Answer that translate Turkish
9,269 parallel translation
Can you answer that?
Telefonu açar mısın?
If I don't answer that, someone will start looking for me.
Cevap vermezsem birileri beni aramaya başlar.
Well, if you're asking me what happens after you die, I remind you, I'm one of the least qualified people to answer that. But, for now, let's think of the soul as life energy.
Ölümden sonra ne olduğunu soruyorsan, burada bunu yanıtlayacak en son kişi benim ama şu an için ruhları bir yaşam enerjisi olarak kabul edelim.
Right. Well, I can probably answer that one for you, Deb.
Evet, şey buna cevap verebilirim Deb.
Is somebody gonna answer that call?
Telefona bakmayı düşünen var mı?
You don't have to answer that.
Cevap vermen gerekmiyor.
Sam, you answer that, so help me.
Sam şuna hemen cevap ver.
- Before you answer that, I should probably skip to the part where I already gave it to Lily.
- Cevap vermeden önce muhtemelen çoktan Lily'ye verdiğim kısmı atlamalıyım.
Don't make me answer that.
Bunu bana cevaplattırma.
You want to ask her about facts that she knows, the witness can answer that.
Bildiği gerçekler hakkında soru sorarsanız, tanık cevap verebilir.
Maybe you can answer that for us.
Belki bunu siz cevaplayabilirsiniz.
You're not gonna answer that?
Ona cevap vermeyecek misin?
Well, that's why you're here instead of a holding cell in topeka, So my team can answer that question.
Topeka'da bir hücre yerine burada olmanızın nedeni bu, ekibimin bu soruya cevap arıyor olması.
Sheriff, if... if you want an answer to a question like that, you've got to lock me up in that cell.
Şerif eğer... eğer böyle bir soruya cevap almak istiyorsan... beni o hücreye kilitlemen gerekir.
It means that the most obvious answer is usually right.
Genellikle akla gelen ilk cevabın doğru olduğu anlamına gelir.
I know that it sounds stupid, but you and Mike and everyone pull these rabbits out of your hats all the time, and I just sit outside, and I answer the phones.
Kulaga aptalca geliyor, fakat sen Mike ve herkes sapkanızdan tavsan cıkartıyorsunuz ve ben hep dısarıda oturup telefonları cevaplıyorum.
Uh, you and I dated- - I think you know the answer to that.
Seninle çıkmıştık, bunun cevabını biliyorsun bence.
I will speak with the head Ranger, the Captain that you just met, and we'll go into the files and we'll do our best to give you an answer.
Baş bekçi ile görüşeceğim az önce tanıştığınız Baş komiser ile ve dosyalara bakacağız ve size bir cevap verebilmek için elimizden geleni yapacağız.
The answer is that he couldn't have, Not unless that bullet magically took A hard right turn in midair.
Bunun cevabı vuramaz, tabii kurşuna sihirli bir şekilde sağa doğru falso aldırmadıysa.
Esposito : I may have an answer for that.
Buna cevabım olabilir.
You can answer questions. I have so much that I wanna know!
Soruları cevaplayabilirsin, bilmek istediğim çok şey var!
Would you rather have that answer than the tale I tell? For I've traveled under stars and over seas to bring it to thee.
Sana getirmek için yıldızların altından okyanusların üstünden dolaştığım hikâyeyi dinlemek yerine bu cevabı mı almak istersin?
If you're wondering what I've done to men before now... The answer is none of that stuff.
"Bugüne kadar erkeklere ne yapmadın?" diye sorarsanız işte bunların hiçbirini yapmadım.
♪ That's where I'm gonna go when I die ♪ I got to say, figuring out Captain Holt didn't know the answer was an incredible solve.
Söylemeden edemeyeceğim, Başkomiser Holt'un cevabı bilmediğini çözmek inanılmaz bir çözümdü.
Does that answer all your questions?
Bu bütün sorularınızı cevaplıyor mu?
That's how you answer the phone?
Telefonunu böyle mi açıyorsun?
Is that... are you asking me your name, or is it an answer?
Bana adını mı soruyorsun, yoksa bu bir cevap mıydı?
That's tough to answer.
Bu zor bir soru.
That's your answer for everything.
Ne zaman bir şey olsa cevabın hep bu oluyor.
You're lucky that captain's not here right now to answer your insult!
Kaptan şu an burada olmadığı ve senin aşağılamana karşılık veremediği için şanslısın!
So killing them. Would that be the answer?
Hepsini öldürmenin faydası olur mu mesela?
What the coordinates are for... that is part of the answer to the other question you're all thinking.
- Koordinatların nereye vardığı hepinizin düşündüğü diğer sorunun cevabının bir parçası.
Who the hell is this guy to give you that type of an answer?
Bu adam kim oluyor da, size böyle bir cevap veriyor.
If there is an answer to that, I don't know it.
Eğer bunun bir cevabı varsa, ben bilmiyorum.
You will tell him that he and his men will answer To me, because today I am king.
Ona ve adamlarına bana cevap vereceklerini söyle, çünkü bugün kral benim.
That is a question only Hetty can answer.
Buna sadece Hetty cevap verebilir.
Well, if you can get Hetty to answer that,
Tamam. Kim o?
And that book is not the answer.
O kitap buna bir cevap değil.
And the way that you prove that you're not a fox, when you answer the phone, you say "moshi" twice.
Ve tilki olmadığını kanıtlamak için telefona cevap verirken iki kere "moshi" denir.
That's your answer?
Bu mu yani cevabın?
I'll do that, and you just answer my colleague's questions. Okay?
Ben bunu yaparken siz de meslektaşımın sorularına cevap verin, olur mu?
That could explain why he doesn't answer when you call.
- Hayır. Etmedik. Bu aramalarına neden cevap vermediğini açıklar.
I could give you the easy answer, say I've seen so much bad stuff in this line of work, so many evil things, that they haunt me.
Kolay cevabı seçebilirim. Bu işte o kadar kötü şeyler gördüm ki aklımdan çıkaramıyorum falan filan diyebilirim ama doğru değil.
I must say, I find that rather a surprising answer.
Çok şaşkınlık verici bir cevap olduğunu söylemeliyim.
That is not the answer I want.
– Bu istediğim cevap değil.
Please promise me that you'll answer honestly to my questions.
Lütfen soruma dürüstçe cevap vereceğine söz ver.
If we don't answer, Rowan will think that anyway.
Eğer cevap vermezsek Rowan her ihtimali düşünür.
Can I assume, because we're not monsters, that the answer is yes?
Cevabınız evetse bizlerin birer canavar olmadığını varsayıyorum.
- That answer is incorrect.
Bu cevap doğru değil.
- Wait, that's not my answer.
Bu benim cevabım değil. Benim farklı bir cevabım var.
If this town knew who we really are, that we were here to find that egg, we'd have a lot more to answer for.
Kasabadakiler gerçekte kim olduğumuzu, yumurtayı bulmaya geldiğimizi bilse cevap verecek çok daha fazla sorumuz olur.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16