Bell dings translate Turkish
317 parallel translation
( bell dings )
( çana vurulur )
- [Bell Dings] - Line up here!
- Burada sıra olun!
- [Bell Dings ] - [ Rowntree] Quietl
Sessizlik
Okay. ( elevator bell dings ) Carol?
Tamam.
[Bell dings]
[Zil çalar]
- [Bell Dings ] - [ Sighs] I made it the whole day without seeing her again.
Bütün günü onu görmeden geçirdim.
- $ 4.20. - [Bell Dings] - How much is your penny candy?
Sent şekeri ne kadar?
Where do you think I got the rule from? [BELL DINGS]
Kural nereden çıktı sanıyorsun?
[ELEVATOR BELL DINGS] He's back.
Geri geldi.
- I am. [BELL DINGS]
Hazırım.
- And in school yard fights, the highly anticipated match... - [Bell Dings] between Kearney and Mr. Largo ended in a disqualification... for use of dog-doo on a stick. Lisa.
Ve bugün okul bahçesi savaşlarında, Kearner ile Bay Largo arasında olması beklenen maç sopaların ucunda köpek boku olduğu için diskalifiye olmalarıyla ile bitmiştir.
[Elevator Bell Dings]
[Asansörün zili çalar]
[Elevator Bell Dings]
[Asansör zili çalar]
- What are you going to do now? - [Bell dings]
Hayır, ben bıraktım.
- [Bell Dings]
Bekleyin, çocuklar.
. - [Bell Dings] - Get away from my store, you young hoodlums!
Dükkanımdan uzak durun, genç serseriler.
- And "Please let me die." - [Bell Dings]
Ve "İzin ver, öleyim." - " Ov.
It sure is slippery up here. - [Bell Dings]
Hey burası çok kaygan bir yere benziyor.
- That's it. - [Bell Dings]
O dediğinden.
- [Elevator Bell Dings] - Aah!
Aah!
Apparently, there's no catch. [Elevator bell dings] I'll see you at home.
Ama yakalanacak bir şey yokmuş demek ki.
SOMETIMES YOU JUST HAVE... ( bell dings )
Bazen sadece...
- [Bell Dings] - I don't cook for myself, you know.
- Kendime pişirmiyorum.
- [Bell Dings] - Now I'm ready to hit the town.
Artik kasabada bir gezintiye çıkmaya hazırım.
- [Panicked Yelping ] - [ Bell Dings] - Okay.
Pekala. 12 santimetre.
- [Bell Dings] - Hey, you did not pay for that beer!
Baksana, biraların parasını ödemedin!
- [Bell Dings] - Goat.
Keçi.
A pirate walks into a move theatre. He's got his eye patch and his peg leg and... [BELL DINGS]
Tek gözlü bir korsan, tahta bacağını sürükleyerek salondan içeri giriyor.
- God, the summer totally sucks. - ( Bell Dings )
Tanrım, yaz gerçekten çok sıkıcı.
[Bell dings]
( Zil çalar )
[Elevator Bell Dings] So you think this demon is eatin'the hearts of heroes, huh?
Bu iblisin kahramanların kalplerini yediğini düşünüyorsun yani?
- [Bell Dings ] - [ Shrieks] My roast!
Rostom!
Come on, Annette. [Elevator Bell Dings] I'll get the next one.
Hadi, Annette.
[Elevator Bell Dings] Mr. Monk.
Bay Monk.Senin için endişelendim.
- I was mildly delirious. - [elevator bell dings]
İnlerken daha sessiz olmam gerekirdi.
[Elevator Bell Dings] No way this could happen, Danny.
Bunun olması imkânsız, Danny.
- [Bell Dings]
Çalışıyor.
- [Bell dings] - Oh, gingerbread's done.
Zencefilli çörek hazır.
Maybe she has a bell that dings whenever she backs up.
Belki her geri çekilişinde çalan zilleri vardır.
[Bell Dings ] [ Bart] Anchorman, huh?
Sunucu oldum öyle mi?
[Elevator bell dings]
Hayat doluydu.
[Elevator Bell Dings]
- Affedersiniz- -
- [Bell Dings ] - [ Snoring]
Huh?
( bell dings ) That's enough!
Ayrıl!
- ( bell dings ) OK. I want a good.
Temiz, dürüst bir robot dövüşü istiyorum.
( register bell dings )
Belki bir dahaki sefere.
[bell dings] - Meredith.
- Meredith.
- [Elevator Bell Dings] - You pay me for my advice, right? Well, leverage everything.
Herşey için bastırabiliriz.
- [Bell Dings ] - [ Applauding] This is what Roger does?
Roger böyle mi yapıyor?
[Muffled ] Mm-hmm. Is everyone all right? [ Elevator Bell Dings]
Hepiniz iyi misiniz? Sen başardın, preciosa.
[Elevator bell dings] Oh, Sofia, it's you!
Sofia, buradasın!