English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aquarium

Aquarium translate Turkish

654 parallel translation
Is that the room next to the aquarium?
Bu oda akvaryumu geçince mi?
Aquarium?
Akvaryum mu?
Because the man at the aquarium said that he wouldn't take them back.
Çünkü akvaryumdaki adam onları geri almayacağını söyledi.
It's the one by the aquarium.
Şu akvaryumun oradaki yerlerden birisi.
The aquarium was swell.
Akvaryum harikaydı.
Verloc went to the zoo aquarium evidently by appointment and met a certain foreign individual, who handed him a paper.
"Verloc, randevusu dahilince sirkin akvaryumuna gitti... "... ve ona bir kağıt veren yabancı biriyle buluştu.
That swine in the aquarium silly jeering dangerous brute with no more sense than...
Akvaryumdaki o domuz. Budala, alaycı, tehlikeli zalim, hiç bir mantık...
The aquarium, uh... was Wednesday.
Akvaryumdu, çarşamba günüydü.
We were trying to figure out which day we went to the aquarium.
Akvaryuma hangi gün gittiğimizi bulmaya çalışıyorduk.
You caught him in the aquarium.
Onu akvaryumda yakaladınız, değil mi?
I took her to the aquarium.
Onu akvaryuma götürdüm.
She say, meet you at aquarium, 9 : 00, before many people there.
Bayan seninle akvaryumda buluşmak, saat dokuzda orası tenha.
The aquarium?
Akvaryumda mı?
I've never seen an aquarium.
Hiç bir akvaryum görmemiştim.
To name one occasion, you were seen in the aquarium of this city kissing each other!
Bir örnek vermek gerekirse, bu kentteki akvaryumda... öpüşürken görülmüşsünüz!
10 : 00, the Cloisters. 10 : 15, the Planetarium. 10 : 30, the Aquarium.
10 : 00, Manastırlar... 15, Planetaryum, 10 : 30, Akvaryum 10 : 45, Doğal...
See? Look, 10 : 30, the Aquarium.
Bakın, 10 : 30, Akvaryum.
Captain, if I don't catch her, At least I have my wife Who looks like a parrot, And even has an aquarium
# Şef, eğer onu yakalayamazsam, en azından papağana benzeyen # # ve akvaryumu bile olan bir karım var. #
- Keep him in the aquarium. - No, listen.
Onu akvaryumda tutmak güvenli olur.
You too were doing research, for an aquarium in California.
Siz de Kaliforniya Akvaryumu için araştırma yapıyorsunuz.
- Well, perhaps you'd be interested in a lovely aquarium for your tropical fish?
- Hmm, belki de tropikal balığına uygun bir akvaryumla ilgilenirsin?
Looks as if I'm also buying an aquarium.
Galiba akvaryumu da alacağım.
And I may be able to mend up my alligator, but... you've absolutely ruined the pretty aquarium, my dear.
Belki sonra da timsahımı onarabilirim, fakat... güzel akvaryumumu mahvettiğin kesin.
My aquarium!
Akvaryumum!
- The world's only undersea aquarium.
- Dünyanın tek su altı akvaryumu.
You were admiring my aquarium.
Akvaryumumu takdir ediyordunuz.
They went on all your childhood,... that you lived like imprisoned in an aquarium without secrets nor discoveries, and without friends.
Bütün çocukluğun bunlarla geçti,... akvaryumda bir mahkum gibi arkadaşsız, sırsız ve keşfetmeden.
The Chicago Aquarium!
Chicago Akvaryumu!
She's a marine biologist at the aquarium.
Akvaryumda deniz biyoloğu.
In the Musée des Colonies, near the turtle aquarium.
Koloni müzesinde Kaplumbağa akvaryumunun yanında.
I'm confined to this aquarium.
Bu akvaryumda hapsolmuş durumdayım.
In an aquarium?
Akvaryumdaki?
Now a second aquarium's to be bought, then we'll put one on top of the other.
Akvaryum satın alındı. Daha sonra diğerinin üstüne koyarız.
You walked round and round near the entrance to the Catacombs, you went and stood beneath the Eiffel Tower, you went up a few monuments, you crossed all the bridges, walked along the embankments, visited all the museums, the Palais de la Decouverte and the Aquarium du Trocadero, you saw the rose gardens of Bagatelle, Montmartre by night, les Halles at first light, Saint-Lazare station in the rush-hour,
Yer altı mezarlarının önünde dolanıp duruyorsun gidip Eyfel Kulesi'nin önünde dikiliyorsun birkaç anıtı ziyaret ediyorsun tüm köprülerden geçiyor, rıhtımın önünde yürüyor, Keşif Sarayı'nı Trocadero Akvaryumunu, tüm müzeleri ziyaret ediyor Bagatelle'in Gül Bahçesi'ni, geceleyin Montmartre'ı günün ilk ışıklarında Les Halles'ı en yoğun saatlerinde Saint-Lazare garını 15 Ağustos'un gün ortasında Concorde Meydanı'nı izliyorsun.
Come to the aquarium tonight.
Gece akvaryuma gel.
But the aquarium is closed at night.
Ama akvaryum geceleri kapalıdır.
The lucky lad will have a long and happy life in some aquarium.
Bu talihli oğlanın bir akvaryumda mutlu ve uzun bir ömrü olacak.
There's a really fine specimen down at Ron's Aquarium Shop.
Ron'un akvaryum mağazasında, çok ilginç bir örneği var.
I've decided to get rid of my aquarium.
Akvaryumdan kurtulmaya karar verdim.
My aquarium.
Akvaryumum.
Or is it aquarium calls?
Yoksa akvaryumlarda mı desek?
I'm not going to make it to the aquarium with you today.
Dave, bugün seninle akvaryuma gelemeyeceğim. Üzgünüm.
a kind of invisible aquarium wall separates them from the crowd they attract, and I can spend a whole afternoon contemplating the little takenoko girl who is learning — no doubt for the first time — the customs of her planet.
Bir tür görünmez akvaryum duvari onlari topladiklari kalabaliktan ayiriyor bense, gezegeninin adetlerini ögrenen – kuskusuz bu ilk seferi - küçük takenoko kizi üzerine düsünerek tüm bir ögleden sonrayi geçirebilirim.
In the summer, the light turns green in my room, just like an aquarium.
Yazın, odamdaki ışık yeşile dönüşüyor,... bir akvaryum gibi.
Young lady, where do you want the aquarium?
Genç bayan, akvaryumu nerde istiyorsunuz?
I hope you like our little aquarium.
Umarım küçük akvaryumumuzu beğenmişsinizdir.
That night behind the aquarium in high school?
Lisede bir gece akvaryumun arkasında hani?
Oh, that aquarium.
Haa, o akvaryum.
Al, this is Jimmy, from the aquarium.
Al, bu akvaryumdan Jimmy.
The biggest aquarium you want install here?
Burada inşa etmeyi planladığınız baraj dan bahsediyorum.
This brother's walkin on an aquarium.
Bu kardeş bir akvaryumun üzerinde yürüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]