Before that translate Turkish
36,033 parallel translation
And I would like to get a little further past puberty before that happens.
Bu gerçekleşmeden en azından ergenliği biraz atlatmayı isterdim!
I can't before that.
Ondan önce kovamam.
You ate countless cows before that. Are you unhealthy?
Bundan önce kaç tane inek yedin?
I'm sorry, but before that, do any of you have a match or a lighter?
Özür dilerim ama acaba birinizde kibrit ya da çakmak var mı acaba? - Efendim?
Should we walk toward Bosingak Pavilion? Wait, before that...
- Bosingak Pavilion'a doğru yürüsek mi?
No smoke in his lungs, which probably means he died before that boat was even on fire.
Akciğerlerinde sigara yok, muhtemelen öldüğü anlamına geliyor O tekne daha ateşe girmeden önce.
Which means he was probably dead before that boat even caught on fire.
Yani o tekne ateşe bile maruz kalmadan muhtemelen ölmüş demektir.
But you will be woken before that and taken outside of Warsaw.
Ama siz erken uyanıp Varşova dışına götürüleceksiniz.
Give me that before I force you.
- Koy şunu, ben yaptırmadan.
It means, Trollhunter, that there's never been a human to bear the mantle before.
Daha önce bu görevi alan bir insan olmadı demek Trol Avcısı.
What? No one has ever answered that before.
Hiç kimse daha önce bu cevabı vermemişti.
In that case, I suggest you assure yourselves of his whereabouts before proceeding.
O hâlde bu işe girişmeden önce nerede olduğundan emin olmanızı öneririm.
You told me before... that if I found something on you,
Bana daha önceden söylemiştin.
Your number is the last number that called him before the accident.
Kazadan önce aradığı son numara, senin numaran.
But that hospital was closed down the year before last year.
Ama o hastaneyi geçen yıl kapattılar ya.
It just seemed like I saw her before, so I am making that assumption.
Bir yerden görmüşüm gibi geldiğinden varsayımda bulunuyorum sadece.
That's why you should tell me before it's too late.
Bu yüzden çok geç olmadan hikâyeni söyle bana.
That's why I told him to let me know before leaving although he could appear without telling me
Bu yüzden gelirken haber vermese de giderken haber vermesini söylemiştim ona.
Put that marbly thing down before I get really upset.
Hazır nazikçe istemişken ufak ufak yerine koy onu.
How is it that you ask me about his looks before asking about his character?
Görünüşünden ziyade neden mizacını merak etmiyorsun?
This is insurance money that someone's mother left behind before she died.
Sigorta parası bu. Bir annenin ölmeden evvel çocuğuna bıraktığı para.
It's never done that before.
Daha önce hiç yapmamıştı.
Pick up the pace so that we can catch them before they leave.
Onlar ayrılmadan önce onları yakalamak böylece hızını pick up.
Are you aware that you always say you're not going to do something right before you do it?
Bir şeyi yapmadan önce hep onu yapmayacağını söylediğinin farkında mısın?
Never seen that before.
Hiç böyle şey görmemiştim.
My dad told me that people have always looked at the patterns of the stars to predict what was going to happen in their lives, and if you could understand those patterns, you'd be able to know what was gonna happen before anyone else did.
"Hayatlarında ne olacağını tahmin etmek için insanlar her zaman yıldızların şekillerine bakarlar,... ve o şekilleri anlayabilirsen,... birisi bir şeyi yapmadan önce ne olacağını bilirsin."
The last time we saw each other he told me that each star's light has taken decades to reach us and how it always burns brightest right before it dies.
En son birbirimizi gördüğümüzde her yıldızın ışığının bize ulaşmasının asırlar sürdüğünü ve ölmeden önce ne kadar parlak olduklarını söylemişti.
I landed awkwardly on a jump that I had done a hundred times before...
Daha önce yüzlerce kez yapmış olduğum bir atlamayı beceriksizce yaptım.
That was before the Russian invasion!
Rus işgalinden önceydi!
Yeah, maybe you should've thought of that before you took Ed's money.
Evet, belki de bunları Ed'in parasını almadan önce düşünmeliydin.
And if I suffocate in there before morning, I guess that'll be an accident too, right?
Ve sabaha kadar orada havasızlıktan boğulursam sanırım o da bir kaza olur, değil mi?
The table that should have known to RSVP regrets... but not before sending something nice off the registry.
Pişmanlık kelimesinin tam karşılığı olan masa. Tabii yine de nezakette bulunmak lazım.
But not before he got a shot off that killed you.
Ama önce bir vuruş yapmadı, seni öldürdü.
She must have spoken about the future before she died about the wonderful things that lie ahead for you.
ÖImeden önce geleceğin için konuşmuş olmalı. Önünde daha ne güzel günler olduğunu.
But I didn't know any of that until right before I fell.
Ama düşene kadar bunların hiçbirini bilmiyordum.
- It's just cute - that you get up before us to get breakfast. - Ooh.
- Kahvaltı yapmak için bizden erken uyanman çok hoş.
Yeah, well, that was before she became a sociopath, ally.
Evet ama o zamanlar kız sosyopat falan değildi, Ally.
I confess that I will die before I give up this search.
Ölene dek bu arayıştan vazgeçmeyeceğimi itiraf ediyorum.
Do you mind if you take that jacket off before you go out there?
Bu ceketi alıp almaz mısın Oraya gitmeden önce
You see your firstborn son hanging there, his head at a left leaning angle looking down at you, asking how could you do that to your son who up until two years before his death had given you the greatest gift...
Orada doğan ilk oğlunu görüyorsun, Kafası sol eğilme açısı Sana bakmak
Before we get to that, I'm just curious, why are you here?
Başlamadan önce, merak ettim de, neden buradasınız acaba?
I'm sure that you were self-centered and narcissistic before your accident.
Kazadan önce ben merkezci ve narsist olduğunuza eminim.
Let us not forget that before Mordred, the Mages lived among us in harmony.
Mordred'dan önce büyücülerin bizimle beraber uyum içinde yaşadığını unutmayalım.
That was before they tasted power, and produced those creatures of war.
Gücün tadına varmadan ve o savaş yaratıklarını önceydi.
I've never run that fast before.
Hiç bu kadar hızlı koşmamıştım.
Next time, why don't you just tell me about it before you do something like that?
Bir dahaki sefere böyle bir şey... yapacağında bana söylersin, değil mi?
And before that, he was just a driver.
Ondan önce ise şoförlük yapıyordu.
No. We've seen that before, but...
Hayır, daha önce giymişti.
She's never done that before. Oh, my god.
Daha önce hiç yapmadı.
I never heard of that before.
Daha önce hiç duymamıştım.
And that was before you murdered his son.
Ve oğlunu öldürmeden önceydi.
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16