harika bir dinleyiciydi.