And whatever you do translate Turkish
1,620 parallel translation
And whatever you do, don't tell Dr. Dave I told you the infamous poo story.
Yüz kızartıcı bok öyküsünü anlattığımı sakın Dr. Dave'e anlatmayın.
And whatever you do, don't drink and drive.
Ayrıca ne yaparsanız yapın ama alkollüyken araba kullanmayın.
And whatever you do, don't be in town after midnight, - because ever since...
Ne yaparsanız yapın gece yarısından sonra kasabada bulunmayın çünkü...
And whatever you do, do not let go.
Sakın ama sakın, bırakmayın.
And whatever you do, don't let them know I'm out of the office.
Ve ne yaparsan yap, asla ofisin dışında olduğumu öğrenmelerine izin verme.
If what happened here, what you said happened here today, verifies and checks out, then I will promise that I will do whatever I can, all right?
Eğer burada olan şeyler, olduğunu söylediğiniz şeyler gerçekse ve bu onaylanırsa, elimden geleni yapacağım tamam mı?
Whatever the problem is, all you gotta do... is just grab your ass with both hands... and never let go.
Sorun her neyse tek yapmanız gereken kıçınızı her iki elinizle tutup gitmesine izin vermemektir.
Just look into your heart and do whatever the hell makes you happy.
Kalbinize bakın ve sizi mutlu eden neyse onu yapın.
Please, just go ahead and do whatever it is you're gonna do so I might get to work.
Lü-ütfen. Ne yapacaksan yap da ben de işimin başına döneyim.
But whatever happens between your father and I has nothing to do with you.
Ama babanla aramızda ne olursa olsun, bunun seninle bir alâkası yok.
Whatever you do, nothing's ever gonna be more important to me than putting you and your friends down.
Ne yaparsan yap, hiçbir şey benim için seni ve arkadaşlarını yakalamak kadar önemli olamaz.
Because I don't do fat and I don't do whatever the hell it was in there when you were throwing up, all right, each night I come home.
Çünkü ne şişman biriyle ne de içeride kusarken yaptığın şeylerle uğraşamam. Eve geldiğimde bunlarla karşılaşamam, tamam mı?
Sort things out, shuffle them together, do whatever the hell it is you need to do to try and save this marriage, okay?
İşleri yoluna koy. Her şeyi karıştır. Bu evliliği kurtarmak için her ne halt gerekiyorsa yap tamam mı?
And, you know, not always, but sometimes, you gotta do like the kids say, and just say, "Whatever."
Hem her zaman değil ama bazen çocukların dediği gibi "Umurumda değil" demelisin.
And you, of all people, should know that whatever I do, I do so that I can fly.
Sen ve diğer insanlar bilmelisiniz ki ne yaptıysam uçabileyim diye yaptım.
Well, whatever you do, Corky, no matter what's going on just be honest with them and tell them the truth, okay?
Ne yaparsan yap, Corky, ne olursa olsun sadece dürüst ol ve onlara doğruyu söyle, olur mu?
Just tell her, tell her, Ian, and I will do whatever you say.
Tamam, iyi söyle ona. Söyleyiver ona işte Ian. Sonra her dediğini yaparım.
You do your job, and this bribe goes through, ask her whatever the hell you want.
İşini yap, şu rüşvet işi olsun, sonra ne istiyorsan sorabilirsin.
If you want justice, you got to fight and claw and, and do whatever you have to... to get it.
Adalet istiyorsan, onun için dişinle tırnağınla savaşmalı ve onu kazanmak için ne yapman gerekiyorsa yapmalısın.
Unless you do that, and then, whatever.
Sen de yapıyorsan bilemem tabii.
Candace, I know you're mad, and you have every right to do whatever you want to me.
Candace, kızgın olduğunu biliyorum ve bana istediğin her şeyi yapmaya hakkın var.
- Because I like you Columbus, but my sister and I are gonna do whatever it takes to survive, so...
Senden hoşlanıyorum Columbus ama kardeşim ve ben hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapacağız.
You can take your car and do whatever you want.
Arabayı alıp dilediğini yapabilirsin.
As you can see, we have some specifically designed space suits. ... and then do whatever you'd like...
Gördüğünüz gibi, özel olarak tasarlanan uzak kıyafetlerimiz var ve sonra ne isterseniz...
You know those clean-cut, churchgoing young men, who are model kids, and good to their neighbors and quote the Bible, and never do a wrong thing, and then one day, for whatever reason, they grab a rifle, go to a tower and pick off everyone in town?
Düzenli olarak kiliseye giden, yaptıklarıyla örnek olan komşularıyla iyi geçinen, incilden alıntılar yapan ve hayatlarında hiç yanlış bir şey yapmayan o genç insanları bilirsiniz. Ama sonra bir gün herhangi bir nedenle ellerine bir tüfek alıp, bir kuleye çıkıp kasabadakileri bir bir vururlar.
So... It's easy. You just track down the ex-boyfriend, you tune in, or whatever you do, and you find out why he killed her.
Aslında bu kolay, eski erkek arkadaşın izini sür ne yapıyorsan, kendini ona ayarla ve onu neden öldürdüğünü öğren.
And I'll do whatever it takes to fix this, to make us work again your studies, you and Kyle, I mean you name it, I'll do it.
Aramızdaki sorunu gidermek için ne gerekiyorsa yapacağım eğitimin, sen ve Kyle, yani ne istediğini söyle, onu yapacağım.
And it gives you permission do whatever you want them?
Bu da sana istediğini yapma izni veriyor.
