An angel translate Turkish
3,406 parallel translation
He was staring at something beside me, as if he could see someone beside me, you know, the way the mediums do when they say they can see an angel or- - or a dead relative next to you.
Yanımdaki bir şeye bakıyordu. Sanki yanımda birisini görüyormuş gibi... Bilirsin, medyumların yaptığı gibi.
Ned plays like an angel.
Ned bir melek gibi çalar.
I said :'Your eyes are an angel in heaven'.
Gözlerin cennetteki melek, dedim.
This child is an angel.
Bu çocuk tam bir melek.
Yeah, he's got the voice of an angel.
Evet, onda bir meleğin sesi var
- Hello, are you an angel?
- Merhaba! Yoksa sen melek misin?
I love my profession, I adore my family and both of you know what an angel Marianne is.
Mesleğimi seviyorum, aileme tapıyorum.. .. ve ikiniz Marianne'nin nasıl bir melek olduğunu gördünüz.
I am an angel, sent by God, to make you pure.
Ben tanrının insanları saflaştırmak için gönderdiği bir meleğim.
The producers want an angel,
Yapımcılar melek istiyor.
Wait... Is that an angel?
Bekle, o bir melek mi?
Kitty is of the heavens, an angel.
Kitty cennete ait, o bir melek.
Thanks, but I just want to die tonight because you know in my eyes there's an angel, an angel who can fly no more, who can fly no more...
Teşekkürler fakat bu gece ölmek istiyorum çünkü gözlerimin içinde bir melek var, biliyorsun artık uçamayan bir melek, artık uçamayan,...
An angel promised me we would.
Bir melek evleneceğimize dair söz verdi.
I think he was an angel.
Bence melekti.
She's an angel.
Kızın melek gibi.
There's a young man hid with me in comparison with which I am an angel, and he has a secret way of getting at a boy, and at his heart, and at his liver, so that they may be roasted and ate.
İçimde beni melek gibi gösterecek genç bir adam saklı. Çocukları yakalayıp kızartmak için kalplerini ve ciğerlerini söken bir adam.
You can add the salad to that table, and be an angel and drop that off, too.
Salatayı o masaya koyabilirsin ayrıca iyi bir kız olup, bunu da oraya bırakıver.
She was an angel.
o bir melekti.
She's an angel. Aren't ya, honey?
Değil mi tatlım?
She's an angel who spits.
Tüküren bir melek. Dur.
An angel flying past.
Geçmişe uçan bir melek.
Fucking voice of an angel. - Church.
Melekler gibi sesi var.
An angel face...
Bir meleğin yüzüne, bir kedinin gözlerine sahipti...
Nathan Williams, good student, good kid, maybe not an angel, but from what I hear, everybody loved him and the VP called hisdeat.
Nathan Williams, iyi bir öğrenci, iyi çocuk, melek değil ama herkes onu severmiş, ve Müdür Yardımcısı onun ölümüne çok üzülmüş.
Abraham ties the young little boy to an altar, draws his knife to slaughter the child. Then an angel appears and says, " Just kidding, Abe.
İbrahim, küçük oğlunu bir sunağa bağlar çocuğunu boğazlamak için bıçağını çeker ve bir melek beliriverir " Sadece şakaydı, Abe.
So pure, like an angel.
Melek gibi, çok saf.
I used to have an angel card for lies, and if I didn't want to tell somebody something, I would just kind of- -
Yalan söylemek için melek kartlarım var, .. birine bir şey söylemek istemezsem, .. sadece onlardan birini...
How does an isolated tribesman in Ecuador know the difference between an alien, an angel, and a ghost?
Ekvador'daki medeniyetten ayrık bir yerli Nasıl bilebilir farkı arasındaki, Bir uzaylının melekle ya da hayaletle?
B., that nurse wasn't an angel.
B., o hemşire bir melek değildi.
She was like an angel.
... melekler gibi görünüyordu.
Ah, an angel brought it to ah, an angel brought it to us.
- Bütün bunlar da nereden geldi? - Bir melek getirdi.
He has the voice of an angel.
Onda bir meleğin sesi var.
We have an angel amongst us.
Aramızda bir melek var.
You mean see if you can't turn harmless little Cass out there into an angel-sized weapon?
Zararsız Cass'i bir melek silahına çevirebilecek misin ona bakacaksın.
You're an Angel.
Sen bir meleksin.
Being an angel - - it sounds pleasant.
Melek olmak hoş bir şey.
I heard a ping that pierced me, and, well, you wouldn't have heard it unless you were an Angel at the time.
Bir ses duymaya başladım. Eğer önceden melek değilseniz siz duymamışsınızdır.
He's an Angel.
O bir melektir.
An angel brought the Leviathan back into this world, and - - and they begged him.
Leviathanları dünyaya bir melek getirdi ve onlar yalvardılar.
- - a solid... Unless, of course, you have an angel up your sleeve.
Tabi size bunu verecek bir meleğiniz yoksa.
I find out you've been lying to me, harboring an angel, and not just any angel - - the one angel I most want to crush between my teeth.
Bana yalan söylediğinizi görüyorum. Bir melek saklıyorsunuz ve sıradan bir melek değil en çok öldürmeyi istediğim meleği.
You sing like an angel.
Bir melek gibi şarkı söylüyorsun.
It's an installation. It's called Force of an Angel.
O bir klozet. "Meleğin Gücü" diyorlar.
All right, all right, it's an angel in a car...
- Arabanın içindeki bir melek...
You can become an HBN angel by showing your support here today.
Bugün burada destek gören... HBN meleği olabilirsin.
- And finally, Angel Tomlin, the serious actress... the artist... with the single-minded goal to win an Oscar before she turns 30.
Ve nihayet, Angel Tomlin... Ciddi bir aktris. 30 yaşını doldurmadan önce, Oscar'ı kazanabilmek için sessiz ve yalnız ilerleyen bir artist.
* you are my special angel * sent from up above * the lord smiled down on me * and sent an angel to love * to love * you are my special angel ( laughs ) whoo!
Vay canına!
like an angel or a vampire, whilst they sleep Ist's very strong.
Bir melek veya vampir gibi, herkes uyurken.
So you're an avenging angel now.
Demek şimdi intikam meleğisin.
The only way to kill Leviathan is with the three bloods of the fallen - - fallen angel blood. You got to bleed an Alpha - - and blood from the ruler of fallen humanity.
Leviathan'ı öldürmenin tek yolu üç düşmüşün kanı, düşmüş bir meleğin kanı bir Alpha'nın kanını ve düşmüş insanlığa hükmeden kişinin kanına ihtiyacınız var.
I admit, I messed up by not telling you Angel was an original member of the first Mystery Incorporated.
İtiraf ediyorum, Angel'ın ilk gerçek Mystery Incorporated üyesi olduğunu size söylemeyerek, olayı batırdım.