Anyhoo translate Turkish
216 parallel translation
Well, anyhoo, can I have $ 40,000?
Şey, herneyse işte, 40.000 dolar alabilir miyim?
I say it's all one big crapshoot anyhoo.
Bense, Herşey büyük bir şans oyunudur derim.
But anyhoo, back to our present dilemma.
Her neyse, ikilemimize dönelim.
New Year's was three months ago, but here's a present anyhoo.
Yılbaşı 3 ay önceydi, ama yine de alın size hediye.
Anyhoo, Bart, you're gonna have to be punished.
Neyse Bart, cezalandırılacaksın.
- Anyhoo...
- Her neyse...
So, anyhoo, how'd you like to use my beach house, free of charge?
Her neyse, sahildeki evime bedavaya gitmeye ne dersin?
Anyhoo, you just enjoy your vacation.
Neyse, iyi tatiller.
Well, anyhoo-dilly-doodle, the embassy says it's just a routine hostage-taking... but I have to drive to Capital City, fill out some forms to get them out.
Her neyse, elçilik sıradan bir rehin alma olayı olduğunu söylüyor ama benim başkente gidip, onları kurtarmak için bir kaç form doldurmam gerek.
Anyhoo... this guy, he just flips out, you know? Goes completely berserk.
Her neyse, adam çıldırıyor, tamamen kafayı yiyor.
- Anyhoo, this is your last chance.
- Bu sizin son şansınız.
Anyhoo, I want you all to meet your new substitute, Miss Ellen.
Neyse, Yeni vekil öğretmeniniz Bayan Ellen'la tanışmanızı istiyorum.
Say, where is Blueboy anyhoo?
Mavili çocuk nerede?
Well, anyhoo, captain... sir... Mr. claw,
Gadget amca, eğer Mavi Maymun'a gidersen... bahse girerim Claw'ı orada bulacaksın.
Anyhoo...
Her neyse...
Anyhoo, welcome to our test screening, of Mel Gibson's directorial follow-up to Braveheart... a remake of the Jimmy Stewart classic Mr. Smith Goes to Washington.
Neyse. "Cesur Yürek" in yönetmenliğini yapan Mel Gibson'un, Jimmy Stewart klasiği "Bay Smith Washington'da" filminin yeni versiyonun önizlemesine hepiniz hoş geldiniz.
Anyhoo, we came out of Wal-Mart, when suddenly, 1 00 spaceships -
Neyse, tam Wal-Mart'tan çıkmıştık ki birden 100 tane uzay gemisi ortaya çıksın.
Anyhoo, I'm coming to the Grand Apple for a few days...
Her neyse, görkem abidesi bir kaç gün sonra geliyor...
Anyhoo, now that I'm your king again -
Her neyse, tekrar sizin kralınız oldum -
"Anyhoo," he's looking for a new parts supplier.
Kendilerine bir ortak aradıklarını duydum.
A wonderful woman. Anyhoo, I'll be back with a complete forecast a little later.
Neyse, az sonra tam hava tahminleriyle sizlerleyim.
Anyhoo, all right, uh, so I'm gonna go crash on the couch now.
Sen ne yapman gerekiyorsa onu yap.
Anyhoo, the key to fathering is don't overthink, because overthinking is, um -
Her neyse, baba olmanın anahtarı, çok düşünmemektir, çünkü çok düşünmek, ee -
Anyhoo, I think your fear of death is causing your insomnia... which is provoking your erratic behavior.
Her neyse, bence uykusuzluğunuza ölüm korkunuz neden oluyor. Bu da dengesiz davranışlarınızı ateşliyor.
[Groans] Anyhoo -
Her neyse.
Anyhoo, the whole nightmare's really made us sleepy.
Her neyse, bütün bu olanlar uykumuzu getirdi.
- Anyhoo...
- Neyse...
Anyhoo, Grandpappy and me were headed- Irv?
Neyse, büyükbabam ve ben Teksas'a gidiyorduk. - Irv?
Anyhoo, the perennial dictum is to spread goodwill towards all men.
Gelgelelim, ebedi hüküm tüm insanlar arasına iyi niyet tohumları yaydı.
- Anyhoo, you know what I'm talkin about, right?
- Neyse, ne dediğimi anladın, değil mi?
Anyhoo, tell Mr. Wolf that Duncan lives at 867 North Maple Drive.
Neyse, Bay Wolf'a söyle... Duncan, Kuzey Maple Sokağı, 867 numarada oturuyor.
Anyhoo, this is my new agent, Burke Bennett.
Neyse, bu yeni menajerim, Burke Bennett.
Anyhoo, the insects swarm to... freshwater where fertilized eggs are then deposited on the underside of lotus leaves and hatch into larvae.
Her neyse, böcekler bir tatlı su kaynağına gidip... döllenmiş yumurtalarını nilüfer yapraklarının altına bırakırlar. Yumurtalardan larvalar çıkar.
Anyhoo, what can I do for you?
Sizin için ne yapabilirim?
- Anyhoo, point being, they said it was easy to confuse cellulitis with Chompers.
- Her neyse, demek istediğim, selülitle Chompers'ı karıştırmak çok kolaymış.
Anyhoo- -
Her neyse...
"Anyhoo," the boy's sexual organ -
"Her neyse," erkeğin cinsel organı -
Anyhoo!
Her neyse!
Anyhoo. All right.
Neyse...
Anyhoo, apologies and I'm gonna go.
Özür dilerim. Ben artık gideyim.
Anyhoo, what yummy, fun plans... does everyone have for this summer?
Her neyse, bu yaz için... herkesin ne tatlı planları var bakalım?
- Right. Anyhoo, what can I do you for?
Neyse, senin ne yapabilirim için?
"Anyhoo," we have very little time... before this, uh, 4 : 00 pounding you promised me.
Her neyse, dediğin gibi saat dörtte beni dövmeden önce biraz vaktimiz var.
"Anyhoo," what are we doing here? What's the plan?
Neyse, ne yapıyoruz, plan nedir?
Anyhoo, he likes to sing when he gets up in the morning, and the weird thing is, Johnny, he actually captures the mood of the room.
Sabahları kalktığında şarkı söylemekten hoşlanıyor, ve garip olan ne biliyor musun, Johnny, şarkıyı odanın ruh haline göre seçiyor.
Anyhoo, I'm thinking that probably you shouldn't come.
Her neyse. Senin gelmemen gerektiğini düşünüyorum.
Anyhoo, what do you think your dad is doing right now?
Her neyse, sence baban şu anda ne yapıyordur?
Anyhoo, if there's one thing I know, it's how to win back a furious woman.
Herneyse, eğer bildiğim tek birşey varsa, oda şiddetli bir kadını nasıl geri kazanmaktır.
Anyhoo, I'll bet this is all a pretty big surprise, huh?
Yine de, bahse girerim büyük bir sürpriz oldu, değil mi?
[All Chewing Loudly] So anyhoo, last night we're playin'poker, right?
Her neyse, geçen gece poker oynuyorduk.
"Anyhoo..."
Her neyse.