Bell chimes translate Turkish
31 parallel translation
I... i just... ( church bell chimes )
Ben... ben sadece...
- I'm sure it will be. - ( bell chimes )
Olacağından eminim.
Guys, guys, guys, guys, guys, guys- - [bell chimes]
Çocuklar, çocuklar, çocuklar... Çocuklar, çocuklar, çocuklar...
( electronic bell chimes )
Dee : 66 | Charlie : 66 Dennis : Elendi. |
The trouble begins when the fantasy wears off... [bell chimes] Coming!
Sorunsa fantezi bitip... Geliyorum.
- I'm always the one holding the camera. - [Bell chimes]
Resimleri hep ben çektim de ondan.
When the evening bell chimes, I will come find you, Seeker.
Akşam çanı çaldığında senin yanına geleceğim, Arayıcı.
( bicycle bell chimes )
( bisiklet zili çanları )
All right. I should get back. ( Bell chimes )
Dönsem iyi olacak.
( elevator bell chimes ) Okay...
( Asansör çan chimes ) Tamam...
Red's bad with animals but not that bad. ( Bell chimes )
Kırmızı'nın hayvanlarla arası kötüdür ama o kadar da değil.
[Door opens, bell chimes]
[Kapı açılır, çan çanları]
[bell chimes] - That's right, Nine-Nine.
İşte bu, 9-9.
Come back when the church bell chimes.
Kilise çanlarının sesini duyduğunuzda geri gelin.
BELL CHIMES
BELL Çanları
- [Bell chimes]
- Evet.
There was the passing bell, the fire bell the call to Mass, the chimes of great devotion and people listened, and went to visit the dying, bury the dead or take up their blunderbusses when they heard the alarm
Geçiş çanı vardı, yangın çanı ayine çağrı çanı, büyük inanç çanları ve insanlar dinler, ölmekte olan kişiyi ziyarete gider, ölenleri gömer ya da alarmı duyduklarında karabinalarını çıkarırlardı.
It meticulously impregnated you life, your movements, the hours you keep, your room, it took possession of the cracks in the ceiling, of the lines in your face in the cracked mirror, of the pack of cards ; it slipped furtively into the dripping tap on the landing, it echoed in sympathy with the chimes of each quarter-hour from the bell of Saint-Roch.
Titizlikle girdi hayatına, hareketlerine, saatlerine, odana tavanındaki çatlakları, kırık aynanda gördüğün yüzündeki çizgileri, iskambil desteni eline geçirdi bir hırsız gibi musluğundan damlayan suya sızdı her çeyrekte Saint-Roch'un çanıyla birlikte yankılanıyor.
and a lonely bell still chimes so many songs, so many stories
"Tapınağın dağından gelmiyor artık ibadete çağıran sesler."
Late into the night a bell still chimes
Gecenin geç vaktinde hala.anlar çalıyor....
What are you- - [bell chimes] What?
Ne?
[aunt may ] dinner. [ bell chimes]
Akşam yemeği.
[Typewriter clicking, bell chimes]
Çeviri : aytackara İyi seyirler.
( Bell chimes ) Guys, I just made 250 dollars!
Millet, az önce 250 dolar kazandım!
( Cheering, bell chimes ) We've got a really big problem.
Hem de çok büyük bir sorunumuz var.
BELL CHIMES We wanted it all to be just the same.
Kilisenin aynı olmasını istedik.
- _ - [cell phone chimes, elevator bell dings]
Şu an. Rica etmiyorum.
( BELL CHIMES )
TRueS İyi seyirler dilerim.