English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bandana

Bandana translate Turkish

186 parallel translation
Here's your bandana back.
İşte eşarbın.
Trudging down the highway the stick over his shoulder and his precious Clausewitz in a bandana.
Bastonu omzunda,.. ... kırmızı bir örtüye sarılmış pek kıymetli Clausewitz'iyle yolda yürüyor!
Banner, bandana ban bandit, banditry baritone, benevolent baroque, basilica baron.
Bayrak, bandana ban haydut, haydutluk.. ... bariton, cömert barok, bazilika baron.
- Bandanas?
- Bandana?
I used to hear him at the Bandana Club outside Camp JJ Reilly.
JJ Reilly Üssü dışındaki... Bandana Klüp'te dinlerdim onu.
Sweat bands, bandanas, buy this caps...
ter bantları bandana rozet...
Bandanna?
Bandana?
- You wear bandanna, I wear bandanna.
- İkimizde de bandana olmalı.
I'm not a very great expert at the nails, so I cover a portion of the nails... with this very thin old bandana so it's not too painful to me.
Çiviler konusunda büyük bir uzman değilim, bu yüzden çivilerin bir bölümünü canımı çok acıtmasın diye bu ince bandanayla örtüyorum.
I've got the gun, the knife, the bandana and the flashlight.
Silahı, bıçağı, bandanayı ve el fenerini.
My bandana!
Benim bandanam!
Oh, well, Thunder has a goatee, wears a bandana and he reeks of that cologne, Obsession for Men.
Thunder'ın keçi sakalı var. Bandana takar ve Erkek Tutkusu isimli kolonya kokar.
Pan-chan... huh?
Pan-chan... Bu bandana elbiseyle iyi gitmez, ha?
They're terrorizing everyone.
Örnek olarak Bandana çetesini alabilirsin.
And I had this red bandanna.
Başımda kırmızı bandana vardı.
Chachi always wore a red bandanna.
O da hep kırmızı bandana takardı.
I put a hat or bandanna on my head, then they cannot recognize a nigger.
Başıma bir şapka ya da bandana takıyorum çünkü teşhis sırasında başına bir şey takmış bir zenciyi ayırt edemiyorlar.
Okay! I'm doing another load of bandannas!
Pekâlâ, bir bandana yığını daha yıkayacağım.
- I worry that the ragtag group of French pirates you stole it from... are gonna riddle our home with cannon fire.
Mendil kapmaca oynayan Fransız korsanlardan çaldığın bandana yüzünden evimizi top atışına tutarlar mı diye endişeleniyorum.
Very dapper, red bandana.
Kırmızılar içinde çok şık oldun.
Red bandanna. POR, door, 6 o'clock.
Kırmızı bandana, kapıdan saat altı yönünde.
I do wear a bandana.
Ben Korsan bandanası takıyorum. Peki bandanayı takınca rol de yapıyor musun? - Gerçekten mi?
Now--now, are you playing a character when you wear that bandana? Hmm, I guess not.
- Aslında hayır.
Put on the bandana.
Eğer sende bandanayı takacaksan yaparım.
Anna, Falana, Banana, Bandana...
Anna, Falana, Banana, Bandana, Montana...
- To the Bandana Republic!
- Bandana Rebuplic mağazasına!
- It's a bandana.
Bir bandana.
- Nice bandanna.
Güzel bandana.
And, you, give me that bandana.
Ve sen, şu bandanayı bana ver.
This is not a bandana.
Bu bir bandana değil.
- Hey, can I lose the bandana too?
Bandanadan da kurtulabilir miyim? Neden?
The point of this is for me to get some sex and I'm not gonna get any if I'm wearing a stupid yellow bandana.
Bu olayın benim için tek amacı seks yapabilmek, ve eğer aptal sarı bandana takacak olursam hiç seks yapamayacağım.
'Do-rag!
Bandana!
The paprika festival, bandana days... sir, we just lost the adult video awards.
Kırmızı biber festivali, bandana günü... efendim, yetişkin video ödüllerini henüz kaybettik.
I first came down in 1948... with a red bandana around my neck... on the subway to go... to see if I could find poets... in Greenwich Village.
Buraya ilk kez 1948'de geldim... boynumda kırmızı bir fular vardı. Metroya binip... birkaç şair bulabilir miyim diye... Greenwich Village'e gittim.
Maybe two different colored bandannas.
Belki de 2 farklı renkte bandana kullanırım.
So the basic deal is that this stuff could be cut into a show later on, but who knows what look I had, whether I had the black bandanna or no bandanna.
İşin aslı, bu çektiklerim, daha sonra bölümler halinde yayınlanabilir, ama kim siyah bir bandana takmışım ya da takmamışım, bilecek ki.
According to the witness, he was wearing a bandana.
Görgü tanıklarına göre bandanası varmış.
No way was he wearing a bandana.
Bandana takmasına imkan yok.
I thought I'd see George Bush in a do-rag before Tonya got in trouble.
Bende Tonya'ya bağırılmadan önce, George Bush bandana takar diyordum.
We wear bandannas.
Biz de bandana takarız.
That's a nice bandanna.
Bu güzel bir bandana.
You're a dorky, white kid with a Cub Scout bandana on his head.
Kafasına yavru kurt bandanası bağlamış inek tipli beyaz bir çocuksun.
With your dark attitude, the wild beard, the bandana...
Karanlık tavırların, yabani sakalın, bandaj falan...
Black bandanna and sunglasses.
Siyah bandana ve güneş gözlükleri.
And he was wearing a red bandana on his face. Like a robber in an old western or something.
Suratını kırmızı bir bandanayla örtmüştü, eski kovboy filmlerindeki soyguncular gibi.
And when he was emptying the register and his bandana fell down, he had this, like, scar running right here.
Şurasında bir yara izi vardı.
Does that description sound familiar, or do you need a red bandana to jog your memory?
Bu eşkâl sana da tanıdık geldi mi? Yoksa hafızanı dürtmek için kırmızı bandana mı lazım? Kendall?
Kid with the bandana is Roberto Menchavez aka Lucky Dog, leader of the 7th Street gang.
Bandanalı çocuk Roberto Menchavez. Şanslı piç olarak da bilinir. 7.
The bandana we found in the elevator
Asansörde bulduğumuz bandanadan DNA çıkmadı.
Take this bandana gang, for instance.
Gördün mü?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]