I'm begging you here. You d-do whatever you want with me... But my wife and daughter, they're just -
Bana istediğini yap ama karım ve kızın bunun bir parçası değil.
Dude, all you got to do is tell her he's coming to be the new pool guy or whatever, and see what happens.
Ya abi, karına sadece onu yeni havuz temizleyiciniz olarak işe aldığını falan söyle ve bak neler olacak. Ciddi diyorum.
People like me We get whatever we want do whatever we want And losers like you
Benim gibiler ne isterse elde eden, ne isterse onu yapan ve senin gibi ezikler sürünen, dilenen ve ben ne dersem onu yapan...
Look, we're sorry for causing you inconvenience and whatnot... but my grateful wife and I are happy to do or be whatever you say. - Right, baby?
Bakın, zahmet falan verdiğimiz için üzgünüz, ama benim minnettar eşim ve ben, dediklerinizi yapmaktan mutluluk duyacağız.
So you just go along with whatever I say to just shut me up, and { \ then you go } you do whatever you want, no matter how much it's gonna hurt him.
Yani beni susturmak için hiçbir şey söylemiyorsun ve sonra Oliver'ı ne kadar incitirse incitsin gidip istediğini yapıyorsun.
Anyway, you need to know that you mean everything to me and I'll do whatever it takes to make this work. - You really mean that?
Neyse, bilmelisin ki, sen benim için her şey demeksin ve ne pahasına olursa olsun bunun gerçekleşmesi için her şeyi yapacağım.
And I know that you'll do that for Tommy, too, whatever happens.
Ve her ne olursa olsun, bunu Tommy için de yapacaksınız.
The good news is, if they just almost kill you, then Dr. Idiot will realize that his name is not a coincidence, and he'll let me do whatever I want.
İyi haberse, eğer ölümüne ramak kalırsa Dr. Gerzek, isminin tesadüfi olmadığını fark eder ve ne istiyorsam onu yapmama müsaade eder.
Well, you do whatever you were gonna do, and I'll just prove whatever I gotta prove.
Sen yapman gerekeni yap, ben kanıtlamam gerekeni kanıtlarım.
And you could do whatever you want with the allowance.
Ve sen de harçlığınla istediğini yapabilirdin.
And if you'll give me another chance, I'll do whatever it takes to have you back in my life, because you're the best part of me, millicent.
Bana başka bir şans daha verirsen,... seni geri kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım, çünkü sen benim en mükemmel yanımdın, Millicent.
You spend half your life in that subway scoring and shooting up, or whatever it is you do down there.
Hayatının yarısını o alt geçitte geçirip, içip, ateş edip, her ne yapıyorsanız onları yapıyorsun.
[Off] Kissing, touching and do whatever you want.
Öpüşürsünüz, dokunursunuz, ne isterseniz yaparsınız.
And then I'll go back and crash at the hotel and you can do whatever the hell you want to.
Sonra otele geri gidip uyuyacağım ve sen de istediğin şeyi yapabilirsin.
Because you're just gonna say whatever you think I need to hear and then you're gonna do whatever you want anyway.
Çünkü sırf duymak istediklerimi söyleyeceksin sonra da kafana göre işler yapmaya devam edeceksin.
Look... do your bird, you get out of here, and then you can be whatever you decide to be.
Bak. Cezanı çek, buradan çık. Sonra istediğini yapabilirsin.
A few nails in the right places on a car door blocks the lever bar, making it impossible to open, and leaving you free to do pretty much whatever you want.
Bir araba kapısının doğru yerlerine birkaç çivi çakarsanız, Açılmasını imkansız kılabilirsiniz,.. bu, size yapacaklarınız için yeterince zaman verir.
- Whatever they're gonna do to the humans, it's nothing compared to what they'll do to traitors like me and you.
- İnsanlara ne yaparlarsa yapsınlar, sen ve benim gibi hainlere yaptıklarıyla kıyaslanınca hiç kalır.
You will go south and do whatever is necessary to bring back what was stolen.
Güneye gidip çalınan beratı geri getirmek için Ne gerekiyorsa yapacaksın.
You are an employee, and you do whatever duty is given to you and keep on living your daily life.
Sen bir çalışansın ve sana verilen görevi yerine getirir gündelik hayatına devam edersin.
The company thought it would be too risky to let people do whatever the hell they wanted. So they have expressed your individuality for you... in four exciting and inoffensive themes -
Şirket de, çalışanlara canlarının istediği gibi dekore etme izni vermenin tehlikeli olacağını düşünüp kişiliklerinizi dört heyecan verici ve zararsız tema ile sizin yerinize ifade etti.
You do whatever you want and it doesn't matter who gets hurt.
Ne istersen onu yapıyorsun, ve kimin canı yandığı umurunda bile değil.
you as you were when you came here only without memories, which you will get back when your contract is up and you leave here and go and do whatever you want.
Kendin yaptım. Anılarının olmaması dışında, buraya ilk geldiğin gibisin. Ki sözleşmen bittiği zaman anılarını geri alacaksın ve buradan çıkıp istediğin yere gidip istediğini yapacaksın.
and whatever happens 34
and whatever it is 26
and whatever 18
whatever you do 548
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you don't understand me 29
you don't have to worry 197
and whatever it is 26
and whatever 18
whatever you do 548
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you don't understand me 29
you don't have to worry 197
you don't understand 2732
you don't have to 1176
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't have to be sorry 41
you don't trust me 261
you don't have to 1176
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't have to be sorry 41
you don't trust me 261