English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bandage

Bandage translate Turkish

933 parallel translation
The bandage is all wet.
Sargılar sırılsıklam.
Just put a bandage on him.
Bir bandaj koy.
With a saber cut I suppose and a bandage around his head.
Bir kılıçla yaralanmış başını sararken hayal ediyordum.
Have you got a good long surgical bandage?
Çokça sargı bezin var mı?
Wait. I'll get something to bandage it.
Bekle de bandaj gibi bir şey bulayım.
Bandage him up, sister.
Elini sar kardeş.
If you have a bit of bandage, a little cotton, and some iodine...
Eğer biraz bandajınız varsa, biraz pamuk ve biraz kolonya...
- Beda, your bandage is all filthy.
- Beda, bandajın kir içinde.
It was Beda, it was your bandage that gave me the idea you were a physician.
Beda sayesinde, yaptığınız bandaj bana doktor olduğunuz fikrini verdi.
What are you doing that for? It's the bandage, Lu.
- Ne yapıyorsun böyle?
It must have been a bit of a shock - l felt so dreadful, Fred, looking at him, Iying there... with that bandage round his head.
Ciddi bir şok geçirmiş olmalı. O orada başı bandajlı yatarken kendimi korkunç hissettim Fred.
I say that bandage makes you look very interesting.
Bence şu bandaj seni çok ilginç gösteriyor.
Bandage.
Bandaj.
That gorgeous blond was driving careful and the old boy has a bandage on his head.
Şu sarışın fıstık dikkatle arabayı kullanıyordu, ihtiyar delikanlının da kafasında sargı vardı.
Put the bandage back on.
Bandajı arkaya koy.
If you're hiding from someone, you better cover up that bandage.
Eğer birinden saklanıyorsan, bandajı ört. Senin burada ne işin var? Seni takip ettim.
Here, kid. This will fit better over that bandage.
Bandajın üstünden daha rahat olur.
Haven't got a bandage.
- Bandajım kalmamış.
It's time you tried an elastic bandage on yours
- Benimki öyle mi yani? - Evet! Geceleri lastik bir bant takmalı ve profilden görünmemelisin.
He had a bandage under one eye.
Bir gözünün altında bandaj varmış.
- I haven't finished the bandage.
- Bandajı bitirmedim.
Reminds me of a bandage I wore once when I sprained my ankle.
Bileğimi yaraladığımda yaptıkları bandajı hatırlattı.
Where did you ever learn to do a Velpeau bandage?
Velpeau bandajı yapmasını nereden öğrendin?
Well make a compression bandage, pack it in.
Baskılı bandaj yap, dur artık.
Stop talking and put a bandage on this.
Konuşmayı bırak da, üzerine bandaj yap.
Your head needs a bandage.
Başına bandaj gerekiyor.
Can you bring a bandage?
Bandaj getirebilir misin?
I must get linen for a bandage.
Bandaj için bir keten lazım.
Hold the bandage.
Bandajı tut.
In two days you can take off the bandage.
İki gün içerisinde bandajları çıkarabilirsin.
What a fine bandage.
Evet. Çok güzel bir bandaj oldu.
I'LL GET A BANDAGE.
Eliniz için sargı getireyim.
- Bandage it well.
- Yarayı iyice sar.
Strikes me you took quite a time and made quite a fuss over that bandage for Mr. Gentry.
Adamın kolu ile uzun uzun uğraşman dikkatimi çekti.. ... ve Bay Gentry'nin koluna bandaj yaparken çok telaşlıydın.
I can bandage the whole thing, put some tape on it and...
Tüm şeyi sargılayıp üstüne bant yapıştırırım ve...
I hate to intrude on your private thoughts, but I'd like to change your bandage.
Derin düşüncelerinize mani olmak istemem, ama sargınızı değiştirmeliyim.
With a saber cut, I suppose, and a bandage around his head.
Bir kılıç yarasıyla herhalde veya başında bir sargıyla.
Bandage him!
Yaralarını sarın!
Get the bandage out of there.
Oradaki bandajı al.
Look, you'll get a lot of sympathy, they'll slap a bandage on you.
Bak, bir hayli sempati kazanacaksın, sana bir bandaj yapıştıracaklar.
You take it and spread it on your hand, and then I'll bandage it up for you.
Onu al ve eline sür, daha sonra ben onu senin için sargılarım.
See that she has a clean bandage every day.
Her gün temiz bir bandajla değiştirin.
Have you got a bandage?
Bandajınız var mı?
Let's get a bandage on that.
Gidip başını bandajlayalım.
I will bandage you.
Yaranı saracağım.
I have removed the outer bandage.
Dış bandajı çıkardım.
Now I am removing the inner bandage.
Şimdi de iç bandajı kaldırıyorum.
When your next doctor takes that bandage off...
- Tamam, geliyorum. Gördüğün ilk doktora söyle, o sargıyı çıkarsın ve...
You think if you bandage their fingers, you'll get their souls.
Onların yaralarını sarınca ruhlarını da elde edeceğinizi sanıyorsunuz.
- Just bandage it, Dooley.
- Sadece yarayı sar, Dooley.
With the bandage on, they may take me for him.
- Dışarısı polis kaynıyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]