An anti translate Turkish
901 parallel translation
[Emperor] An anti-field.
Bir anti-alan.
I'd forgotten that nowadays most rental cars come with an anti-theft GPS service.
Bugünlerde, çoğu arabada, hırsızlığa karşı GPS cihazı olduğunu unuttum.
[Joe] Ivan's trapped inside an anti-field.
Ivan bir anti-alana hapsedildi.
You may be an anti-Nazi, you may not be.
Nazi karşıtı olabilirsiniz de olmayabilirsiniz de.
I am an anti-fascist.
Ben bir anti-faşistim.
It projects an antitank rocket.
Anti-tank mermisi atïyor.
The people that'd never go to an anti-Semitic meeting or send a dime to Gerald LK Smith.
İnsanlar asla anti-semitik toplantılara gitmesin ve Gerald LK Smith'e 10 sent bile göndermesin.
- You do think I'm an anti-Semite.
Anti-semitik olduğumu düşünüyorsun.
I want him to get out an anti-panic statement.
Ortalığı yatıştıracak bir açıklama yapmasını istiyorum.
No, more like an anti-cancer, causing a diminution of all the organs.
Daha çok uzuvların küçülmesine sebep olan bir anti-kanser gibi.
- An anti-fog spotlight
- Bizim tıftıf için sis farı.
Have we an anti-Satan missile?
Şeytana karşı bir silahımız var mı?
'If some form of life does exist outside this city,'they must have discovered an anti-radiation drug.'
Eğer bu şehrin dışında bir yaşam formu yoksa bir anti-radyasyon ilacı keşfetmiş olmalılar.
Member of an anti-Nazi resistance movement.
Anti-Nazi direnişçi hareketinin üyesi
Don't you have an anti-criminal, eye-pattern master file in your Batcave?
Batmağarası'nda anti suç retina dosyanız yok mu?
This is the mass of an antilambda particle.
Bu anti "L" nin tanecik kütlesi.
One regular company, a reserve company, 600 volunteers, 200 Hitler Youth, an anti-aircraft unit.
Bir muntazam bölük, bir yedek bölüğü, 600 gönüllü.. Hitler Gençliği'nden 200 adam, bir uçaksavar birimi.
I belong to an anti-communist group.
Anti-komünist bir gruba dahilim.
Mr. President.. We were unable to restore our transmission in time to use an Anti-missile missile.
Sayın Başkan füzesavar füzeyi fırlatmak için gerekli bağlantıyı zamanında kuramadık.
Clerici is a Fascist, I'm an Anti-Fascist.
Clerici faşist. Ben de antifaşistim.
Definitely an anti-social type.
Kesinlikle anti sosyal bir tip.
Your father was famous here as an anti-Fascist.
Faşist karşıtı biri olarak baban burada çok meşhurdu.
Soon they'll be opening an Anti-Mafia squad in Milan too.
Çok yakında Milano'da da mafya için özel ekip kurarlar.
- An anti-shark cage. - Anti-shark cage?
- Köpekbalığına karşı kafes.
And uses any reasonable men as an anti-viral function.
Erkekleri silah olarak kullanan... bu düzene bir son verelim.
No, no, not an anti-nicotine campaign.
Hayır! Hayır!
I'm working with an anti-Castro group.
Castro karşıtı bir grupla birlikte çalışıyorum.
This is an anti-Scorpion bite kit. [Knocking] Colonel.
Bu anti-akrep koruma kiti. albay
An anti-banana disguise.
Anti-muz kıyafeti.
[Sam Sighs] We're looking at a radio-controlled device... and an anti-motion device.
Radyo kontrollü bir cihaz var... bir de anti-hareket cihazı.
A fashion show or an anti-aesthetic march?
Bir defile mi yoksa anti-estetikler yürüyüşü mü?
Don't worry Mimi, I'm going to write an anti-war treatise in the castle.
Merak etme Mimi, Ben savaş karşıtı tezler yazmak için kaleye gidiyorum.
