Belt translate Turkish
6,429 parallel translation
One of your men strangle this guy with his own belt?
Adamlarından biri kendi kemeriyle bu adamı boğmuş mu?
And if I were a betting man, I'd say Doyle had been strangled with his own belt.
Eğer bahse girseydim Doyle'un kendi kemeriyle boğulmuş olduğunu söylerdim.
Seat belt.
Emniyet kemeri.
All I saw was the star on his belt.
Sadece kemerindeki yıldızı gördüm.
Hey, what do you guys think about this belt?
Bu kemer hakkında ne düşünüyorsunuz?
Guy has over 30 years under his belt.
Adam 30 yılı aşkın şeriflik yapıyor.
He had 30 years under his belt.
Kendi bağımlılığıyla 30 yıl geçirdi.
They don't do much either, but at least you know you'll eventually get a belt.
Onlar da pek bir şey yapmıyorlar ama biliyorsun ki eninde sonunda bir kemerin olacak.
My belt's buckled.
- Kemerim bağlı.
I'm gonna put on a goddamn chastity belt.
Ona bekaret kemeri takacağım.
I'm sure that would be quite a notch on your belt.
Eminim bu onun kemerini biraz sıkacaktır.
I have your belt.
Kemerin bende.
I want youse on your belt buckles, shoulder to shoulder.
Birbirinizin ardından uyum içerisinde gitmenizi istiyorum.
Cell phone clip and wallet are on the left side of the belt.
Cep telefonu ve cüzdanı kemerinin sağ tarafında.
Oh, and wear your seat belt.
Emniyet kemerinizi de takın.
White guys don't want a relationship with black women- - they just want a notch on their belt.
- Beyaz adamlar, siyah kadınlarla ilişki kurmak istemezler. Sadece tadına bakıp geçerler.
The belt has one.
Kemerde bir tane var.
This belt's pretty handy.
Bu kemer oldukça kullanışlı.
There are liquid nitrogen capsules on my belt.
Kemerimde sıvı nitrojen kapsülleri var.
Please tell me you have something else on that belt we can use.
Lütfen bana o kemerde kullanabileceğimiz başka şeylerin de olduğunu söyle.
Utility belt must have torn free.
Alet kemerim belimden düşmüş olmalı.
I've got my seat belt on.
- Emniyet kemerim takılı ya.
Put on your seat belt.
Kemerini tak.
♪ Like a conveyor belt ♪ Above my eyes ♪ When under ether
d Like a conveyor belt d Above my eyes d When under ether d The mind comes alive d But conscious of nothing d But the will to survive
So she made you a gun belt.
Yani sana silah kemeri kılıfı yaptı.
You don't have it in your belt.
~ Üzerinde o kadar para yok.
This here is a belt buckle once worn by the great Wyatt Earp.
Bu kemer tokasını bir zamanlar muhteşem Wyatt Earp takarmış.
Mitchell, my belt buckle was owned by a legend of the old west.
Mitchell, benim kemer tokam Eski Batı'nın efsanesine aitti.
This is a belt buckle that was once owned by the legendary Wyatt Earp.
Bu kemer tokası bir zamanlar efsanevi Wyatt Earp'e aitmiş.
- No. This belt buckle means so much to you.
Bu kemer tokası senin için çok önemli.
You know - - the idea of me parting ways with a belt buckle that my grandfather arm-wrestled Wyatt Earp for - -
Dedemin Wyatt Earp'le yaptığı bilek güreşinde kazandığı bu kemer tokasından ayrılacak olma fikri...
Your belt buckle is garbage.
Senin kemer tokan beş kuruş etmiyormuş.
- Let's get it on the belt here.
- Kemerinizi buraya koyun.
But here, hook this around your belt loop.
Ama al, bunu kemerine bağla.
Remind me, Fathead, how many years of college you got under your belt?
Söyle bakalım ahmak, üniversitede kaç yıl kalıp bir şeyler öğrenebildin?
I got a belt for your little ass.
Senin küçük kıçın için kemerim hazır.
West, you got plenty of years under the belt.
West, sende yılların tecrübesi var.
Put your seat belt on.
Kemerini tak.
Better win that belt.
O kemerden daha iyi kazan.
Remember, he never really was tested before, never defended the belt, so we'll see.
Unutma, daha önce hiç test edilmemişti. Kemeri hiçbir zaman savunmadık, göreceğiz.
The Aristotle's the big fella parked in the asteroid belt, yeah?
Aristo, astroid kemerine park edilmiş koca oğlan, değil mi?
- Seat belt.
- Emniyet kemeri.
14,000 in diamond belt buckles.
14 bin dolarlık elmas kemer tokaları.
Right, 26 Suni militants attending a suicide bombing training session were killed when their instructor accidentally loaded a belt with live explosives.
26 Suni militan canlı bomba eğitimde ölmüş. Eğitmenleri kemerini yanlışlıkla gerçek patlayıcıyla doldurmuş.
Have you got yourself a new belt, or?
Yeni kemer mi aldin sen?
I picked up a belt... and I kept choking him.
Boğulana kadar sıktım.
I played a john on The Client List. This seat belt is stuck.
Emniyet kemeri sıkışmış.
Don't forget your seat belt.
Kemerini takmayı unutma.
Where did you get the gun belt?
Silah kılıfını nereden buldun?
The seat belt got jammed, we had to
Emniyet kemeri sıkışmıştı, onu orada..
Vehicle, belt-fed AK.
Vasıta ve ona bağlanmış AK.