English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Barracks

Barracks translate Turkish

1,182 parallel translation
In Paris, we have barracks at each of the king's castles.
Paris'te, kralın kalelerinin her birinde kışlalarımız var.
After all, cleanliness is next to Schofield Barracks.
Temizlik, Schofield Kışlası'ndan gelir.
Fourteen days confined to barracks.
- 14 gün kışlada kalacak.
The divisional barracks must be sealed off by 1400 hours.
Tümen barakaları 14 : 00'te kapatılmalı.
Who checked you out of barracks?
Kıyafet kontrolünü kim yaptı?
The barracks room offers many a lesson in courtesy and how not to give offense.
Kışla pek çoklarına kibarlığı ve karşısındakini kırmamayı öğretir.
Fourteen years passed in college, the army, in dormitories and barracks.
14 yıl geçti, üniversite, ordu, yurtlarda ve kışlada.
Don't tell me you paint in the barracks.
Kışlada resim yapacağınızı söylemeyin sakın.
No one paints in barracks.
Kimse kışlada resim yapamaz.
Confined to barracks at Dupleix. AWOL
Dupleix'de kışlada hapis. "Asker kaçağı"
From this point on, the entire brigade is restricted to barracks for a period of eight hours.
Şu andan itibaren, bütün tugayın barakalardan çıkması 8 saat süresince yasaktır.
"Provo's Barracks," "Provo's Commissary." You see what I mean?
"Provo'nun Kışlası," "Provo'nun Kantini." Ne demek istediğimi gördünüz mü?
100 employees find themselves imprisoned in the barracks.
Çalışanlardan 100'ü, tutuklandı.
The bag of the barracks we reported 26,000 pesos over 10,000 of the train attack.
Alayın fonundan 26 000 altın peso ve trenden de 10 000.
If I'm not mistaken, Major, tha  s an army barracks over there.
Yanılmıyorsam binbaşım, şurada bir kışla var.
As acting barracks officer, I suggest you take the corner mattress.
Odanın reisi olarak, size şu boş yatağı tahsis etmeme izin verin.
Division, to the barracks.
Tümen, kışlaya.
The SA have been confined to their barracks.
SA birlikleri kışlalarına tıkılıp kaldı.
Consequently, it'll be necessary to stop the flow... of the heavy artillery into the barracks of the SA.
Sonuç olarak, ağır silahların SA kışlalarına akışını... durdurmak şart olacak.
It's clear that you are a police officer, stinking of barracks and files. Of cells.
Bir polis memuru olduğun bariz, her yanın polis ofislerindeki küflenmiş dosyalar gibi kokuyor.
You may return to your barracks soon.
Az sonra kışlalarınıza döneceksiniz.
This is a barracks.
Burası kışla.
- How often you go in the guards'barracks?
Muhafız barakalarına ne sıklıkta giriyorsun?
Cpl. McLean will lead the rest of you... to the southern section where the barracks are concentrated.
Onbaşı McLean geri kalanına komutanlık yapacak... onunla beraber barakaların yoğun şekilde bulunduğu kuzey bölgesine gideceksiniz.
Return to your barracks.
Barakalarınıza dönün.
Now return to the barracks.
Şimdi barakalarınıza dönün.
Soldiers, for the last time, return to your barracks.
Askerler, son kez söylüyorum barakalarınıza dönün.
What are you gaping at? Back to your barracks. Go to bed!
Burada durmuş neye bakıyorsunuz?
And so, in this hell, on this planet full of hospitals, asylums, cemeteries, factories, barracks and buses, the brain slowly slowly... runs away
Ve bu cehennem, bu gezegen. Hastanelerle, akıl hastaneleriyle mezarlıklarla, fabrikalarla kışlalarla ve otobüslerle dolu. Beyin yavaş yavaş uçup gidiyor.
Where there were straw roofs and log walls, the new God built a small village with brick and stone-walled houses, with streets and squares, barracks for the warriors, and a castle for the council of chiefs.
Yeni Tanrı, hasır çatılar ve uzun duvarların olduğu tuğla ve taş duvarlı evlerle sokakları ve meydanları savaşçılar için barakaları ve şefler konseyi için de kalesiyle küçük bir köy kurdu.
Manolo and Juanito will attack the army barracks with our main forces.
Manolo ve Juanito da ana güçlerimizle ordu kışlalarına saldıracak.
Well, sir, I couldn't very well put her in the enlisted men's barracks, could I?
Efendim, O kadınıı yeni askerlerin kışlasına yerleştiremedim, yerleştirmeli miydim?
This is a barracks, not a stable.
Burası bir kışla, ahır değil.
Sounds like I'm back in the barracks.
Sanki kışlaya geri dönmüşüm gibi.
In the barracks?
Gösteride mi?
In this great floating barracks, morale was all-important.
Âdeta yüzer bir kışla hâline gelen bu yerde, moralleri yüksek tutmak önemliydi.
Dark stations, barracks, warehouses.
Karanlık istasyonlar, kışlalar, ambarlar.
I'd prefer the barracks, if it'd be all right?
Barakaları tercih ederim, eğer uygunsa?
Ah, I was saying that these works, which are in the barracks library, will help you better understand the relativity of customs and, consequently, of laws.
Evet kütüphane raflarında olan bu eserler, Geleneklerin bağlantısını ve sonuç olarak yasaları anlamanıza yardımcı olacaktır.
I live in an army barracks with the FBI guys.
Askeri barakalarda, FBI'lı çocuklarla beraber.
I remember I was in the Marine Corps barracks in Washington...
Washington'daki Deniz Piyade Taburu'ndayken...
Too old for reclamation, so they made me barracks chief.
Bataklık kurutmak için çok yaşlı olduğumdan baraka şefi yaptılar.
Two barracks, a gymnasium, a garrison shop, a whorehouse -
İki kışla, bir spor salonu, bir garnizon dükkanı, bir kerhane...
Her barracks, commander?
- Barakasına mı kumandan?
- What's this? - Guards'barracks.
- Muhafızların ana barakası.
Barracks?
Kışla mı acaba?
Clean this barracks room, and I want it shining!
Yatakhaneyi de pırıl pırıl temizleyin!
♪ They've chased us round and round the barracks square ♪
# Kışla avlusuna kadar bizleri takip ettiler #
All we do is sit in trucks and barracks, waiting for our bit of the war to start.
Tek yaptığımız, araçlar veya kışlalarda savaşın patlamasını beklemek oluyor.
You're in Barracks No.23, right?
23 numaralı barakadasın değil mi?
- The guard barracks.
Muhafızların kampına.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]