There was even an Anti-Manchurian League who wanted to assassinate me
Hali hazırda bile beni öldürmek isteyen bir anti Mançuryan birliği vardı
Now, every particle has an anti-particle.
Şimdi, her taneciğin bir anti taneciği vardır.
It looks like the damage caused by an anti-matter explosion.
Karşımadde patlamasının yarattığı bir hasara benziyor.
It's to start an anti-nuclear drive to end the use of nuclear energy.
Nükleer enerji kullanımını sona erdirmek için nükleer karşıtı hareketi başlatmalıyız.
He's a racist and an anti-Semite and a prick.
Irkçı, Yahudi düşmanı, puştun teki.
Woolton and Urquhart in an anti-Samuels pact?
Woolton ve Urquhart, Samuels'a karşı.
An anti-depressant.
Bir anti-depresan.
I'm - I'm an anti-Semite?
Bu beni anti-semitist mi yapar?
A journalist in Switzerland met with a German scientist who stated that your project would be an incredible breakthrough in anti-Godzilla operations in Japan when completed.
Gerçek bu. İsviçre'de bir gazeteci, projeniz tamamlandığında, Japonya'daki anti-Godzilla operasyonlarında inanılmaz bir ilerleme olacağını belirten bir Alman bilim adamıyla buluştu.
Claude, you said we were going to get a genuine piece of artillery, an anti-tank gun on caterpillar wheels. Wait a minute.
Dur biraz.
Our anti-terrorist group was financed by an ex-parliamentarian who had been pro-Vichy.
Anti-terörist gurubumuz eski bir parlementer tarafından finanse ediliyordu.
'Perhaps, if there had been anti-crime centers of the type you now propose when my own parents were murdered by dastardly criminals..
Belki de şu an üzerinde çalışmış olduğunuz gibi anti suç merkezleri olsaydı ailem alçak suçlularca öldürüldüğünde...
We need an AFSD - Anti-Female-Spy Device.
Bir ADCA - na ihtiyacımız var Anti-Dişi-Casus-Aracı.
an action of anti-imperialist unity.
Anti-emperyalist birliğin eylemidir.
Don't forget that my entire youth took place in an atmosphere which was ripe in violent anti-Semitism.
Komünistlerden taraf olamazdık bu yüzden diğer devrimci partiyi seçmek zorunda kaldık ki bu da faşizmden başka bir şey değildi.
Boycotted by good society and the Jewish community who considered him a traitor for being an atheist and being a member of anti-religious organisations it was hard for him to find a job.
Ateist olduğu için halkın dindar kesimi ve Yahudi cemaati kendisini vatan haini olarak görüp boykot ettiğinden ve din karşıtı organizasyonlara üye olduğundan ona iş bulmak epey zordu.
His co-defendants... must adopt, each in his or her own way... an "anti-legalistic" defense... in order to join Bobby in his rebellion.
Sanığın arkadaşları, isyanında Bobby'ye katılmak için her biri kendi bildiği şekilde ya da kendince kanun karşıtı bir yol benimsemeli.
I've had reports that anti-government elements are using this "Akira" madness of yours as an excuse to whip up their terrorist fervor!
Şu hükümet karşıtı unsurların, sizin bu "Akira" çılgınlığınızı, terorist coşkularını tahrik eden bir bahane olarak kullandıklarına dair raporlarım var.
The Goldenbaum system was an example of a democratically constructed political system... that caused the most anti-democratic administration.
- Boris Konev 405 ) } Bu bir Phezzan ticari gemisidir. bir grup hacıdan başka kimse bulunmuyor. kadın ve çocuklardan oluşuyor.
anti 446
antique 25
antiques 35
antidote 18
antidepressants 21
antibiotics 64
an angel 87
an animal 76
an answer 21
antique 25
antiques 35
antidote 18
antidepressants 21
antibiotics 64
an angel 87
an animal 76
an answer 21