English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Ambulances

Ambulances translate Turkish

286 parallel translation
Send the riot squad and ambulances.
İsyan bastırma ekibini ve ambulansları gönderin.
- Why aren't you chasing ambulances?
- Sen niye ambulans kovalamıyorsun?
Don't be a sap. You want to chase ambulances for the next 10 years?
Saçmalama. 10 yıl boyunca ambulans mı kovalayacaksın?
Go on home and chase ambulances.
Git bir ambulans kovala.
That's when you started driving ambulances.
Sonra da ambulans kullanmaya başladın.
Turn the ambulances around before you come in.
İçeri girmeden ambulansları geri çevirin.
Get the ambulances ready!
Ambulansları hazırlayın!
There's one of your ambulances left in town.
Kasabada bir ambulansın kaldı.
- The ambulances will carry equipment.
- Ambulanslar malzemeleri taşıyacak.
I just saw two ambulances going up to Clutter's.
Clutter'lara iki ambulans gittiğini gördüm demin.
Police, sheriffs'deputies, and emergency ambulances are literally deluged with calls for help
Polis, şerifler ve acil servis ambulansları, halkın imdadına yetişmede yetersiz kalıyor. Ülkede tam anlamıyla bir karmaşa yaşanıyor.
The wounded fell, the ambulances came and the show went on. A terrible repression followed.
Askerler silahsızdı ama nöbetçilerin silahı vardı.
I'II tell Helen not to be afraid of ambulances.
Helen'e ambulanslardan korkacak birşey olmadığını söyleyeceğim.
- I may just chase ambulances.
- Belki de ambulans kovalarım.
The helicopters and ambulances are coming in full.
Helikopter ve ambulanslar dolu geliyor.
Captain, should I call for the ambulances?
Komiserim, ambulans çağırayım mı?
We're gonna need ambulances for the girl and the injured crew.
Kız ve yaralı mürettebat için daha fazla ambulansa gerek var.
All ambulances go to number three.
Tüm ambulanslar üç numaraya.
I'm counting on that. Two ambulances.
Ona güveniyorum.
Calling all ambulances and fire engines to the site of the crash.
Olay mahallindeki tüm araçları ara.
Nah, that would mean paramedics and ambulances... and a whole bunch of noise.
Bu da, ilkyardım, ambülans ve bir sürü tantana demek.
But when will the ambulances arrive?
Ambulanslar ne zaman gelecek?
Half the ambulances in Phnom Penh are waiting there to meet them.
Phnom Penh'deki ambulansların yarısı, onları karşılamak için bekliyormuş.
Request for additional ambulances.
İlave ambulans gerekiyor.
Richie, get two ambulances.
Richie, iki ambulans çağır.
Shouldn't they drive the ambulances? Yeah.
- Ambulansı onlar kullanmalıydı.
Dismembered ambulances.
Dağılmış ambulanslar.
JUMP STARTING AMBULANCES IN ORDER TO GET INVALIDS TO THE DIALYSIS MACHINES.
Ambulanslara düz kontak, yatalak hastaları diyaliz makinalarına ulaştırmada da işe yaradı.
- Well there were fire engines and ambulances all on the runway.
- Şey önlem olarak itfaiye araçları ve ambulanslar gelmişti.
" You ever notice how cars here in New York never get out of the way of ambulances?
" New York'daki arabaları fark ettiniz mi asla ambulanslara yol vermezler?
Ambulances are taking victims to the Mustapha Hospital.
Ambulanslar yaralıları Mustapha Hastanesine götürüyor.
Anyway it was in a stupid place. Where the ambulances pull up.
Zaten ambulansların geldiği yerdeydi.
The ambulances can drive round it.
Ambulanslar arabanın etrafından dolaşabilir.
No. Apart from driverless ambulances and little girls bleeding in the lift shafts.
Şoförsüz ambulans ve asansör boşluğunda ağlayan kız dışında bir şey yok.
By the time you get out, you'll need a walker to chase ambulances.
Dışarı çıktığında ancak bastonla yürüyecek halde olursun.
Two ambulances come and they take the man and his son to different hospitals.
İki ambulans gelmiş... adamı ve oğlunu iki ayrı hastaneye götürmüşler.
Emergency rooms are so crowded, hospitals are turning ambulances away.
Acil servisler o kadar dolu ki, hastaneler ambulansları geri çeviriyor.
You're out of here as fast as a decent offer comes around you figure you can do better chasing ambulances.
O yüzden bana adalet, yasa, görevinizin kutsallığı martavalını okumayın.
Don't they have ambulances in this sticks?
O kasabada ambülans diye bir şey yok mu?
Ambulances are on their way.
Ambülanslar geliyor. Git!
Well, they didn't teach me how to chase ambulances.
Ambülansların nasıl... takip edileceğini değil tabi ki.
The ambulances are on their way.
Ambulans yolda.
Call for ambulances! Yes, sir!
Ambulans çağırın!
That's a very specific scent that's unique largely to ambulances and hospitals.
Kendine has bir kokusu olur ve çoğunlukla ambulans ve hastanelerde bulunur.
you think my only interest in life... is to chase ambulances with this rig?
Hayatta ilgimi çeken tek şeyin bu araçla ambulans kovalamak olduğunu mu sanıyorsunuz?
We drive your ambulances.
Ambulanslarınızı sürüyoruz.
This is why idiots need to stop for ambulances.
Gerzeklerden, ambulanslara bu yüzden yol vermelerini istiyoruz işte.
Two ambulances are coming.
İki ambulans daha geliyor.
Citizen Patey? We've discussed this, there's work with the ambulances.
Biz Fransızların "güçlü" bir Fransa inşa etmek adına bu kadar alçalacağı hiç aklıma gelmezdi.
We'll need more ambulances.
Daha fazla ambulansa ihtiyacımız var.
The unemployed must go to the ambulances to look after the wounded.
Bugünkü okumanın başlığı şu :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]