English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Angler

Angler translate Turkish

57 parallel translation
You're an angler?
Balık tutar mısınız?
I should say Mr. Chandler is quite an angler.
Bay Chandler bana göre de avlamada çok usta.
I know the angler.
Bense içindeki balıkçıyı.
I'm Evans from the Angler Supply Company.
Ben Balıkçılık Malzemeleri Şirketi'nden Evans.
I was never cut out to be an angler.
Balıkçılık bana göre değil.
Why, not one angler in 50... can master the underhand stroke.
Çok az balıkçı... bu atış tarzını becerebilir.
I know a first-class angler when I see one.
Birinci sınıf bir balıkçıyı ilk bakışta tanırım.
Each angler's entitled to one rod.
Her balıkçı belirlenen tipte olta kullanabilir.
The angler will attach some bait at the end of the rod.
Üzerinde sadece bir kanca ve naylon misinası olacaktır.!
For hours an angler casts his line. Why aren't the fish biting?
Balıkçı saatlerce olta sallar ama neden hiç balık vurmaz?
The angler fish.
Karşınızda fener balığı.
# There was a gentle angler #
# KİBAR BİR ALICI VARDI #
You must be an angler.
Balıkçı olmalısın.
Table 15 : three tureens, one rucola salad, one angler and two lambs.
Masa 15 : Üç güveç, bir roka salatası bir fenerbalığı, iki kuzu.
It was you who prepared the angler, wasn't it?
Fenerbalığını sen hazırladın değil mi?
This monster, half a metre across, is a hairy angler.
Yarim metre ilerideki bu canavar bir fener baligi.
A deep sea angler fish flashes in the darkness.
Derin denizlerdeki yilan baliklari karanlikta parlarlar.
This monster, half a metre across, is a Hairy Angler.
Yarım metre ilerideki bu canavar bir fener balığı.
A deep sea angler fish flashes in the darkness.
Derin denizlerdeki yılan balıkları karanlıkta parlarlar.
An Angler put a hook on the end of a stick to drop behind store windows and doors.
Oltacı, sopanın ucuna bir kanca takar ve dükkanların arkalarından, camlarından veya kapılarından sarkıtır.
For deep water fishing, an angler –
Derin suda balık avlamak için, bir "oltacının"... "Oltacı" ne?
- What's an angler?
- O sen oluyorsun.
Oh, hey, is that the Angler contract you got there?
Oh, hey, o elindeki Angler anlaşması mı?
Let's go eat steamed Angler for dinner.
Buharda balık yemeğe gidelim.
Once its lines are set, the glow worm hangs from a mucus hammock and waits, like a patient angler.
İpleri hazır olduğunda ateş böceği mukustan bir hamağın ucuna asılır ve sabırlı bir balıkçı gibi bekler.
Get that fucking angler fulminating, tangling his fucking tackle - and the fucking like.
O adi para babası kudursun, sinirden eli ayağına dolaşsın.
Angler... to trap the big fish.
Yem... Büyük balığı tutmak için.
How about for otherfishes... - No need for angler,
Nasıl diğer balıklar gibi düşündüm...
Angler, net, fishing, they are all mass effects.
Yem, Ağ, Balık Hepsi benim planım.
You're a fellow angler!
Demek sen de oltacısın.
A tip of the angler's cap, my friend.
Oltacılığın zirvesine varmışsın arkadaşım.
Like the angler fish we studied in biology.
Biyoloji dersinde gördüğümüz fenerbalığı gibisin.
Izaak Walton's The Compleat Angler... was my father's Bible.
Izaak Walton'un Balıkçılığın Özü kitabı babamın İncil'iydi.
"No life, good scholar... " no life so happy and so pleasant... " as the life of a well-governed angler.
Hiçbir hayat, yeğen hiçbir hayat iyi bir balıkçının hayatından daha mutlu veya daha mesut değildir.
A large spicy fish stew and steamed spicy angler fish...
Bir tane büyük baharatlı balık güveç ve baharatlı fener balığı buğulama...
It was used to store motorbikes. Fricking angler. Fucking hell.
Motorsiklet için kullanıldı.
Cheon Su Ro's meeting with someone disguised as an angler.
Cheon Su Ro Balıkçı'yla buluşuyor.
It was an old book by Izaak Walton called "the complete angler."
Izaak Walton tarafından yazılmış eski bir kitaptı. Adı "Usta Oltacı" idi.
So oral sex became, in the eye of the angler, your... Your Finnish weapon.
Yani oral seks oltacının tabiriyle senin bitirme silahın hâline geldi.
If you're an angler, you toss in something they like and you start to see stuff moving down there.
Bir fener balığıysan hoşlarına gidecek bir şey atar ve aşağılarda bir şeylerin kıpırdamaya başladığını görürsün.
Ted, are you an angler?
Ted, sen de balık tutuyor musun?
He meets most of the women on smartphone applications like Tinder and Angler.
Kadınların çoğuyla Tinder ve Angler gibi telefon uygulamalarından tanışıyormuş.
I ran the names from the files you discovered against women who use the angler application.
Senin bulduğun dosyalardak isimleri Angler uygulamasını kullanan kadınlar arasında tarattım.
I've taken the liberty of creating profiles for all of you on angler.
Hepinize sizler adına Angler'da birer profil oluşturdum.
I know your Angler profile says you're an officer, but... you seem more like a detective to me.
Angler profilinde bir memur olduğun yazılı biliyorum ama... Sen bana daha çok bir dedektif gibi geldin.
Check Angler.
Angler'a bak. Belki bir eşleşme bulursun.
Number one.
- Bir, mutluluğu bir seçim haline getirin. - Angler.
You're an angler, all right.
Öyleyse tam bir balıkçı olmalısınız.
For deep water fishing, an angler – me, again – can choose a wire line using a downrigger or a vertical jig.
Yine ben. Önce misina boyunu sarkıtma veya sürütme takımına göre seçmelidir.
It's an angler's paradise.
Balık tutmayı sevenler için adeta bir cennet.
Keen angler, apparently.
Görünüşe göre balık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]