English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Appreciate that

Appreciate that translate Turkish

5,289 parallel translation
I appreciate that.
Teşekkür ederim.
He'd appreciate that we're still doing it at his funeral.
Cenazesinde de bunlara devam ediyor olduğumuzu görse sevinirdi.
Well, I appreciate that.
Peki, teşekkür ederim.
I'd appreciate that.
Çok memnun olurum.
And I appreciate that.
Minnettarım.
Man, did I appreciate that.
Buna mı minnettarım?
We'll do that. I appreciate that.
İyi olur, teşekkürler.
Well, thank you, I appreciate that.
- Teşekkür ederim, sağ ol.
Actually, I'd appreciate that.
- Gerçekten memnun olurum.
I appreciate that, but I'm not rattled.
İltifatın için minnettarım ancak tedirgin durumda değilim.
Well, I appreciate that.
Çok teşekkür ederim.
I appreciate that you're lonely and frustrated and... maybe too smart to be here.
Yalnız, bıkkın ve belki de burada olmak için fazla zeki oluşunu anlayışla karşılıyorum.
- I appreciate that.
Memnun olurum.
Now, I appreciate that your agent is in danger, but I would think that you would agree it's worth the risk.
Şimdi, ajanınızı tehlikeye attığınız için minnettarım ama sanırım sizde bu riske girmeye değeceğini düşünürdünüz.
And I appreciate that, but it doesn't matter.
Buna memnun oldum ama bu önemsiz.
I appreciate that.
Çok teşekkür ederim.
I'd appreciate that, Lyle.
Teşekkür ederim Lyle.
Buddy, I-I get that you're worried about me and I-I appreciate that, but I'm not going to die.
Oğlum, hakkımda endişelenmeni anlıyorum ve minnettarım da ama ölmeyeceğim.
I get that you're sorry, and I appreciate that.
Üzgün olduğunu anladım, ve bunu takdir ediyorum.
We appreciate that.
Buna minnettarız.
I appreciate that, Harvey.
Minnettarım Harvey.
I appreciate that.
Takdir ettim bunu.
I appreciate that.
Çok makbule geçti.
No, I appreciate that.
- Teşekkürler ama ben açıyorum.
Not that you'd appreciate that.
Bunu pek takdir etmeyebilirsin.
- I appreciate that.
- Teşekkür ederim.
I APPRECIATE THAT, MAKO AND FELLOW PRISONER MAN, BUT I'VE BEEN TRYING AND TRYING AND TRYING, AND I'VE NEVER BEEN ABLE TO DO IT...
Size minnettarım Mako ve mahkum arkadaş ama sürekli, bıkmadan denememe rağmen azıcık bile olsa bükmeyi başaramadım.
Mrs. Al Fayeed, I appreciate that all of this is a little disorienting.
Bayan Al Fayeed, bunların biraz kafa karıştırıcı olduğunun farkındayım.
Appreciate that.
Minnettarım.
- And I appreciate that.
- Buna minnettarım da.
- I appreciate that.
- Buna memnun oldum.
I thought you'd appreciate that.
Takdir edeceğini düşünmüştüm.
I'm not really in the market for a marriage blessing, but... I appreciate that.
Evlenmek için piyasada değilim ama eksik olma.
Well, I... appreciate that.
Size minnettarım.
That had to be hard to say to me and I appreciate it, but I don't care.
Bunu bana söylemek senin için zor olmalı ve minnettarım ama umurumda değil.
She's been running around all day trying to find you the proper costume- - not that you would appreciate it.
Bütün gündür sana güzel bir kostüm bulmak için koşuşturuyor. Beğeneceğin yok gerçi de.
I don't think you appreciate how gold that is.
Bunun ne kadar değerli olduğunu bilmiyorsun sanırım.
Your name came up and I sure would appreciate you helping us pave that road.
Senin de adın geçti. Bu işi hazırlamaya yardımın dokunursa çok memnun olurum.
I appreciate the positive affirmations and looking the other way on the perversion, but I know empirically and definitively that I cannot survive on my own. - I cannot.
Pozitif ifadelerin ve sapıklığıma göz yumduğun için minnettarım lakin tecrübeme dayanarak, tek başıma kesinlikle hayatta kalamayacağımı biliyorum.
Eternity labs doesn't get the life-insurance payout if the death is ruled a suicide, and I'm sure that Dr. Jennings would appreciate your loyalty,
Ölüm sebebinin intihar olduğu anlaşılsaydı laboratuar, sigortadan para alamayacaktı. Eminim Dr. Jennings sadakatini takdir ederdi.
Harvey, I appreciate your concern, but this is my first deal, so unless you're gonna pay him off with your money, I'm gonna be at that meeting.
Endişelenmeni anlıyorum Harvey ama bu benim ilk anlaşmam ve ona kendi paranı vermediğin sürece o toplantıda ben de olacağım.
I appreciate you letting me know about Louis, but I'm not going to do that.
Bana Louis'i haber verdiğin için minnettarım ancak bunu yapmayacağım. Peki neden?
You really should appreciate the fact that you can't feel anything.
Hiçbir şey hissedemediğine şükretmelisin.
While I very much appreciate the award, the real honor for me is knowing that my work in organ transference helps give people a second chance at life.
Aldığım ödül için teşekkürlerimi sunarken organ nakli çalışmamdaki asıl onurun insanlara ikinci bir yaşama şansı sunmak olduğunu söylemek isterim.
That's a quality a Frenchman can appreciate.
Bu bir Fransızın takdir edeceği bir niteliktir.
Yeah, we'd appreciate that.
- Çok memnun oluruz.
I was actually just thinking that I now appreciate the advantage of having both a librarian and a thief.
Ben aslında kütüphaneci ve hırsız olmanın avantajlarına sahip olmanın ne kadar mutluluk verici olduğunu düşünüyordum.
Sherlock, of course, is celebrated for his powers of deduction and observation. So you will appreciate it when I tell you that... Watching your performance,
Senin gösterini izlediğimde, sen de taktir edeceksin ki...
It's not that we don't appreciate your generosity, Mom.
Cömertliğini takdir etmediğimizden değil anne.
I want you to know that I appreciate when you give me things.
Bana bir şeyler verdiğinde gerçekten minnettar olduğumu bilmeni isterim.
Yeah. Look, I appreciate you covering for me like that, but...
- Bak, beni kolladığın için sağ ol ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]